1.5

50 18 44
                                    

_selambensim_ hesabındaki hikaye çok güzel, tavsiye ederim.

İyi okumalar.
_________________________________

Kantinden tost alıp sınıfa girdim. Sınıfta kimsenin olmaması beni mutlu ediyordu. Keşke hiç olmasalar. Sırama geçip oturcakken masada bir not buldum.

Saat 19:30 da odanın penceresine çık.

Bu neydi şimdi? Notu alıp çantama attım. Neyse ki son bir ders kalmıştı. Koridordan bağırma seslerini duymamla oraya doğru gittim.

Kalabalığın arasından geçip kavga eden, Emre ve Arda'ya baktım. Kavga mı ediyorlar demiştim? Hayır resmen Arda, Emre'yi dövüyordu. Arda öyle bir dövüyordu ki sanki gözü kararmış, başka bir şey görmüyormuş gibi. Kafasını birkaç saniyeliğine kaldırdığında beni gördü.

Gözlerimin içine baktı, artık vurmayı bırakmıştı. Ağzından belli belirsiz bir isim çıktı. "Neva" bana mı öyle gelmişti bilmiyorum. Ardından nöbetçi hoca geldi.

Hoca bize sınıfa geçmemiz için bağırırken bende sınıfa geçtim. Sınıfta, Emre ve Arda hariç herkes vardı. Hoca gelip birkaç dakika ders işledikten sonra "Neva telefonumu öğretmenler odasında unutmuşum gidip alabilir misin?" dedi.

Olumlu bir şekilde kafamı sallayıp sınıftan çıktım. Hocanın telefonunu aldıktan sonra revirin kapısının hafif açık olduğunu gördüm.

Emre'nin yüzüne pansuman, Arda'nın eline sargı yapılıyordu.

Fırsat bu fırsat git konuş. Kararsız bir şekilde içeri girdim. İkisinde bana bakmasını umursamadan Emre'nin yanına gittik.

"Anonim sen misin?" Dan diye sordum.

Emre'nin de yüzünde bir şaşkınlık oldu.

"Cevap ver. Anonim sen misin?" Sorumu tekrar yeniledim.

"Evet benim."

Arda ayağa kalkıp kapıyı hızla çarpıp çıktı. Bir an irkildim.

"Kızdın mı Neva?"

"Hayır anlayamadığım şeyler var sadece."

"Ben-" Emre'nin sözü kesilmesinin nedeni hocanın gelmesiydi. Çok sinirli gözüküyordu. "Arda nerde?"

"Az önce çıktı hocam." Dedim. "Tamam kızım sen sınıfına git."

Tekrar sınıfa gittim ama sınıfta Arda yoktu. Telefonu hocaya verip yerime oturdum.

~~~

Annem, şık bir elbise giyip yanımıza geldi. Babam hayran hayran anneme bakıp "Çok güzelsin."dedi. Annem tebessüm edip "Hadi çıkalım." Dedi. Birlikte çıkıp gittiklerinde bizde kendi odalarımıza geçtik.

Annem ve babam hem kadınlar günü diye hemde uzun zamandır baş başa kalamadıkları için yemek yemeye karar vermişlerdi.

YouTube'dan video açıp izlemeye başladım. Biraz oyalandıktan sonra notta yazan saat gelmesine bir dakika vardı. Pencereyi açıp beklemeye başladım.

Normalde bugün olanlardan sonra pencereye çıkmamam gerekiyordu ama işte merak ediyorum.

Fazla merak başa bela.

Saat tam 19:30 olduğunda aşağıdan balonlar gelmeye başladı. Birkaç tane balon bir kutuya bağlanmış geliyordu.

Balonları hemen tutup içeri çektim. Kimin gönderdiğine bakmak için etrafa baktım ama kimseyi göremedim.

Kutunun hızla açtığımda içinden bir kutu daha çıktı. Ama bu normal bir kutu değildi. Ahşaptan yapılmış, üzerinde oyuklarla yapılmış hoş desenler vardı.

Ahşap kutuyu açtığımda piyona çalan bir kız vardı ve çok güzel bir melodi çalıyordu. Çok güzel bir müzik kutusu. Kızın piyonosunda bir düğme vardı.

Ona bastım, melodi ile uyumlu bir erkek sesinin mırıltısı geldi. Sesi çok güzel. Diğer kutunun içinde olan nota baktım.

Sana ne zaman bu kadar bağlandım bilmiyorum. Sesin beni bağımlı yaptı. Hep mutlu ol Niranım.

Niran mı? Niran'ı nerden biliyor ki? O sadece aile arasında bilinen bir isim.

_______________________________
Bölüm sonu

Olaylar olaylar.

Niran / Yarı  textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin