Nazlı odasında otururken kapısı çalmış ve içeri elinde iki fincan kahve ile Kerem girmişti.
Kerem: Nazlı Hanım müsait misiniz acaba?
Nazlı: Iıı evet gel Kerem.
Kerem: Müsait değilsen gideyim.
Nazlı: Yok yaa biraz dalgınım sadece.
Kerem fincanları masaya koyduktan sonra masanın önündeki sandalyelerden birine oturmuştu. Nazlı her ne kadar Kerem ile arasına mesafe koysa da iş arkadaşıydı.
Kerem: Yine çığır aşan ameliyatlara adınızı yazdırıyorsunuz.
Nazlı: Yani yapıyoruz bir şeyler diyelim. Sen de fena değilsin ama.
Kerem: Hı-hıı, Adil Hoca ceza verdi ameliyatlara giremiyorum bir haftadır.
Nazlı: (gülerek) Başhekimimizin acıması yok bilirsin.
Kerem: Hem de hiç yok. Adam Nuh diyor peygamber demiyor yaa.
Nazlı: Umarım babamı şikayet etmeye gelmemişsindir.
Kerem: Yok bee. Kimi kime şikayet edebilirim ki? Al birini vur ötekine hesabı.
Nazlı: Bak hâlâ atıyor.
Kerem: Tamam tamam sustum. (şakaya vurdurarak) Zaten baba-kız sizin bana bir karşılığınız var.
Konuşmadan rahatsızlık duyan Nazlı sanki telefonuna mesaj gelmiş gibi yapmıştı.
Nazlı: Kerem çok özür dilerim benim hastam kötüleşmiş sonra görüşürüz.
Nazlı hızla odadan çıkınca Kerem arkasından bakakalmıştı.
Kerem: Yine kaç bakalım Nazlı Hanım.
.
.
.
Ali, Ferman ve Açelya yarbayın yanına gelmişlerdi.
Ali: Komutanım bizi emretmişsiniz.
Yarbay: Doğru, senden bir tim oluşturmanı istiyorum.
Ali: Tim mi? Benim bir timim vardı komutanım.
Yarbay: Önemli bir görev için İstanbul'a gideceksiniz. Geri dönüş tarihiniz belli değil o yüzden senden şu an küçük bir tim oluşturmanı istiyorum. Bu timin komutanı sen yardımcı komutanı da Ferman olacak.
Ali-Ferman: Emredersiniz komutanım.
Yarbay Ali'nin önüne dosyaları koymuştu. Ali incelemeye başlarken Yarbay sözlerine devam etmişti.
Yarbay: Açelya da artık sizinle. En güçlü kolun o.
Ali: Evet komutanım, yeni öğrendim ben de.
Yarbay: Seç hadi.
Ali: Üstçavuş Alpay Şahin'in keskin nişancılıkta usta olduğunu biliyorsunuzdur. Onu istiyorum.
Yarbay: Güzel seçim, başka?
Ali: Yine başçavuş Ömer Günay. Harita bilgisi çok yüksek ayrıca yakın dövüşte de ödülleri var. Onu da istiyorum.
Yarbay: Güzel, devam et.
Ali: İstanbul'daki bir diğer mensubumuz Başçavuş Doruk Özütürk. O da eskiden istihbaratçıydı. Ayrıca çok yetenekli ve cesur. Bir sürü dil biliyor hem de lehçeleriyle. Her yere de çoğumuzdan daha kolay sızıyor. Onu da istiyorum.
Yarbay: Tam adamını buldun işte.
Ali: 6 kişi olduk. Fazlasına ihtiyacımız var mı?
Yarbay: Bir tane de bomba tahribat uzmanı al istersen.
