Güney Kore cemiyet hayatının en gözde ve sevilen omegası Park Jimin, gördüğü ilk anda kızgınlığa girmesine neden olan alfa Min Yoongi'den nefret ediyordu. Yoongi'nin ise masum güzelliği ve saf ruhu ile dikkat çeken bir asilzade olan omega ile ilgili...
Bu bölüm oy sınırı +340 ve gerçekten yorumlarınızı görmek istiyorum. Her hafta bölüm yazıp paylaşan biri olarak bunun karşılığını istemem absürt gelmesin size lütfen, keyifli okumalaaar🤍🌸
***
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🎼 BTS - Spring Day
35. Bölüm: "Biliyorum, aşk insana çılgınca şeyler yaptırıyor."
"Bunu giy." Dedi Jimin, Yoongi'ye kocaman, parlak gözleri ile bakarken. "Lütfen, lütfen, lütfen..."
Yoongi ise Jimin'in elinde tuttuğu sarı hırkaya bakarken gülümsüyor, omegasının onu giydirmek için bu kadar hevesli olması karşısında eriyip gidiyordu. "Ceket giysem olmaz mı? Şirkete uğrayacağım önce."
"Ama baksana! Rengi çok tatlı."
Omega bu sabah alfasını giydirme görevini tamamen üstlenmiş, ona açık mavi bir kot ve beyaz bir gömlek giydirdikten sonra dolabın altını üstüne getirerek yıllar önce kendisi için ördüğü ancak ölçüyü yanlış aldığı için ona büyük gelen sarı renkli hırkayı bulmuştu. Yoongi'nin genel olarak takım elbise giymeyi tercih ettiğini biliyordu ama bugün onun daha spor ve daha genç parçalar giydiğini görmek istiyordu.
"Tamam tamam!" Yoongi'nin gardı çabuk düştü. Jimin'in tuttuğu hırkaya kollarını geçirirken bir yandan da göz ucuyla Jimin'in aynaya yansıyan görüntüsünü izliyordu. Omega yerinde duramıyor, çıplak ayakları ile Yoongi'nin etrafında dönüp dururken bir yandan gülümsüyor bir yandan da eliyle üzerindeki hırkanın hayali kırışıklıklarını düzeltiyordu.
"Harika oldun!" Nihayet alfanın önünde durduğunda başını kaldırıp yüzüne baktı ve kollarını boynuna dolarken "çok genç görünüyorsun." Dedi. "Üniversiteli bir delikanlı gibi."
Yoongi de ellerini omegasının ince beline sarmış, omzundan kayarak dirseğinin üzerine düşen sabahlığını fırsat bilerek çıplak kalan üst koluna bastırmıştı dudaklarını. Jimin'in teni hemen çiçek açtı ve Yoongi çöl çiçeklerini gördüğü her defasında yaptığı gibi hülyalı hülyalı gülümsedi. Bakışlarını çiçeklerin parlak taç yapraklarından alamıyordu. Çok güzel ve çok narindiler, tıpkı Jimin gibi.
"Beğendiysen daha sık böyle giyinebilirim." Dedi bir süre sonra. Jimin'in parmakları ensesindeki saçları okşarken bir kedi gibi mayışmıştı.
"Giyinir misin gerçekten?"
"Elbette."
Jimin'in yüzündeki gülümseme büyüdü. "Seni takım elbise içinde görmeye bayılıyorum. Çok güçlü ve karizmatik görünüyorsun ama böyle de çok tatlı oldun." Uzanıp Yoongi'nin dudaklarındaki çiçeklere değdirdi kendi dudaklarını ve ona biraz daha sokuldu. "Tatlı mı tatlı bir alfasın şu an ve ben, tatlı şeylere bayılırım."
