9

296 39 5
                                    

Kiyoomi, sırtını duvardan ayırmadan sürünerek çöktü yere. Atsumu ile aynı hizadaydı, titreyerek ağlayan eski sevgilisine ne demek istediğini açıklamasını söyledi.

"Tümör. Beş ay içinde... beş ay içinde öleceğim. Beş ay içinde, herhangi bir zamanda ölebilirim ama beş aydan daha fazla yaşayamam anlamına geliyor sanırım, düz mantık. Bundan cesaret alarak geldim... Yüzleşmekten korktuğum eski sevgilime ağzıma geleni saymadan... sustuğum şeyleri kusmadan, ölmek istemedim. Ben öldükten dokuz ay sonra da, beni unutacaksın değil mi? Hayatına hiç girmemişim gibi!"

Atsumu, kendisini saran kolların arasında bağırarak ağlamaya devam ediyordu. Zayıf yumruklarını eski sevgilisinin göğsüne vuruyordu, kalbine yeteri kadar vurursa belki Atsumu'yu severdi, Atsumu buna inanıyordu.

"Artık konuşabilir miyim, lütfen?"

Kiyoomi'nin sesi çaresizdi. Dolan gözlerini ya da titreyen sesini saklamak için uğraşmadı. Yutkundu sadece. Ama bu yutkunma boğazındaki yumruyu gönderememişti.

"Kiyoomi! Komşularının sesi hep bu kadar geliyor muydu canım, sesleri duydun mu sen de?"

Kiyoomi'nin evinin dizaynı düzdü. -Şu anda sarılarak oturan dramatik ikilinin bulunduğu- giriş doğrudan salona açılıyordu. Salonun ortasında da üst kata çıkan merdiven bulunuyordu. Atsumu'nun o gün yüzünü göremediği kadın, merdivenlerden yüzünde bir bakım maskesiyle inerken Kiyoomi'ye seslenmişti.

"Aaa, Atsumu-chan! Geldiğini bilmiyordum, gerçi barıştığınızı da bilmiyordum Kiyoomi hiçbir şey anlatmadığı için. Benim için böylesi daha iyi tabi, sürekli arayıp kırk beş kere anlattığı anılarınıza ağlaması can sıkıcı olmaya başlamıştı! İçeri geçsenize, salak gibi kapı ağzında oturmuşsunuz. Kahve yapacağım, size de koyuyorum."

Atsumu, gözlerini göğsünde yaslı olduğu Kiyoomi'ye çevirdi. Kiyoomi ona burukça gülümsedi.

"Aoi-neesan olduğunu neden söylemedin? Ablam, belinde olan güzel saçlarını omzunda kestirmiş de diyebilirdin."

"Konuşmama izin vermedin."






𝐚 𝐭𝐮𝐦𝐨𝐫 𝐚𝐰𝐚𝐲 π 𝐬𝐚𝐤𝐮𝐚𝐭𝐬𝐮Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin