26

4K 285 21
                                    

Deniz büyük heyecanla hazırlanıp yaptığı browniyi taşıyacağı kaba koydu. Denizbeyle tanışacağı için oldukça heyecanlıydı. Onu bekletmemek adına hızlıca evden çıktı. Heyecandan kızarmamaya çalışarak sokakta ilerledi. Köşeyi döndüğünde parkta sırtı ona dönük oturan birini gördüğünde onun Denizbey olduğunu anlamıştı. Adımlarını hızlandırıp masaya vardı.

Gözlerini yumup derin bi nefes aldı ve masada oturan çocuğa baktı yavaşca. İnanamamıştı. Belki de Denizbey arkadaşını göndermişti, ama nedendi? Buluşmak istemiyor muydu?

"Deniz."

Deniz daldığı yerden gözlerini çekip ona seslenen çocuğa baktı.

"Mavi?"

"Selam."

"Sizin ne işiniz var burda?"

"Otursana deniz."

Deniz yutkunup elindeki kabı masaya bıraktı Fakat oturmak için hiçbir harekette bulunmadı. Yavaşça başını sallayıp olanları anlamaya çalışmaya devam etti

"Anlatacağım deniz, otur hadi."

"Denizbey neden gelmedi?"

"Geldi."

Deniz kaşlarını çatıp etrafa baktı. Kendilerinden başka kimse yoktu.

"Nasıl?"

"Burdayım işte deniz."

Deniz şaşkın gözlerle Mavini yüzünü inceledi. Şaka mı yapıyordu anlayamamıştı. Bunun olabileceğine hiç ihtimal vermemişti.

"Otur hadi."

Mavinin elini tutup çekmesiyle Deniz elini ondan kurtarmaya çalıştı. Önce olanları sindirmesi gerekiyordu. Kolunu maviden kurtaramamasının yanına mavi de ayağa kalkmıştı. Elleri hala birleşikti.

"Bırakır mısınız?"

"Ya deniz bi dinle beni ama."

Sonunda odağını mavinin gözlerine çektiğinde ona gerçekten güvenebileceğini hissetmişti. Biraz dinlemek iyi olabilirdi.

---

"Vay canına, bütün bunlar nasıl başladı peki?"

"Hatırlamıyor musun?"

"Hayır, yoksa daha önce karşılaştık mı?"

"Okula ilk geldiğinde gördüm seni. Yanında birileri vardı, birlikte süt içiyordunuz- gerçi sen içmiyordun."

Kıkırdayıp devam etti Mavi

"Sonra bi çocuk geldi, sana süt verdi. O kadar güzel bi şekilde sevindin ki, seni her gördüğümde o gülüşün geldi aklıma. Bi süre sonra gülüşüne sebep olabilirim diye düşündüm."

Deniz gülümseyip kafasını arkaya çevirdi. Mavinin söyledikleri öyle hoşuna gitmişti ki kızarmıştı. Maviyle tanışmadan önce hiç böyle hissetmemişti.

"Sahi, o çocuk kimdi?"

Deniz yuktunup gülümsemesi soluk bir şekilde önüne döndü.

"Eski bi arkadaşım."

"Anladım."

İkisi de birbirlerine bakarken derin bir sessizlik oluştu. Karşı karşıya oturmalarından mıdır Mavinin bacaklarının uzunluğundan mıdır bilinmez, ayakları birbirine çarpıyordu ve Deniz buna bile utanıyordu.

"Hadi brownie yiyin, o kadar yaptım!"

Sonunu uzatarak söylendikten sonra Deniz, oturduğu yerden kalkıp Mavinin yanına geçti ve kabın kapağını açıp bir parça browni uzattı Maviye. Eliyle almasını beklerken Mavinin ağzını açtığını gördü, birkaç saniye tereddüt ettikten sonra browniyi yavaşça ağzına götürdü büyüğün. Mavi browniyi ısırdığında deniz yutkundu ve browniyi geri çekti.

"Nasıl olmuş?"

Birkaç saniye aradan sonra usulca sorduğunda mavi üç parmağını birleştirip yukarı aşağı salladı elini. Çok güzel demeye çalışıyordu kısaca. Deniz gururla gülümseyip brownin diğer kenarından bi ısırık aldı. Bugün yediği 4. dilimdi ama bu sayılmazdı, küçük bi ısırıktı çünkü.

"Ee, denizbeyin ben çıkmasına üzüldün mü bakalım?"

Deniz Mavinin gözlerine baktı. Düşündü, düşünürken gözleri çoktan yıldızlara kaymıştı, sahi bu gece ne çok yıldız vardı gökyüzünde. Gülümseyip yıldızları incelerken dikkatinin dağıldığını fark etmemişti bile.

"Çok güzelsin, daha önce söylemiş miydim?"

"Ha-?"

Daldığı yerden kopmuştu fakat donup kalmıştı deniz. Şimdi sadece kalbinin hızlanan atışını duyuyordu. Böyle ani iltifatlara alışık değildi, hatta iltifatlara alışık değildi. Masanın altında birleştirdiği ellerine bakarken hafifçe gülümsedi. Utanmış ama aynı zamanda da hoşuna gitmişti. Odağını ellerinden çekmesine sebep olan Mavinin elleri, çenesinin iki yanındaydı. Gülümseyerek Denize bakıyordu Mavi.

"Öpiyim mi bi kere?"

Deniz utançla gülümserken hafifçe başını salladı. Mavi yüzüne yaklaştığında gözlerini kıstı, ancak dudaklarının birleşmesi yerine yanağında hissettirdi dudaklarını. Geçen birkaç saniyenin ardından Mavi hafifçe çekildi, fakat yüzü yüzüne yakındı. Nefesinin yüzüne çarpmasıyla deniz gözlerini kapattı. Yavaşça dudaklarının birleşmesini bekledi, çok geçmeden dudaklarının üstünde hafifçe hissetti Mavininkileri. Çok yumuşak ve yavaş bi öpücük bırakıp geri çekilmişti.

Çekilir çekilmez Deniz ona arkasını döndü ve sessiz çığlıklar atarak heyecanını dindirmeye çalıştı, fakat pek başaramıyordu. Hafifçe sallanıyordu aynı zamanda. Maviyse bunu tatlı bulmuştu, eli çenesinin altında onu izliyordu, gülümseyerek.

"Bana bakmayacak mısın artık?"

"Biraz bekler misiniz."

Deniz yutkunup kendini toparladı. Maviye döndüğünde mavi yanaklarının kıpkırmızı olduğunu fark etmişti. Çaktırmamak için bişey dememişti fakat o da gülümsemeden duramıyordu.

"Hadi seni eve bırakalım deniz, hm?"

"Tamamm."

Birlikte çardaktan kalktılar ve evin yolunu tuttular. Yol boyunca denizin çıtı çıkmamıştı fakat çaktırmadan maviyi inceliyordu, çaktırmama konusunda pek başarılı değildi tabii, 3-4 kere göz göze gelmişlerdi. Mavi bunu da tatlı bulmuştu. Evin önüne geldiklerinde Deniz Maviye dönüp brownie kabını uzattı.

"Bunu sizin için yapmıştım."

"Haklısın tamamen unutmuşum."

Mavi kabı denizin elinden alıp ona sarıldı.

"Teşekkür ederim."

Deniz ani hareketiyle donakalmıştı fakat sessizce rica etmeyi başarmıştı. Sonrasında koşarak evine girmişti.

@Ocean.Blue: Bugün çok tatlıydın denizim.
Tatlılığından öleceğim.
İyi geceler.

---

omg sonunda

Blue's Sea | BxB | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin