17. Bölüm: "Kaos ve Denge"

38 2 0
                                    

"Birbirini tamamlayan fakat birbirine karşıt iki güç aslında bir bütünün farklı parçaları, bir madalyonun iki yüzüydü."

***

Gözlerimizin önünde yaşanan bazı şeyler gerçek gelmezdi bazen; yalan olmasını, yanlış olmasını, var olmamasını dilerken bulurduk kendimizi. Gözlerimin önünde bulunan her şeye aynı şekilde yaklaşıyormuş gibiydim, var olmamasını beklediğim her şey gözlerimin önünde beliriyordu. Canavarlarla karşılaşmış, ruhlarla konuşmuş, büyü yapan kadınlarla savaşmış ve bizi öldürmek isteyen bir katliamcı grubundan kaçmıştım. Irklar, büyüler, boyutlar, gezegenler, uzay derken bildiğim her şey birbirine girmişti ve kendimi hiçbir şey bilmediğimi hissettiğim o noktada bulmuştum. Geri dönülmesi imkânsız bu noktada yapmam gerekenlerden emin değildim; belki de kaçmalı, nefesim tükenene kadar arkama bakmadan kaçmalıydım. Ancak ben kalmayı tercih ettim, karşımdaki varlığın kırmızı gözlerinin içine baka baka yürüdüm ona doğru.

Cesaret bazen aptallıktı ve aptallık bazen cesaretti.

Millie varlığı gördüğü anda elini salladı. "Nasılsın Kaos?" diye sordu sanki uzun zamandır görüşmediği bir arkadaşıyla konuşuyormuş gibi.

"İyiyim kraliçe," dedi Kaos gözlerini ona yönelterek. "Buraya neden geldiniz? Dünya'dan gelen bu Seçilmişler burada ne arıyorlar?"

"Aselin," dedi Millie kısaca açıklayarak.

Lala bıkkınlıkla araya girdi. "O Kaos ve Denge ağacına söyle, eğer kapıyı açmazsa bütün dallarını zehirlerim."

Kaos kısaca gülerek elini kaldırıp hafifçe oynattı, birkaç adım önümüzde gölgeler bir yuvarlak oluşturarak geçit açtı. "Buyurun."

Millie kısaca, "Teşekkürler," diyerek bizi geçide yönlendirdi. Tam adımımı atacakken Kaos'un sesini duydum.

"Sen hariç, Seçilmiş," dedi gözlerini üzerime dikerek. Herkesin gözleri üzerime çullanırken yutkundum.

Sanki hiç tanışmamışız gibi, "Neden?" diye sordum.

"Konuşacaklarımız var," dedi sakince. "Sen ve ben, Damla."

Berrin aniden araya girdi. "Onu tanıyor musun?"

"Hepinizi tanıyorum," dedi Kaos bize dikkatle bakarak. "Endişelenmeyin, korkacak bir şey yok. Sadece konuşacağız."

Berrin'le Berk bana baktığında gözlerindeki tedirginliği gördüm, sorun etmesinler diye onlara gülümsedim. "Sorun değil, sadece konuşmak istiyor. Ben size yetişirim."

"Kendine dikkat et," dedi Berrin gözleri söylediklerini ima eder gibi bakarken.

"Tamam," dediğimde Millie ve Lala onlarla birlikte geçitten geçti.

Uzayda hiç rüzgâr yoktu, boşluğun nasıl bir enerjisi olduğunu bilmediğim için gözlerim etrafta gezindi. En sonunda Kaos'la gözlerimiz buluştu. "Damla," dedi bana onu her gördüğümdeki gibi.

Alayla, "Sen seçildin, kehanete dikkat et," dedim onun sesini taklit ederek.

"Komikmiş," dedi sesini tanımadığım birisi. Gözlerimi kırpıştırarak Kaos'un omuzunda beliren figüre baktım, kim olduğunu anlamazken aniden önüme atladı. "Kraliçeden ve prensesten sonra gördüğüm en komik Seçilmiş sensin."

SeçilmişlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin