Polly 21

91 7 18
                                    

Sabah kalktığımda sabah kalkmadığımın farkına vardım. Saat 4-dü ve eğer yorganı yüzümden çekmeseydim hala uyuyor ola bilirdim. Güneşin ekstra sıcaklığı bedenimi yakınca yerimden fırlayıp banyoya geçtim.

Yüzümü yıkamamla  kendime gelince geç kalkmanın verdiği boşluk hissiyle odama geri dönüp, penceremin başına dikildim. Beni nasıl olacağı ile ilgili hiç bir fikrimin olmadığı bir hayat bekliyordu. Kendi hayatımı yürütmek yerine, her şeyle beraber savruluyordum, son zamanlar baş veren hiç bir şey kendi özgür irademle olmamıştı. Dışarısı sıcaktı, lakin ben kafamı soğuk tutmaya mecburdum.

Ben. dün. Davele. sevgili. olmuştum.

Utançtan odamı terk etmek bile istemiyorum. Neredeyse bir haftaya okullar başlayacak ve aptal kafamı gereksiz derslerle yoracaktım, ama bu bir haftanı nasıl geçireceğimi bilmiyordum. Evde kalıp, hiç bir yapmak istemiyorum ama böylesi de beynimi uçuruyordu.

Hadi, Polly, sonsuza kadar kendini bu odada mahsur bırakamazsın. Odamdan çıktığımda artık yerini bildiğim mutfağa doğru ilerledim. Mutfakta benden başka kimsenin olmamasına içten-içe sevinip, derin bir ah çektim. Masanın üzerinden iki dilim ekmeği tost makinesine koyduktan sonra, peynir bulmak umudu ile buzdolabının içine bakarak oyalandım.

" Erkencisin. "

Gelen sesin beklenilmemesi ile tabii olarak korkmuştum. Anında senin kime ait olduğunu bilmem ile isteksiz bir şekilde arkama döndüm. Mavi gözlerden başka her yere bakmaya dikkat ederek, ironi ile söylenmiş söze karşı belli-belirsiz bir gülümseme yolladım. Aradığım peyniri bulamamanın üzüntüsüyle buzdolabının kapağını kapattığımda bana reçel uzatan elin sahibinin " ekmekle yemek için pek bir şeyimiz yok " cümlesine sessiz bir " teşekkürler " ile cevap verdim.

Elinden reçeli alırken değen parmaklarımızı umursamamaya çalışarak tost makinesindeki ekmeği çıkardım. Cevabın hayır olmasını beklediğim nezaketen sorduğum " sen de ister misin? " sorusuna beklediğimin aksine " evet " cevabı almamla kendim için hazırladığım sofrayı iki kişilik ettim. Elimdeki tuttuğum tek boynuzlu at tasvirli bardağımdakı sıcak çayı yudumlarken yeni taşındığım evin mutfağını iliğine kadar gözden geçiriyordum. 

Karşımda oturmuş olan bu kişiyle olan sessizlik rahatsız edici olsa bile, iki bir-biri ile anlaşamayan insan olarak konuşmamızdan daha şükürlere layıktı. Bu ölüm sessizliğinin sonsuzluğunu umsam bile, karşımdakı kişinin planları farklıydı.

" Polly konuşmak ister misin"

İçimden elbette hayır demem bunu cesaret edip yüzüne karşı söyleyeceğim anlamına gelmediği için, bu gün ilk kez gözlerine bakacak kadar güç toplayıp, susmaya devam etti. Cevabın hayır olduğunu anlayacakki rahatsızca yerinde kımıldandı. Ben hala ona bakmaya devam ederken, belki de ilk kez kaybeden o oldu ve gözlerini benim üzerimden kaçırdı. Aslında bir-birimize bakacak kadar cesaretimiz olmamasına üzülmem gerektiği yerde o an ben ilk kez kaybettiğim bir savaşta kazandığım için sevinmiştim.

Kalbim gerçekten acı ile kavruluyordu. Ona bakarken dalıp gitmişken, neden bu kadar yakın olduğumuz bu anda bir-birimize kutuplar kadar uzak olduğumuzu sorguluyordum. Neden ben değilde, bir başkası onunla birlikteydi? Neden ben Dave ile birlikteydim? Onun yaptığı hiç bir şeye akıl erdiremezken şimdi de benimle ilgili olan her şey manasızlaşmıştı. Daldığım için onun masadan kalktığını yanlız " afiyet olsun " dediğinde idrak etmiştim. Aynı şeyi ben de mırıldandığımda hissettiğim garip hisle tabağımı kenara çekip, kafayı yemek masasına yasladım. Bir kaç dakika düşüncelerimle cebelleştikten sonra, içeriye kiminse girdiğini anlamamla kafamı kaldırıp, bana doğru gelen kişiye baktım. Dave benimle zıt bir şekilde gülümsemelerin en içtenini en doğalını yüzüne takınmış, yanıma vardığında yanağıma öpücük kondurmuştu.

" Pollycim, uyanmışsın tatlım! " 

Söylerken yüzünde daha da genişleyen gülümsemesine karşı koyamadan ben de gülümsemiş ve onun öpücüğüne karşılık vermiştim. Davein geri çekileceğini sansam da, öpücüğümüzü daha da derinleştirmiş ona karşılık vermemi zorlaştırmıştı. Uzaklaşmaya çok gücüm olmasa da, her aralanmak istediğimde beni kendine daha da bastırmıştı. Kendimi kurtarmak isterken bile, benden aralanmasının sebebinin babamın sert sesinin olmasını asla istemezdim.

" Polly, Dave, siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz! "

---

Önümüzdeki sömestr için Romaya gidiyorum, çok heyecanlıyım.

Bölüm tarihi: 3 temmuz 2023

Bu gün sınavım var ve ben ders çalışmaktan başka her şey yapıyorum.


Polly - Daddy issuesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin