Sözümüzü gerçekleştirmeye geldim. Ne sözünden bahsediyordu?
Bir ay önce verilen bir söz, düğün gününde ne olursa olsun beraber arkadaşlarının yanında olacaklardı. El ele veya değil. Orada olacaklarına söz vermişlerdi. Tabi bu söz verilirken böyle bir şey yaşayacağını bilmiyordu, şu an onunla el ele tutuşmak bir yana dursun aynı ortamda olmaya bile katlanamayacak gibiydi.
"Buradayız işte. Gidip yeni kız arkadaşınla oturabilirsin."
Onunla buraya geldiğini düşünüyordu, düşünmek istiyordu çünkü her ne kadar kırgın olsa da onu umursamaya devam ediyordu. Birliktelikleri atlatamayacağı kadar uzun sürmüştü. Hemen üstesinden gelemeyecekti.
"Onunla o geceden beri konuşmadım, Tanrı aşkına zaten o gece tanışmıştık." Hiçbir şeyin ikisini yeniden bir araya getiremeyeceğini anlamıştı belki de. Düzeltemeyeceğini bile bile çabalayacaktı.
Konuşmak istemiyordu. Tek yapmak istediği yanından geçip gitmekti, bunu denediğinde kolundan tutulunca sertçe geri çekildi. Eski erkek arkadaşının arkasında Carlos ve Charles'ı gördüğünde sorun yokmuşçasına uzaklaşabileceğini sanmıştı. Ama ikisinin bakışları da iyi gözükmüyordu, Sofia'nın hemen arkasında odadan çıkmış Gabriela'ya bakıyorlardı.
Beşli, kötü bir zamanlamayla baş başa kalmıştı.
"Burada ne halt yediğini sanıyorsun?" dedi Gabriela, sesi gittikçe yükselirken onların yanına yaklaştı. Gelinlik mevzusunu unutup arkadaşını savunmak için yerini almıştı. Carlos onun hemen ardından yanlarına doğru adımladı çünkü her an bir terslik çıkabileceğini biliyordu.
Resmen üzerine yürüyordu ve Carlos onu tutmasa dahasını da yapacaktı. Belki tüm gücüyle yüzüne yumruğunu geçirebilirdi. Lisedeyken birkaç dövüş dersine katılmıştı, zararsız birkaç ders.
"Hey, mi cielo (benim cennetim). Sadece sakin ol." dedi Carlos biraz sonra eşi olacak Gabriela'nın önüne geçerken. Bulundukları durum pek de iyi değildi. Gabriela öfkeden patlamak üzereydi, ona nazaran Sofia'nın kırgınlığı ise gözle görülür derece belli oluyordu.
"Sakin mi olayım? Onu burada istemiyoruz! Davetliler listesinde adının olmaması gerekiyordu! Bana sormadan nasıl onu çağırmaya cüret edersin?!" dedi istemiyoruz derken Sofia ve kendisini bahsederek. Jorge nasıl bir utanç verici durumun içine düştüğünü bilerek başını eğdi. Sadece yakın arkadaşının düğününe katılmak, belki de hâlâ kalbinde olan kadınla tekrar bir arada olabileceğini düşünmüştü.
Carlos ne cevap vereceğini bilmiyordu, cevap aslında Sofia'nın kendisindeydi. Bu yüzden bakışlarını ona çevirdi. Bir düğün trajedisi yaşanmadan durmalıydılar.
"Bana sordu, Gab. Çağırırsa benim için sorun olup olmayacağını ve eğer sorun edersem çağırmayacağını söyledi." dedi kalbi neredeyse onu yarı yolda bırakmak üzereyken. Bunları Jorge'un gözlerinin içine bakarak söylemek daha da zor olmuştu.
Charles konuya dâhil olmamayı seçti. Sadece gözleri Sofia'nın üzerindeydi, ellerinin titrediğini gizlemek için çantasını sıktığını görebiliyordu.
"Sorun olmayacağını söylemiştim ama... Sanırım onu görmeye katlanamayacağım."
O an son kez baktı belki de eski sevgilisine. Rahat nefes almak için arka kapıdan dışarı çıkmayı tercih etti. Sadece her şeyden uzaklaşmak, belki de sessizce ağlamak? Duygularını boşaltmaya ihtiyacı vardı şüphesiz. Düğüne gelmeden önce geçirdiği boşluk ona yetmemişti.
"Hadi odaya geçip sakinleşelim, mi cielo. Birazdan düğün başlayacak."
Carlos kız arkadaşını güçlükle onlardan uzaklaştırmayı başarmıştı. Tek kalan Charles ve Jorge ikilisi bir süre sessizliğe büründü.
"Carlos için buraya geldiğini biliyorum ama bu onun açısından doğru değil. Her şey henüz çok yeni."
Hatalı olanın arkadaşı olduğunu biliyordu. Yine de hatasını öylece yüzüne vurmak istememişti.
"Her şeyi berbat ettim, her şey boka sardı benim yüzümden."
Ona teselli vermeyecekti elbette. Yaptığı hatanın telafisi veya teselli edilmesi gerekilen bir yanı yoktu. Biraz sessiz kalıp söylemesi gerektiğine inandığı şeyi söyledi.
"Burada kalmaya devam edersen ikiniz için de pek iyi olmayacak, Carlos bunu anlayışla karşılayacaktır."
Hiçbir şey planları doğrultusunda değildi. Düğün çekimlerinde beş arkadaşın da beraber olması gerekiyordu, iki çift ve yalnız oğlan Charles tam da ortalarında duracaktı.
"İyi dileklerimi iletirsin... Ve Charles... Sofia'nın yanında olur musun? İyi olmadığını görebiliyorum."
Ben de görebiliyorum, dedi içinden Charles ve kalbi acıyordu. Başından beri hoşlandığı kadının gözlerinin önünde acı çekişini izlemek asla kolay değildi. Üstelik en yakın arkadaşı ona bu acıyı çektiriyordu ve o duygularını dile getiremiyordu.
"Beni etrafında istediği sürece, olabildiğince yanında olacağım." Her zaman olduğu gibi. Sofia'nın her çıkmazında yaslanabileceği bir omuz, tutunabileceği bir dal gibi.
Jorge teşekkür edercesine baktı arkadaşına. Hayatından çıkması gerektiği kanısına varmıştı az önce onu gördüğünde. Öfke yoktu gözlerinde, sadece kırgındı ve bu Jorge'u daha da üzmüştü. Öfkesi bir gün yok olurdu belki de ama kırgınlık her zaman kalırdı.
İsteksizce uzaklaştı küçük bir umutla girdiği sahilden. Hayatın devamında ona ne getireceğini bilmiyordu, Sofia ile olmayacağı kesindi. Yapması gereken ilk şey onun hayatında olmayışına alışmaya çalışmak olacaktı. İlk ve en zor şey.
▫
jorge'suz yeni bir başlangıç lazım sofia'ya
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Champagne And Sunshine ✶ Charles Leclerc
Fanfiction❛ and all at once, you are the one i have been waiting for king of my heart, body and soul, ooh whoa ❜ ❛ ♡ ─── 𝒄𝒉𝒂𝒓𝒍𝒆𝒔 𝒍𝒆𝒄𝒍𝒆𝒓𝒄 . . . 💌 𝟮𝟬𝟮𝟯 ﹙☆﹚ 𝗮𝗺𝗼𝗿𝗱𝗲𝗺𝗮𝗿𝗶𝗽𝗼𝘀𝗮𝗮