Araba Galerisi

256 161 54
                                    

Bölüm 3;

Aiden hızla yola devam ediyordu. Nedense galeriye ters yöne gidiyordu. Niye yaptığını sorduğumda ise "

sadece tanıdığımla görüşücem" dedi. Ben neden onunla gidiyordum bilmiyorum ama bir yanım onunla gitmek istiyordu.

Neden Böyle bir his vardı içimde bilmiyorum. Neyse yola devam ettik. Bir cafenin önünde durmuştuk. Kapıya önce bir,sonra iki ve yine bir defa daha vurdu içerden 

"Aiden, sen misin?" diye tok bir ses geldi. Aiden ikiletmeden "Clian benim "cevabını verdi. Kapının üstünden en az 8-10 kilit açıldı.İri cüsseli bir adam çıkageldi. Adam sanki her gün görüşüyormuş gibi sarıldı ve içeri buyur etti.

Aiden bir nefeste bütün olayı anlattı, Clian kolunu sıvayıp elini gösterdi. Onun elinde de bir serum yarası vardı. Kendinin 357 numara olduğunu söyledi. Sormamıştım. Ama bunu ona güvenebilmem için yaptığına emindim.Aiden'a nazaran ben utanmış şekilde oturuyordum çünkü.

 Robert denilen herif daha kaç kişiyi bu deneye alet etmişti? Robert'a karşı olan öldürme isteği giderek artıyordu. Neyse clian diğer odaya geçip bir poşet getirdi. Siyah üstünda kırmızı şeritler olan poşetti. Aiden poşeti açıp beni yanına çağırdı. Kedi gibi sekerek yanına gittikten sonra.Bir kemer verdi. Kemerin etrafında 6tane red light vardı. 

"Lucia ,bunlar taşınabilir red light, bunları yanından ayırma özellikle şimdi gittiğimiz yerde" dedi.Sesi tedirgin çıkıyordu , bir o kadar da kendinden emin.

 Ben halen ne olcağını bilmiyordum. Sadece ismini duyduğum araba galerisine hiç gitmemiştim. Clian'la konuştuktan sonra yine yola çıktık. Yaklaşık 10 belki 15 dakika koştuktan sonra galerinin önünde durdu. Kapıyı açmadan başıyla beni takip et dedi.  ve Yavaşça kapıyı açtı.

Gel manasında bir işaret yaptı. Geniş bir koridordu ama  İçeri ilerledikçe görüntü daha da kararıyordu. Aiden kendi belindeki red light devreye soktu.  çok güçlü bir ışık olmamasına rağmen Etraf baya aydınlanmıştı.

Bu uzun koridorda birkaç muhalif gördük. Bu robert burda demekti. Aiden korkmadan bıçağını çıkarttı. Muhalifleri bir hamlede indirdi. Arka odalardan "Hoşgeldiniz çocuklar!!" diye bir bağırış duyduk. Giderek yaklaşan bu ses tanıdık geliyordu. Yaklaştı yaklaştı ve kapı bir anda açıldı. Bir an gözlerim açıldı bu giren kişi Robert olmalıydı ama çok garip görünüyordu. Üstünde şık ve zarif bir siyah takım elbise elinde ise bir demet gül vardı. "Lucia, minik meleğim" diye konuşmaya başladı. İsmimi nerden biliyordu, Ayrıca bana niye meleğim diyordu anlamadım. 

Zate ben neyi anlıyabiliyorum.

Aiden'a da "naber aslan yavrusu "demişti. Aiden ilk başta algılamasa da sonra Korkusuzca adamın üstüne saldırdı. Adam sakin ve hızlıca Aiden'ın kolunu tutup çevirdi, sonrada duvara fırlattı. Aşırı derece de şiddetli bir şekilde duvara çarptı ki duvarda minik çatlaklar oluştu. Kısa bir zaman diliminde Öyle canı yanmış olmalıydı ki ağzını tutup inlemeye başladı.Sesi çok çıkmıyordu ama canı acımış olmalıydı.

Elindeki bıçak da yere düşmüştü. Adam bıçağı yerden aldı. Aide'nın boynuna götürdü. Bir anda sesini yükseltti. " Sanırım sizle oynamak keyifli olucak .Ama Şimdi sizi öldürmiyeceğim, biraz köpek gibi peşimden koşun." dedi küçümser bir tavırla. Ve tekrar kaldırıp bir daha kenara fırlattı. Bana doğru yaklaştı. O yaklaştı ve ben uzaklaştım. Korkuyordum ama belli etmemeliydim .Üstüme doğru atıldı.Ben Anın şokunu atmaya çalışırken. Bir anda kolumu sıkıca kavradı. 

"Senin şu minik velet kardeşin iğneden korkuyor. Bunun için daha fazla iğne yapıyorum ona, daha iyi acı çekmesi için " dedi. aşırı derece sinirlenmiştim. 

"kırarım, kolumu bırakmazsan o elini kırarım" diye tekrar ettim. Pis bir şekilde sırıttı. Bu sırıtış bana tanıdık geliyordu.

 "minik fare aslan olmaya çalışıyor." diye te kahkaha attı. O an aiden  "dikkat et o fare gelip seni öldürmesin" diye beni savunmuştu. o haliyle halen beni savunmaya çalışıyordu.Niye yaptığını anlamıyordum ama gururum okşanmadı da değil .

                                                                                        ... 

Yattığı yerden zar zor doğrulan Aiden yerden kalktığı gibi elimi tutup koşar adımlarla odadan çıkmaya çalışmıştı. Robert arkamızdan görüşürüz anlamına gelen "A la prochaine" dedi. Bu şerefsiz meğersem fransızca da biliyormuş. Şaşırtmadı da değil öküz.

Aiden o haliyle bile beni korumaya çalışıyordu. Gördüğüm kadarıyla Parkur becerileri mükemmel olan Aiden bir anda sendeledi. Panik dolu tavrıyla kafasını bana çevirip "Lucia hemen sırtıma çık" dedi...

"Elimden geldiğince yeni bölüm atmaya çalışıcam takipte kalın"

Karanlık DünyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin