Blue's Sea | BxB | Tamamlandı

20

Ocean.Blue:
Deniz

BenDeniz:
Efrndimmmmmm

Napıyosun

Yemek yiyicem denizbey
Kaplarimi cikartiyodum😋

Heh şey diyecektim
Bizimle yesene

Nasil!??
Yaninizda mi yiyicem😱

Aynen
Ama 6 7 kişi oluruz
Bilirsin

Ama denixbeeyyy
Ben korkarimm

Bişey yapmaya kalkarlarsa ben
korurum seni

Cookk centilmensiniiz😭🥺
Gelebilir miyim
Ama rahatsiz etmiyim arkadaslarinizi🤨

Yok yok
Sordum ben onlara
Dediğim gibi bi sorun olursa ben hallederim

O zamannn
Bi sorun olursa sizi bulucamm😉😉

Yok
Bulamazsın
Buldurtmam

😩
Bulmak istiyorum

İnşallah denizcim
Başka bi zaman
Hadi gel kantindeyiz
En arka masada

Geliyorummm🤭🤭

---
Deniz koşar adımlarla kantine inip masalara göz attıktan sonra o arkadaş grubunu görmüştü. Yutkunup yanlarına adımlayacakken biri kolunu tuttu. Dönüp baktığında karşısında yabancı bir sima vardı. Merak etmişti kim olduğunu.

"Pardon, sizi tanıyor muyum?"

Usulca sorduğu soruyla karşısındaki genç bakakalmıştı, sanki denizin konuşmasını beklemiyor gibiydi.

"Ben-"

"Hm?"

Çocuğun yutkunduğunu fark etti deniz. Onun gevelemesini beklerken arkasına dönüp masalara baktı. En arkadaki masada birkaç kişinin ilgisini çekmişti, direkt olarak kendisine ve yanındaki çocuğa bakıyorlardı.

"Ben, seni, beğeniyorum!"

Çocuk yavaş başladığı cümleyi bir çırpıda bitirdiğinde deniz donakalmıştı. Bu çocuk deniz bey olabilir miydi? Ama çocuk pek deniz bey gibi durmuyordu, hem deniz bey yemek yemiyor muydu? Deniz kafası karışmış bir şekilde cevap verecekken birisinin omzuna dokunduğunu hissetti. Mavi ve bir arkadaşı gelmişti.

"Bi sıkıntı mı var?"

Mavi denize yönelik sorduğunda yutkundu deniz, bir sorun var mıydı bilmiyordu.

"Yok?"

Kekeleyerek hafifçe cevap verdiğinde mavi başını salladı.

"Gel o zaman, neyi bekliyorsun burada?"

Mavi konuştuğunda başını salladı ve önündeki çocuğa son kez dönüp masaya ilerledi. Bu sırada çocuk kısık gözlerle maviye bakıyordu. Masada gerginlik söz konusuydu, oturduklarında herkes denize odaklanmıştı.

"Merhaba."

"Hoşgeldin, denizdi, değil mi?"

Masadakiler denize sıcakkanlı bir yaklaşımda bulunduğunda deniz az da olsa gerginliğini atmıştı. Herkese bir göz gezdirdi deniz.

"Bekle sana onları tanıtayım deniz."

Hemen yanında oturan mavi kolunu denizin omzuna atıp arkadaşlarını gösterdi sırayla.

"Bu hakan, belki duymuşsundur üstün başarı hakan."

Deniz kıkırdayıp çocuğa baktı. Dik duruyordu ve gerçekten zeki gözüküyordu. Diğerlerinden çok farklıydı, sanki başka bir arkadaş grubundan zorla getirilmiş gibiydi, ama aralarında mutluydu. Gülümseyerek denize el salladığında deniz de ona gülümsedi.

"Bu kerem, çok bi olayı yok, ha şey var fizik yapabiliyor kendisi."

Kerem gururla gülümsediğinde denizde ona gülümsedi. Bu az önce maviyle yanına gelen çocuktu.

"Fizik önemli."

Deniz keremin söylediği şeye kıkırdadı ve mavinin işaret ettiği diğer çocuğa baktı. İri gözüken biriydi.

"Bu da emirhan, kendisi kalbi kırık badici, bilirsin."

Emirhan hafifçe denize güldüğünde deniz çocuğun kollarını incelemekle meşgüldü. Gerçekten kalbi çok kırılmış olmalıydı.

"Bu da taha, birşey söylememe gerek yoktur."

Deniz gözlerini emirhandan çekip tahaya baktığında birkaç kez gözlerini kırpmıştı. Bu oydu, bahçede denizi yemeye çalışan çocuktu. Çok şişkoydu -denizin 3-4 katı kadar-.

"Onları yiyicek misin deniz?"

Deniz gözlerini kocaman açıp önündekliere baktı, daha hiçbir şey yiyememişti ve yemeklerini ona vermek istemiyordu.

"Taha önündekini ye kardeşim, daha deniz yemedi."

Kerem atıldığında taha üfleyerek sandiviçine gömüldü.

"Ve son olarak, mert."

Mert sıcak bir gülümsemeyle denize el salladığında deniz büyülenmişti. Mert diğerlerine nazaran daha tatlı gözüküyordu. Saçları uzun ve kıvırcıktı, burnu kırmızılaşmıştı. Kısaca tatlıydı.

"Beni zaten biliyorsun, mavi."

Deniz başını sallayıp önüne döndü. Artık yemeğini yemeliydi.

-
Bu geçirdiği en eğlenceli öğle yemeği olmuştu. Genelde sınıfta oturur, hızlıca yemeğini yiyip test çözmeye başlardı. Ama şimdi acele etmesine gerek yoktu çünkü sohbet ederken yemek yemek çok da kolay değildi. İlk defa bu kadar sohbete katılıyordu ve bu çok hoşuna gitmişti. Her gününün böyle geçmesini ummuştu.

---

Ouyyyy