" Bir Gözüne Karşılık Aiden"

151 132 3
                                    

Bölüm 10;

  Hemen İM üstüne dönmelidim. Shino ile özel bir telsiz ağı kurmuştuk. Telsizi aldığım gibi "Shino, yardım et!!" diye bağırdım. Shino'dan geri dönüş çok geç olmadı."Ne oluyor Lucia, neden bu kadar paniklisin?" Shino'nun bu tavrına hiç güvenemiyordum. O ses tonu bazen çok gıcık oluyordu.

Bu bağıran halime sadece ne bu panik demişti. Sinirlendim ama olanı biteni anlattım. İM üstüne dönmemi istedi. Bende denileni yapmadım çüknü ben itaatten nefret ederim.Ayrıca başına buyrukluğu severim. Neden mi? Clian'ın öldüğü binaya gidip ROBERT!! diye bağırmaya başladım. Yaklaşık on dakika kadar bağırdım. Bu haraketi Robert'ın geliceğini düşünerek yapmıştım. Ancak kimse gelmedi. Arkamı dönüp gitmeye yeltenince arkamdan "Lucia, KAÇ!!!" diye bir ses duydum. Vücumun hareket etmemişti. Ne kadar zorlarsam zorluyum gram hareket edememiştim. Tek yapabildiğim arkamı dönmek oldu. Aiden, oradaydı . Yüzü parçalanmış ve kollarında morluklar vardı. Ona doğru koşmaya çalışınca "GELME!!" diye bağırdı. Robert arkasından çıkageldi ve Aiden'ın saçlarını tuttu. Kafasını yukarı çekti ve okkalı bir tekme vurdu. Aiden'nın yüzünden kanlar boynuna, sonrasında üstündeki t-shirte akmaya başladı.

Acıyordu, kalbim acıyordu.. Aiden o haldeyken ben ne yapıyordum? Sadece hiçbirşey...

Robert çok mutlu görünüyordu. Sanki zevk ile daha fazla vurmaya başladı. Aiden dayanamaz haldeydi. Yere düştü ve kafasını vurdu. Kanlar yere süzülmeye başladı. Robert adisi ise karnına ve yüzüne tekme atmaya başladı. Nasıl yapabiliryordu bunu. Çocukluğundan bildiği "eski" en iyi adamına. Robert Aiden'a değil bana acı çektirmeye çalışıyordu sanki, Aiden'ın kolunu kaldırdı ve yere götürdü. Ayağını kaldırmıştı. Yapıcağı çok açıktı, Aiden'ın kolunu kıracaktı! Ne yapmalıyım diye düşünmeye vaktim yoktu ve ayağı Aiden'nın koluna yaklaşıyordu. Silahımı çektim. Ancak Aiden'a getirirsem ne yapcaktım? Bunları düşünürken Robert ayağını indirmişti. Kolunda ki o kırılma sesini ben duymuştum. Aiden önce bir irkildi ama daha fazlasını yapamadı. Robert ise "Meleğim beni mi çağırdın? Yanımda bir köpek de getirdim ama sorun olmaz sanırım. Evet ne oldu niye beni çağırdın, yoksa vericiyi mi almamı istiyeceksin? Gel anlaşma yapalım sen vericiyi ve gözünü ver bende sana Aidencığını ne dersin?" Aiden yerden kalkmaya çalışmıştı. Bunu üzerine Adi Robert bir tekme daha vurdu. O haliyle Aiden hala" Lucia, yapma! Sakın, ölmeni istemiyorum. " diye sayıklıyordu. Ancak, bende senin ölmeni istemiyorum Aiden...

" Sana üç gün süre, ister verici ister Aiden'nın canı. Seçim sana kalmış. " dedi o Şerefsiz. Sonrasında Aiden'ı köpeğin tasmasını tutuyor gibi tuttu ve sürüklemeye başladı. Garip bi şekilde çok rahat bir şekilde sürükledi. Biraz ilerledikten sonra sırtına alıp çatıya tırmandı. Çaktırmadan peşlerine takıldığımı farketmedi bile. Çatılar üzerinden ilerlerken bir anda durdu ve etrafına bakındı. Robert"Luciaa Ordaysan çık ortayaa" diye bağırmaya başladı. O an karizma olsun diye çıkmak istedim ama cesaret edemedim. Robert elini beline götürdü ve bir tabanca çıkardı. Etrafa rastgele ateş etmeye başladı. Kurşunların ikisinden kaçmayı başarmıştım ancak biri tam karnıma  denk geldi. O anki acı anlatılamaz seviyededi ancak sesimi çıkaramadım. Aiden ve Robert uzaklaşmaya başladılar. Robert'ın ateş ettiği yere bakınca birkaç sayı gördüm, ancak bunlar kanla yazılmıştı. Kanın bir kısmını minik bir tüpe koydum ve sayıları da not ettim. "14598720" bu ne demekti acaba? Artık yapacağım birşey olmadığından üste dönmek zorundaydım. Oraya adım atmayı hiç istemiyordum. Bir insanın canı ortadayken kendi malını düşünenlerin hepsi oradaydı ancak yapabileceğim birşey yoktu.

"Elimden geldiği kadar yeni bölüm atmaya çalışacağım takipte kalın "

Karanlık DünyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin