Zaaf - Çektim Kendi İpimi
Bazı zamanlar oluyordu ki bazı şeylere anlam veremiyorduk. Ne zaman oldu, nasıl oldu gibi anlam veremediğimiz birçok fikre sahip olabiliyorduk, bu iyi de olabiliyordu kötü de olabiliyordu ama garip bir gerçek vardı ki, her zaman da olmasa çoğu zaman hayat iyi şeyleri önümüze beklenmedik anda çıkarıyordu. Zaman akıyordu ve bir anda istediğimiz şeylere zorluklara katlansak bile ulaşabiliyorduk. Yani hayattan hala bir umut vardı. Biz buna ne kadar inanmasak, kabullenemesek de vardı işte. Ya da Elfida için bir anda oluşmuştu. Bundan tam olarak emin olamasa da henüz hayattan umudumu kesememişti. Nasıl kesebilirdi ki, daha doğrusu hayata nasıl ihanet edebilirdi ki. Beklemediği bir zamanda yılların acısına bir son gelmişti. Hiç ummadığı, tam hayattan soğuduğu zamanda isteği gerçekleşmişti. Bir adamın gülüşüyle hayata tutunan kızın sonu gelmemişti. Güzel gülüşlü adam kız için gelmişti.
Elfida o güzel günden sonra neşelenmiş hayata tutunmaya daha istekli hale gelmişti. Hatta artık hastaneye bile sürekli gitmek zorunda kalmıyordu, sadece zorunlu kontrollerini yaptırmak için gidiyordu. Hem Çağan hem de Elfida için hayat güzel ilerliyordu. İkili sürekli birlikte geziyorlar, yemek yiyorlar, okulun maçını izliyorlar, öğle araları basketbol oynuyorlardı ve bir saniye bile ayrılmıyorlardı. Günlerini aynı doğrultuda geçiriyorlardı ama bazı günler bu nedenle Elfida zorlanıyordu. Ne de olsa güzel gülüşlü adamını üzmemek için hastalığından bahsetmiyor ve bunu sır gibi saklıyordu. Güneş ise o gün ikiliyi birlikte gördükten sonra onlarla karşı karşıya gelmemek için çabalamaya başlamıştı, ta ki Elfide Güneş'e ulaşana kadar. Güneş umutlanmıştı, tekrardan bir şansı olduğuna inanmıştı fakat durum istediği gibi olmayacaktı.
O gün Elfida Güneş'e ulaşmış ve çocuğa yalvarmaya başlamıştı. "Senden bir şey isteyeceğim Güneş, biliyorum benim için çok şey yaptın ve ben sana karşılık bile veremedim. Sen çok iyisin ben ise fazlasıyla hatalıyım ama ne olur son isteğimi de kabul et, ne olur bana bir kez daha yardım et." Dedi. Güneş'in tüm umutları ise ipi biten mum gibi sönmüştü ama yine de kıza kıyamadı ve isteğini kabul etti. "Sen ne istersen iste gerçekleştireceğim Elfida, ne olursa olsun yıllar geçsin sen yine tam şurada olacaksın." demiş, yumruk yaptığı elini kalbine vurmuş ve devam etmişti. "Şimdi devam et, isteğini söyle." Kız kendine lanetler etmeye başlamıştı o anda, böyle güzel kalpli birisini nasıl üzebilirdi, kendine kızmaya başlamıştı. Bencildi, fazlasıyla bencildi. Güneş onu böylesine severken karşısına geçecek ve daha fazla üzecek kadar bencildi ama yine de son isteğini bir an önce söylemesi gerekiyordu. Onu daha fazla üzmeden gitmek istiyordu. "Güneş öncelikle çok teşekkür ederim, en kötü zamanlarımda benimleydin ve ben senin kıymetini bilemedim ama şimdi bile isteğimi yerine getirmek için çabalıyorsun, sadece diyebileceğim keşke daha önce tanışabilseydik, keşke birbirimize geç kalmasaydık ama durum böyle işlemedi. Tekrardan her şey için teşekkür ederim ve şimdi isteğime gelirsek, hastalığımı kimsenin öğrenmesini istemiyorum, buna Çağan da dahil. Zaten iyileşmeye başladım, Doktor bana bir şeyin fazlasıyla iyi geldiğini söylüyor ve ben artık ilacıma sahibim, Çağan sayesinde günden güne iyileşiyorum ve onun hastalığımı öğrenip üzülmesini istemiyorum ve diğer herkesin de öyle." dedi ama bu sözler Güneş'i fazlasıyla sinirlendirmişti. Güneş: "Senin söylemediğin şeyi benim söyleyebileceğim gibi bir hak görmüyorum kendimde, böyle düşünmen beni fazlasıyla aşağılık gösterdi Elfida ama biliyorsun ben zaten aşağılık bir herifim, sevdiğim kıza ulaşamayan, onunla kalamayan, kalbimi kaptıran ama sevdiğim kızın kalbini kaplayamayan aşağılık bir herif. Bu nedenle sorun da görmüyorum, söylediğin sözlerde ve merak etme sen kalbimdeyken öleceğim gibi sadece ikimizin sahip olabileceği bir sırrı da sonsuza kadar saklayacağım. Ne de olsa ikimize ait bir şey değil mi, sadece ikimize..." dedi. Sonra ise dediklerine pişman oldu çünkü Elfida karşısında omuzları çökmüş bir şekilde ağlamaya başlamıştı. Elfida daha ne kadar kendinden nefret edebilirdi bunu düşünüyordu. Kendisini orada parçalamak istiyordu ama yapamadı çünkü Güneş kıza sıkıca sarılmış ve "Geçti her şey geçti, lütfen şimdi sakinleş." dedi. Elfida da Güneş'in boynuna kollarını sararak son kez sıkıca sarılabilmişti. Daha sonra Güneş Elfida'nın saçlarından öperek içine huzur bulduğu kokusunu çekerek veda etmiş ve oradan ayrılmıştı.
Elfida sokakta öylece kalmış ve çekip giden adamın arkasından fazlasıyla ağlamıştı. Sonra bir melodi yükselmiş ve telefonu çalmaya başlamıştı. Telefonuna baktığında Çağan'ın aradığını görmüştü ve cevaplayamamıştı çünkü adamın endişeleneceğinin farkındaydı. Meşgule atmış ve hemen mesaj yazmaya başlamıştı. Mesajda ise ona geri döneceği ve şu anda ailesiyle birlikte olduğu yazılıydı. Sonra eve doğru adımlamıştı ama o gecenin çok iyi geçmeyeceğinin farkındaydı. Korkmaya başlamıştı, yine baş ağrısı kafasına hücum etmiş gibiydi, migreni yürüdükçe şiddetlenecekti bunu da biliyordu, soğuk yüzüne vurdukça ağrısı artmıştı ama durum hala iyiydi. ta ki eve varana kadar...
Çağan ise her şeyden habersiz kızı nasıl mutlu edeceğini düşmekteydi, ona sonradan ulaşmıştı ve onunla ilgilenmeye fazlasıyla meraklıydı. Bu yüzden kızı güzel bir yere götürmeye karar vermiş ve aramıştı ama aramasını açmamış ve mesaj göndermişti. Çağan bu duruma biraz bozulsa bile kızın geri aramasını beklemişti hem de tam 2 gün ama kızdan ne arama vardı ne de aramalarına cevap. Çağan endişelenmeye başlamıştı, ne olacağını bilmemesine rağmen okuldan çıkmış, kızın evine gitmeye yola koyulmuştu. Evlerinin önüne geldiğinde biraz duraksamış sonra apartmana girmiş, kızın evinin kapısına ulaşmıştı. Endişeli bir şekilde kapıyı çalmıştı ama açan olmamıştı, sonra bir daha çalmıştı ve bir daha. Aradan neredeyse 15 dakika kadar geçmişti ama Çağan hala kapıyı çalmaktaydı. Sonra karşı daireden birisi çıkmıştı. Kadın çocuğa anlamayarak bakmış ve "Birine mi bakmıştınız." demişti. Çağan ise hemen sese dönerek "Elfida'ya 2 gündür ulaşamıyorum. Kapıyı açan da yok, sizin bir bilginiz var mı?" demişti. Kadın da "Elfida 2 gün önce falan hastaneye götürüldü, ben de tam olarak bilmiyorum ama bir hastalığı vardı, böyle ayda bir rahatsızlanır, sizin haberiniz yok muydu?" dedi ve Çağan neler olduğuna anlam veremedi, kız aylardır yanındaydı ama fark edememiş miydi yani hastalığını? "Peki hangi hastane olduğunu biliyor musunuz dedi. Bunun üzerine kadın içeri gitti ve geri döndüğünde elinde telefonu vardı, Çağan'a ise "Şimdi öğreniriz." dedi. Kadın Elfida'nın annesini aramış ve nerede olduklarını öğrenmişti. Çağan çokça teşekkür ederek apartmandan çıktı ve hastaneye doğru yola koyuldu.
Hastaneye ulaştığında neler olacaktı bilmiyordu, korkuyordu ama cesaretini de korumaya çalışıyordu. Biliyordu ki ona hiçbir şey olmayacaktı, ona çok güveniyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş'in Batışı
SaggisticaDünya yeniden var oldu, yeni bir ay doğdu ama güneş çoktan battı... *bu kitap gülüşü güzel adama ithafen yazıldı*