Bölüm 19;
(...)
"İyi, kabul ediyorum. Ama bu sözü arada az önceki gibi hatırlatman lazım, yoksa unutabilirim. Arada beynimi tazelemem lazım dimi." dedi. Pis pis sırıtıyordu. Ama bu bile yakışıyordu ona.
...
Omzundaydım... koşuyordu. Siyah saçları yüzüne yapışmış , yeşil gözlerinin üstüne bir sis çökmüştü. Terlemiş ve nefes nefese kalmıştı. Üstünde dünkü yaralanmasında olan giysiler değilde beyaz bir tişört ve haki bir pantolon vardı. Kendi üstüme baktığımda da aynı giysilerin bir yada iki boy küçüğü vardı.
" Günaydın güzelim... " dedi nefes nefese.
"Günaydın"
Yavaşça gözlerimi ovuşturdum.
Kafamı kaldırıp etrafa baktığımda yine asla eksik olmayan kaos ortamını gördüm. Neden? Sabah Sabah çığırtkan kovalıyordu. Arkasında bir orduyla koşuyordu peşimizden. Niye ya? Günaydın demeye geldiler sanki.
Bir anlık Korkuyla ellerimi boynuna doladıktan sonra ;
"Tek soru,niye beni uyandırmadınn! "Diye bağırdım. Paniğim çok hoşuna gitmiş gibi tebessüm ettikten sonra daha da hızlandı.
"Uyanmadın ki, yine elini gözüne kapatmış inliyordun. Kabus görüyorsun sandım, onlar da yaklaşınca kucağıma alıp koşmaya başladım." dedi. Aslında halinden pek de şikayetçi görünmüyordu. Dahası mutlu görünüyordu. Niyeyse Son yaşanılanlardan sonra daha da bir yakışıklı gelmeye başladı bu adam ya...
Sanki düşüncelerimi anlamış gibi keyifle gülümsedi. Sonra ise birden aklına birşey gelmiş gibi baktı.
"İyi o zaman, uyandığına göre biraz eğlenmeye ne dersin?" dedi. Ne eğlencesi ? Allah aşkına, arkamızda bizi kahvaltı sanan adamlar var ,bu neyden bahsediyor.
Aynı garipser edayla Kafamı yana yatırıp baktım.
"Aiden, sarhoş değilsin değil mi? Arkada zombiler var oğlum. Sonra eğleniriz şimdi indir beni de daha fazla yorulma"dedim. Düşünceli davranalım dedik ,adam ters anladı .İndirmek yerine havaya atıp tuttu,sonra da daha hızlı koşmaya başladı.Sırtına bir iki kere vurmuştum ama nafile ;
"Tamam ,sarhoşsun."
Kendi söylediğim şey hem beni hem onu güldürmüştü.
Bu suikastçi eğitimi nasıl bişi acaba bende istiyorum.Bu kadar hızlı koşarak bi spor arabayla yarışabilirsiniz çünkü.
Kendi kendime kıkırdadım. Ben deliriyorum galiba
...
"Eeee, napalım Lucia? Daha doğrusu ne yapmak istersin prensesim?"dedi.
Hala omzunda olmamı umursamıyordu. Aksine zevkle gülüyor. Bebekle oynar gibi oynuyordu benimle. Arkamızdan koşan şeyler umrunda olmadan havaya atıp tutuyor, Kahkaha atarak korkumu izliyordu.
Sonunda yan mahallelerden birine girdiğinde çığırtkanı atlatmış , büyük bir binaya girip ve rahat bir nefes almıştık. Daha doğrusu almıştım. Benim korkmuş tavrıma nazaran Aiden gayet rahat bir tavırla eldivenlerini düzeltiyor, oturduğu yerden Beni seyrediyordu. Kafamı yana yatırıp garipsercesine ona bakarak tebessüm ettim .Yavaş adımlarla yanına gidip saçlarını kavradım .Ve Bana bakması için kafasını yukarı kaldırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Dünya
Science Fiction"Karanlıktan korkup da, karanlığın kendisi olmuştum ben..." "Sen karanlık olmak istememişsin ki.Senin ışığını söndürmüşler..." Kapak tasarımı= @dilhunguzeli✨ (bu konuyla alakalı yazılan ilk kitaptır. Fikir çalımı durumunda telif hakkı kullanımında...