Belki De Aşktan'dı

115 12 8
                                    

Medya=Horrible Kids

××××××××××××××××××××××××××××××××

Gör isterdim sana bir mucizeye bakar gibi baktığımı.

××××××××××××××××××××××××××××××××

Yorumlar neden yok sorabilir miyim??? O kadar bölüm atıyorum yahu.

                                 < 22 >

Bu aldığım karar hızlı mıydı bilmiyorum ama kalbimde bir yerde bir his beni rahatsız edip duruyordu. Anlamaya çalışsam da yapamıyordum, o ses buna engel oluyordu.

İnanma onlara Vera

Yutkundum ve masamın üzerinde duran bardağa elimi attım. Gözlerim sanki bu anı bekler gibi anında karşımda duran aynaya kayarken gerdanımda gördüğüm kolye adeta gözlerimin yuvalarından fırlamasına neden olacak kadar beni şaşırttı. Kıyafetlerimi değiştirirken, banyo yaparken bile nasıl farketmediğimi anlamaya çalıştım.

Öylece kalakalırken elim yavaşça kolye'ye gitti. Parmaklarım üzerinde gezinirken yandı bir ışık. Kaşlarım irkilişim ile çatıldı.

Dikkat ederek çıkardım kolyeyi boynumdan. Avucumun içine alarak izledim onu, Aronu düşünmemeye çalışarak. Bu kolyeyi boynuma takışı ilişti aklıma yavaş yavaş. Bir yılan gibi beni sarmalamaya başlarken kalbimin ısındığını hissettim ama o ses buna da izin vermedi.

Onlar sana acımadı.

Evet, haklıydı. Onlar bana acımamıştı, öyle değil mi?

Onlar sana acımadı.

Yutkundum ve kolye'ye bakmamaya çalışarak ayaklandım. Masamın solunda, kitaplığın arasında gizlediğim küçük kasayı girdiğim şifre ile açarak yerleştirdim kolye'yi içine. Görmek istememiş ama vermek de gelmemişti içimden. Yanımda ne yakın ne de uzak durması iyiydi. "Vera hanım" Kapımın çalınıp içeri çalışanlarımdan birinin içeri girmesi ile ona baktım.

"Efendim?". "Sözleşme imzalayacağınız kişiler geldi, toplantı odasında sizi bekliyorlar" iç çektim. "Tamam, geliyorum" der demez kolye'yi aklımdan çıkarmaya çalışarak çıktım odadan. Arkamdan kız gelirken odama pek de uzak olmayan odanın önüne gelerek içeri girdim. Ayaklandı hepsi beni görmeleri ile.

"Hoş geldiniz" Başımı sallayarak sessiz bir şekilde sandalyeme oturup başlamalarını istedim. Tek tek konuştu hepsi. Dinlemek geliyordu içimden ama aklım almıyordu. Üzerimde olan o iki çift göz buna daha çok engel oluyordu. Geçen zaman gelen ikili aynı yerlerine oturmuş aynı şekilde bana bakıyorlardı.

Artık beni koruyacak bir Kerem de yoktu. Anlamadığım bir dilde bir şey söyleyip onları yanımda kovacak, beni Mahbere götürecek biri yoktu artık. O an ilişti bir soru aklıma, Kerem neden hiç duymadığım bir dili onlara hitaben söylemişti? Kaşlarım çatıldı yavaşça. Daha önce bunu düşünmemiş olmama kızarken bana bakan kadın dudaklarını araladı. Şüpheyle süzdüm onu.

"Nasılsınız efendim?" toplantı konusuna tezat sorduğu soru diğerlerinin canını sıkmış olucak ki homurtular çıkarmaya başladılar. "İyiyim?" süzdüm ikisini. Normal insanlara benziyor olmaları aklımda ki şüpheyi silmeye yeterdi ama gitmiyordu, yeteri kadar işkillenmiştim.

"Odama geçebilir miyiz? Sizinle bir şey konuşmak istiyorum" başlarını hevesle sallamaları ve ayaklanıp bir an da odadan çıkmaları tüm herkesi şoka sokarken bana dönmelerini sağladım. Tek tek özürümü dileyerek peşlerinden çıktım. Adımlarım odamın önünde durduğu an garip bir dilde olan cümleleri duydum. Çatıldı kaşlarım bu içine girdiğim olay ile.

Kırmızı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin