26. Bölüm: Benimle gerçekten evlenmek istediğine inanmıştım."Çıkıyor musun?" Dedi Yeonjun Yoongi'nin hazırlandığını görünce. "Bir dosya daha getirecektim ama-"
"Yarına kalsın." Yoongi paltosunu giyinip saatini kontrol ederken hafifçe sırıttı. "Jimin'le planlarımız var."
"Biliyorum, rezervasyonu ben yaptım zaten." Yeonjun patronunun sırıtan suratına bakarken gözlerini devirdi. "Rezervasyon saatine bir saatten fazla var."
"Farkındayım."
Omega, sabrının son demlerinde olduğunu fark etti. Kollarını göğsünün üzerinde birleştirip kaşlarını çatarken "o zaman ne demeye erkenden çıkıyorsun." Dedi aksi aksi. "Bir sürü iş birikti, Yoongi ve hayır, bu sefer tek başıma halledemem."
"Halledersin." Dedi Yoongi de. Şimdi Yeonjun'un tam önünde durmuş omuzlarını kavrayarak yüzüne bakıyordu. "Jimin için ayırttığım küpeleri almaya gidiyorum. Siparişini bir ay önce vermiştim, çok iyi denk geldi. Hem biliyorsun aramız bozuktu. Tam düzelmişken bir akşam daha geç gidemem."
Ancak Yeonjun'un bu numaralara karnı doktu. Yoongi'nin ellerinden kurtulurken "sen omeganla gününü gün ederken kalıp fazla mesai yapacağımı sanıyorsan epey yanılıyorsun Yoongi Min." Dedi çenesini havaya dikerek.
"Pekala," Yoongi bir kez daha kontrol etti saatini. "Sen de erken çık, tamam mı? Kalan dosyalara yarın bakarız."
Sekreterinin bir kez daha itiraz etmesine izin vermeden asansörlere doğru yürümeye başlamıştı bile. Bir yandan da telefonuna bakıyor, Jimin'den herhangi bir arama ya da mesaj göremediği için hayıflanıyordu. Omega attığı hiçbir mesaja geri dönmemişti ama Yoongi onun meşgul olduğunu biliyordu. Bütün günü ev işleri ile geçireceğini söylemişti biriciği. Evlerine ve evde yürütülmesi, ilgilenilmesi gereken Yoongi'ye göre önemsiz olan bütün o işlere epey önem veriyordu Jimin. Hizmetçileri, şoförü, bahçıvanı ve tabii kahyayı bile büyük bir dikkat ve özenle koordine ediyor, her şeyin yolunda gittiğinden her daim emin oluyordu. Tek kelimeyle muhteşem bir omegaydı. Yuvalarını yuva yapan tek ve yegane kişiydi. Yoongi, Jimin olmasaydı hayatının nasıl olacağını hayal bile edemiyordu artık. Düşüncesi bile nefesini kesmeye, göğsünü ağrıtmaya ve onu korkunç bir karanlığa sürüklemeye yetiyordu.
Arabasına binip yola koyulmadan önce bir kez daha mesaj attı Jimin'e ama diğer mesajları gibi buna da herhangi bir cevap alamadı. Tiffany&Co'dan sipariş ettiği özel üretim küpeleri, Ribbon Flowers'tan da özel olarak hazırlattığı gül buketini alarak fazla acele etmeden randevulaştıkları saatten yaklaşık on dakika önce rezervasyon yaptırdıkları restoranda oldu. Onlar için ayrılan masa hem diğer gözlerden uzak hem de hoş bir salon müziği çalan orkestraya uygun yakınlıktaki gözde masalardan biriydi. Yoongi, sandalyesine yerleştikten sonra ceketinin iç cebindeki deri kaplamalı mücevher kutusunu kontrol etti önce. Gül buketini de Jimin'in oturacağı sandalyeye bakacak masanın ortasına yerleştirmişti. Bütün günü onu özleyerek geçirdikten sonra şimdi yanına geleceği o kutsal an için dakikaları sayıyor olmak bile mutluluk ve heyecan veriyordu Yoongi'ye.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
oxytocin : yoonmin
FanfictionGüney Kore cemiyet hayatının en gözde ve sevilen omegası Park Jimin, gördüğü ilk anda kızgınlığa girmesine neden olan alfa Min Yoongi'den nefret ediyordu. Yoongi'nin ise masum güzelliği ve saf ruhu ile dikkat çeken bir asilzade olan omega ile ilgili...