28

4.1K 261 26
                                    

"Hayır bak onu oraya koyarsan bu olmuyo işte, iyi koy tamam koy bakalım oluyo mu?"

Mavi denize giderken aldığı küçük hediyeyi çözmeye çalışıyorlardı. Sudokuyu andıran fakat daha eğlenceli bir oyundu. Mavi bunun aralarındaki gerginligi kaldıracağını düşünerek almıştı, ve işe de yaramıştı. Yarım saattir yan yana oyunla uğraşıyor ve eğleniyorlardı. Deniz çoğu taşı yanlış yere koyuyor, sonrasında 'ben sizin gibi sayısalcı değilim ki, nerden bileceğim' diyip sıyrılıyordu. Maviyse söylediği herşeye gülümseyip hatalarını düzeltiyordu. Bu durum denizin çok hoşuna gitmişti.

"Bunu buraya koyarsam yanlış olur mu?"

"Düşün bakalım."

"Bence olmaz ,sizce?"

"Bence de, koy hadi."

Deniz elindeki taşı yerine koyduğunda bulmaca çözülmek üzereydi, son 1-2 taş kalmıştı.

"Bittiğinde yapıştırıp duvarıma asacağım."

"İlahi deniz, güzel bi tablo olsa anlarım da, bulmacanın ne işi var duvarda?"

"O kadar uğraştım, hem birlikte yaptık."

İkinci kısmı biraz sessizce söylemesine rağmen mavi duymuş ve gülümsemişti.

"Yerim seni."

Deniz kıkırdayıp mavinin elindeki taşları almaya çalışmıştı, ancak eli öyle sıkıydı ki açamıyordu bir türlü.

"Elinizi açar mısınız, taşları alacağım?"

"Kendin aç."

Deniz kaşlarını çatıp iki eliyle mavinin parmaklarını ayırmaya çalıştı, ancak ne yaparsa yapsın açılmıyordu.

"Ya açılmıyor, naptınız yapıştırdınız mı?"

"Yetkililer dedi ki öpmen gerekiyormuş açılması için."

Deniz bunu duyar duymaz mavinin elini dudaklarına yaklaştırıp minik bir öpücük kondurdu, ancak eli açılmadı. Parmaklarıyla biraz zorladığında yine açılmamıştı.

"E açılmıyor bu."

"Orayı değil, burayı."

Mavi diğer eliyle yanağını işaret ediyordu. Deniz güldüğündeyse ciddi bir şekilde öne eğilmişti. Deniz ciddi olduğunu fark ettiğinde yaklaşıp hafifçe öptü yanağını. Sonunda elinin açıldığını hissettiğinde taşlar avcunun arasından kayıp parmaklarının arasına kenetlenmişti eli. Deniz kafasını eğip ellerine baktı. Elleri Mavininkilerin arasında kayboluyordu. Çok tatlı duruyorlardı bir arada.

"Yakıştılar sanki?"

"Hmhm."

Mavi diğer eliyle Denizin yüzünü okşadı. Parmaklarını hafifçe yüzünde gezdirirken dudaklarına yaklaştırıp kenardaki çukurda durdu.

"Gamzelerin çok güzel."

Deniz hafifçe gülümsediğinde elinin altı iyice çukurlaşmıştı. Orayı hafifçe sevdikten sonra elini çekiyordu ki deniz izin vermedi, elini tekrar yüzüne getirdi. Onun da hoşuna gidiyordu dokunuşları. Gözlerini kapatmış anın tadını çıkarıyordu. Mavinin yavaşça dudaklarını okşadığını hissettiğinde kızarmaya başlamıştı. Aklına ayıplı şeyler gelmişti çünkü. Yutkunup kötü düşüncelerden kurtulmaya çalıştı, ama gittikçe kötüleşiyordu aklındakiler. Dayanamayıp gözlerini açmıştı. Mavinin gülümseyerek ona bakıyor olacağını tahmin etmemişti tabiki. Tekrar utanıp bu sefer mavinin boynuna gömüldü.

"Noldu deniz?"

Cevap vermemişti. Şimdiyse bunu yaptığı için utanıyor ve ne diyeceğini bilmiyordu.

Saçlarında bi dokunuş hissetti. Onun ellerinin saçlarını okşayışı hoştu. Mavinin her hareketi hoşuna gitmeye başlamıştı. Sakin bi nefes verip kafasını kaldırdı.

"İyi misin bitanem?"

Hafifçe başını sallıyıp ayağa kalktı. Mavinin de peşinden kalktığını görünce oyunu dikkatlice kaldırıp masaya koydu. Bu kadar uğraşın boşa gitmesini istemiyordu.

"Bir şey içer misiniz, kahve yapabilirim?"

"Sen içiyorsan içerim."

---

"Mavi, abi?"

"Bana abi dememen gerektiğini söylememiş miydim Deniz?"

"Sanırım, ama isminle hitap etmek garip geliyor."

"Sen bilirsin o halde bitanem."

"O konuda, şey,"

Deniz derin bi nefes alıp gözlerini kahvesine çekti.

"Biz, yani. Sevgili miyiz?"

"Hmm, aslında bunu bana sormana gerek yok, biliyosun ben seni seviyorum. Eğer sende aynı hissediyosan çıkmaya başlayabiliriz tabii ama acelesi yok, duygularından emin olmanı bekleyebilirim."

Deniz hafifçe başını sallıyıp kahvesinden bi yudum aldı.

"Sana bitanem bebeğim falan demem seni rahatsız mı ediyor yoksa, eğer öyleyse kesebilirim?"

"Hayır öyle değil, sadece kafam karışıyor biraz. Bi ilişkimiz varmışta benim haberim yokmuş gibi hissediyordum."

"Zamanı geldiğinde olur ilişkimiz. Şuan benden hoşlanıp hoşlanmadığını bile bilmiyorum."

Gülüp kahvesinden bi yudum aldı. Kahve sevmezdi ancak Denizin elinden bi hoş olmuştu bu. Ayrıca onu kıracak değildi ya.

"Çok güzel yapmışsın bu arada."

Bardağı kaldırıp gözleriyle kahveyi işaret ederken söylemişti. Pek yalan sayılmazdı. Hatta denizin ona kahveyi sevdirebileceğini bile düşünmüştü.

"Afiyet olsun."

Arada sohbetle kahvelerini içmeye devam ettiler.

---
"Herşey için teşekkür ederim denizim."

"Bende teşekkür ederim. İyiki geldiniz."

Yüzündeki tatlı gülümsemeyle doğrudan gözlerine bakıyordu mavinin. Kolay kolay göz teması kurmazdı ancak o gerçekten hoşuna gidiyordu ve bunu ona hissettirmeye çalışıyordu deniz.

"Yarın görüşürüz. İyi akşamlar."

Elini sallamak için kaldırırken Deniz engel olup ona sarılmıştı. İçinden gelen bi hareketti bu, ona yakınlığını göstermek için yapıyordu. Mavinin ellerini belinde hissettiğinde rahatlamıştı. Zaten korkmasını gerektirecek bir durum yoktu, mavi her şeyiyle ona kabuldü.

"Gitmeme izin vermeyecek gibisin?"

Gitmesi gerektiğini hatırlayıp kollarını boynundan ayırdı. Hafifçe el sallayıp gülümsedi. Mavide gülümseyip oradan ayrıldı.

@Ocean.Blue: Keşke izin vermeseydin
Saatlerce kokunu çekebilseydim içime denizim
Teşekkür ederim

---
tanrim sukurler olsun askk askk neden bukdr kirocasinn

Blue's Sea | BxB | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin