Kırmızı

Peşindeler

Selam canlarım. Bir düğün macerasından geçtiğim için bölüm atamadım.

Ve canım da sıkkın şahsen.. Rabbim Mescid-i Aksa'nın ve tüm Müslümanlar In yardımcısı olsun. Elbet kazanacağız. Belli bir şey bu zaten.

××××××××××××××××××××××××××××××××

Sevsin istedim, sadece sevsin...

××××××××××××××××××××××××××××××××

Yorum ve oylarınızı bekliyorum bebeklerim

                                  < 24 >

Bakış Açısı

Şahit olmuşlardı tüm o yaşananlara. Murat bir hızla yanlarına gelmiş ve olayı anlatmıştı.

Kalenin salon kapısı açılırken Murat koşa koşa Aronun yanına geldi ve olabildiğince hızlı anlattı. Krallığın girişi yasaktı ama o bunu göze almış, etrafında ona mızrak tutan askerleri dahi umursamamıştı. Aron durumun ciddi olduğunu anlayarak ayaklandı ve sordu. "Ne bu halin Dragos?"

"Vera, Vera cadı klanını hatta dünyalarını yok ediyor". "Ne?" Şaşkınlığını sadece bu kelimeye dökebildi Mahber. Şaşkınlardı, öyle şaşkınlardı ki donakalmışlardı. "Majesteleri?" Arona baktılar ama o onlardan daha şaşkın bir şekilde kalktığı koltuğa aynen geri oturmuştu. Şaşkınlık az kalırdı bu hissin yanında. "Ne yapacağız?" Gözlerini yumarak onu düşündü Aron ve farkettiği şey ile tebessüm ederek ayaklandı. Yüzünde ki tebessümle yürürken hepsi onu takip etmeye başladı ve birbirlerine bu tebessümün nedenini sorarcasına baktı. Anlayamadılar, anlayamazlardı.

Aron mutluydu, sevdiği kadının yanına gidebilecek olması onu huzura ulaştırıyordu. İnanırdı kadere, yaratıcı böyle uygun görmüştü ve o bu kadere sonsuz güveniyordu. Şimdi olduğu gibi. Gözlerini kapatıp kendini onun kokusunun olduğu yere götürürken açılan gözleri ile gördüğü manzara karşısında duraksadı. Tüm her şey havada duruyor ve o onlara emirler yağdırıyor kadını. Anladı o an gücünün onu yönettiğini.

Yanına adımlamak istedi ama izin vermedi Vera. Önüne topraktan bir bariyer yapmış ve engellemişti. Durdu o an ve onu görmesini bekledi. Fazla zaman geçmeden de gördü onu Vera. Tüm bedeni öylece duraksarken Aron onun değişen göz rengini görebiliyordu. Şaşkınlığı git gide artıyordu aslında. Gücün bu denli büyük olduğunu ve onu bu denli değiştireceğini hiç düşünmemişti.

Anladı her şeyi. Vera'nın dünya'ya gelmesinin asıl amacını anladı. Barış ve adalet getirmek içindi. Bu gücü yalnızca mazlumlar içindi. Gücünün kontrolünü kaybettiğinde tüm her yeri de yok edicekti kendisini yok edecek olması gibi. Vampir olmasına rağmen yutkunma ihtiyacı ile kasıldı bedeni Aronun. Bu çok büyük bir güçtü ve Vera'nın bu gücü kontrol etmeye çalıştığına şahit oldu. Gözlerinin rengi durmadan değişiyordu.

Siyah ve beyaz olan göz rengi bazen kırmızı, bazen mor ve bazen de zümrüt halini alıyordu. Yardım etmek istedi sevdiğine. Bu savaşı kazanmasını istedi ve isteği kabul oldu. Yardım etmesine gerek kalmadan Vere altın sarısına dönen göz bebeklerini Arona dikerken tüm her şey eski yerine yavaş yavaş yerleşti. Hayvanlar koşa koşa geldiği yolu yavaş adımlarla ilerlerken Aron ona bir adım attı.

Vera'nın yorgun olduğunu çok iyi biliyor ve bundan da çok korkuyordu. Söyleyememişti o gün Veraya, kızmıştı ya zaten kadını bu yüzden ona. Hem nasıl diyebilirdi ki sevdiğine onun ölümü ile gücünün ortaya çıkacağını? Söyleyemezdi, Söyleyememişti.