"Aşkım."diye mırıldandı Volkan sıkıntıyla. "Yavura vurmuyorsun aşko,sakin git..."
"Volki dur bi ya."
Gözlüğü burnuna düşen kız kalın dudaklarını büzmüştü. Kalın kemik çerçeve gözlükleri,iri kara gözleri,daima mutsuz yüz ifadesiyle o Aşkım idi. Hiç de ismini yansıtmayacak şekilde ketum,suratsız ve agresif biriydi. Ancak Volkan bu kızı severdi. Hiç değilse doğrucuydu hatta tam manasıyla bir Doğrucu Davut olduğundan söz edebilirdik. Bununla birlikte dobra ve pataküte olduğu için Aşkım'ın lakabı "Kadırgalı!" idi.
"Beğenecek dimi beni böyle?"diye mırıldandı Volkan hevesle.
Oryal kokusundan ciğerleri adeta yanıyordu. Burnu sızlıyor,genzi kaşınıyordu. Saç derisi kafasına çakmak tutulmuş gibi inim inim inliyordu ve saçları o kadar gerginleşmişti ki canı deli gibi yanıyordu. Gerginleşen saç derisi kafasını cayır cayır yakıyor,gözleri sulanıyor ve acıyla inlemesine neden oluyordu.
"Volki."diye mırıldandı kız sakızını patlatarak. "Saçın nanayto yalnız yavrucum,haberin de ola."
"Olsun."dedi Volkan hevesle. "Emrah beğenecek sonuçta. Emrah sever pembe saçı."
"Geçen haftada maviyi seviyordu,doğru."diye mırıldandı Aşkım göz devirip. "Kocan şekil Volkicim,tadını çıkar."
"Kocam."dedi Volkan kıkırtıyla. Kafasındaki oryal canını yaksa da gülmeye çabalıyordu zira Emrah ile ilişkisi harika gidiyordu.
Volkan ,Mardin'in köklü bir aşiretinden geliyordu. Hatta dedesinin ilk ve tek oğlan torunu olan Volkan sülalenin "veliaht" göz bebeği ağası olarak çokça hürmet görüyordu. Küçükken onun doğumuyla dedesi tam kırk adet deveyi aynı gece kesmişti. Yine kırk devenin kanıyla kırkı çıkan Volkan'ın var oluşu kırk gün kırk gece kutlanmıştı. Ağzında gümüş kaşıkla doğmuş,varlığı bir kimsesiz gariban anneciğini dünyanın en mutlu kadını yapmıştı. Volkan'ı doğurunca kollarındaki altınlar artmış,babası ilk oğlan torunu veren evlat olarak gururla her cuma günü lokma dağıtarak sokakları arşınlamıştı.
Volkan kırk deve kuvvetinde bir erkek olmadığını henüz ilkokuldayken fark etmişti. İlk önce öğretmenine karşı durulmaz bir hayranlık beslemeye başlamıştı. Köyün öğretmeni yakışıklı ve şehirli olan Turan Hoca karizmatik bir adamdı. Sarı saçları,yeşil gözleri ve pos bıyığıyla her daim şıktı. Ortaokulda ise güzel ve serpilen binlerce güzel arasından okulun belalısı diğer bir aşiretin oğlu olan Yaman'a yanıktı. Daha sonrasında lisedeyken ilk deneyimini de bir oğlanla yaşayınca biseksüel eğilimini değil,direkt olarak eşcinsel olduğunu idrak etmişti.
Ancak onun olduğu yerde bunlar gizli kapaklı şeylerdi. Volkan'ın giydiği kıyafetler,hal ve hareketler, heveslediği ve özendiği dünyalar tamamen farklıydı. Lise ikiden beri aileyle tartışmanın hiddeti artmıştı ve böylece Volkan kendi iç dünyasına kapanmıştı
Her şey buz gibi bir ekranın arkasından diğer yarısını bulmakla başlamıştı. İnstagram mesajlarında yanıt verdiği bu adam kesinlikle hayatının şansıydı. Biricik aşkı ve ruh yarısıydı. Bıkmadan sıkılmadan Volkan ne anlatsa dinliyordu,her saat doyamadan onu arıyor ve yazışıyordu. Üstelik Emrah o kadar yakışıklı bir genç adamdı ki Volkan ilk olarak onu fake bir profil dahi sanmıştı. Model fotoğrafı kullanılarak açılmış bir kolpa hesap olduğuna inancı tamdı. Görüntülü konuşana dek ona güvenmemişti.
"Kaç kaderinden arkadayım ben."diyen Emrah sözünün eri olmuştu.
Volkan cidden bir kaç hafta önce evden kaçmıştı. Hatta işi garantiye almak için kendine öldü süsü vererek ortadan kaybolmuştu. Emrah'ın zengin bir ailesi vardı lakin biraz despot ve tutucuydular. Bu nedenle Volkan,sevgilisi Emrah'ın evine yerleşememişti. Ondan çok uzaklarda bir semtte üç kuruşa bir yer bulabilmişti. Biraz Emrah yardım etmiş biraz da kendisi evden getirdiği altınları harcamıştı. Burada canlı müzik yapan bir mekanda işe başlaması günler sürmüştü. Zaten tarzı neticesinde Kadıköy'ün asi ruhu olmaya bir hayli müsaitti.
Ait olduğu yerde hissediyordu.
Emrah geçen gün mavi tişörtünü görünce "Mavi sana ne çok yakışıyor."dediğinde Volkan saçlarını da mavi yapmıştı.Emrah yakın zamanda "Pembeyle pamuk şeker gibisin,içim gitti."diyince Volkan onun beğenisi artsın diye şimdi saçlarını pembeye boyuyordu.
Kafası cayır cayır yanarken ev arkadaşı olan "serseri mayın" gittiği için memnundu. Ağır abi ve kasıntı bir tipti. O gider gitmez Aşkım'ı eve almış ve akşam onun ile buluşmadan evvel saçlarını yetiştirmeye çabalamıştı. Aşkım yanan kafasına soğuk su tutarken olumsuz anlamda başını salladı.
"Volki bak valla pişmaniye oldu,dinlendir yağla bırak bu saçı. Derin kıpkırmızı oldu. Pembeyi vurursak yarım saat bekletemeyecek kadar canın yanacak."
"Olmaz! Bu akşam mekanda çalacağım ya,görsün beni!"
"Sevgilin zaten senin!"diye mırıldandı Aşkım alayla. "Öfff!"
"Aşk için değer."dedi tahriş olmuş kafasını umursamadan. Havluyla saçlarını kuruladı ve acılı bir nefesle "Sür pembeyi hadi."diye mırıldandı.
"Şu ev arkadaşın denen Kerem."diye fısıldadı Aşkım. "Esmer ,uzun boylu ve kaslı bir oğlan mıydı ?"
"Çam yarması gibidir.."
Aşkım boğazını temizleyerek karşılarında dikilen ve banyo kapısının aralığından onları sinirle izleyen esmeri süzdü. Kız telaşla gözlerini çevirmiş,Kerem ise sorgular biçimde burnundan soluyarak süzüyordu sapsarı saçlı oğlanı.
"S-Selam Kerem Abicim."diye mırıldandı Volkan telaşla. "Seni görmeyi beklemiyodum ya."
"Genco."dedi Kerem tek kaşını havaya kaldırarak. "Bayan arkadaşın yanında konuşamayacağım bir durum var,konuşalım senle."
Volkan ensesine sular damlayarak ,dudaklarını dişleyerek ilerliyordu. Mutfakta Kerem'in yanına doğru ilerlediğinde Kerem sıkı bir küfür savurmuştu.
"Amına koduğumun beyni sikinde ergeni,hemen manita atıp duş fantezi mi yaptın kızla!"
"E-ev,yani hayır. Aslında ben sadece."
"Birbirinin saçını boyamalı nasıl bir fantezi lan bu ?"diye gürlemişti esmer. Gözlerini kısıp sapsarı hale gelmiş oğlanı baştan aşağı süzdü. "Bu ne lan?"
"Niçin öyle dedin ki ?"
"Olum mavide de hippi gibi serseri gibiydin de çük sarısı halde bu nedir,ibne gibi olmuşsun. Pembe membe boyalar var evin içinde. Top gibi o ne."
Volkan telaşla irileşen gözlerini Kerem denen esmere dikmişti. Herifin onur haftalarında gökkuşaklı destek mesajları atan bir gay perisi olmadığı aşikardı elbette. Ancak gamsız ve umursamaz biri için fazla fobik kelimeler kullanıyor,renklerden bile "triggerlanıyordu." Ah,bu kelimeyi kullansa hakaret sayıp kafa göz dalabilecek kadar da düz bir adamdı.
"Aşkım pembeyi seviyor."dedi Volkan hüzünle. "Aşkım seviyor diye,iddiaya girdik."
"Aşkına meşkine sıçtırma ya."dedi Kerem kaş çatarak. "Ne alaka?"
"Y-yok kızın adı Aşkım işte."
"Aşkımdan isim mi olur?"diye mırıldandı Kerem alayla. "Siz ne çeşit ergensiniz lan?"
"Aşığız ama abi."dedi Volkan ciddiyetle. "Yap dedi,yaptım. Sevgilim isterse yaparım yani bozmaz beni öyle şeyler,delikanlı erkekler sevgilisi ne derse yapar. Biz de böyle delikanlıyız işte,harbili. İsterse Barbieli."
"Kız senin iki katın."diye fısıldadı Kerem. "Sinirlenince dayak atıyorsa sana,çubuk kraker gibi bacakların kırılır."
"Aşkımın vurduğu yerde kokinalar biter no problems yani."dedi Volkan sevimli bir gülüşle. "Saçımı yapıp gelim mi ben?"
"Laptopu unutmuşum."
Kerem oğlana aşağılar bir bakış yollamış ve "Odamdan uzak durun,iki ergen."diye yanıtlamıştı.
---------
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuki
عاطفية"Şttt,lan Kukii ödül maması da veriyor mu manitan ?" Ev arkadaşının kafasına kumanda fırlatarak haykırmıştı. Bu çocuk sevgilisinin süs köpeğiydi adeta. Kerem bu velede biraz erkeklik öğretmeye ve alfalık nedir dersi vermeye kararlıydı.