Ali, Ferman ve Açelya odanın önünde beklerlerken Demir gelmişti.
Demir: Hadi uyandıralım.
Açelya: Hadi.
Ali ve Ferman da onlarla birlikte odaya girince peşlerinden Nazlı da gelmişti.
Nazlı: Hem evine gitmiyorsun hem de alt tarafı uyandırmak için beni çağırıyorsun.
Demir: Ya bir şey olursa müdahale ederiz dedim.
Nazlı: Valla sen sabaha kadar burada kalacaksan eğer ben nöbeti sana bırakıp giderim.
Demir: Aman git, durma.
İkisi Çınar'ın başına geldiklerinde cihazı durdurup ilacı kesmişlerdi. 2 dakika sonra yavaş yavaş gözlerini açan Çınar ağrıyla inlemişti.
Çınar: Ahh, neredeyim ben?
Ali: Ülkemizin güvenli kollarındasınız Çınar Bey.
Çınar: Ohh sonunda.
Demir: Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
Çınar: Biraz ağrım var.
Demir: Tamam biz size ağrı kesici vereceğiz.
Ali: Siz ağrı kesiciyi verdikten sonra çıkabilir misiniz?
Demir: Nasıl? Ya hastaya bir şey olursa?
Açelya: Kapının önünde beklersiniz bir şey olmaz.
Nazlı: Demir biz bence de çıkalım.
Demir: Peki.
Demir ve Nazlı çıktıktan sonra Açelya sorguya başlamıştı.
Demir: Kız resmen bana takık yaa.
Nazlı: Hangi kız?
Demir: İçerideki işte.
Nazlı: Açelya mı? Ne alaka Demir?
Demir: Ya biz içerideyken ifade alamıyorlar mıydı?
Nazlı: Demek ki duymamamız gerekiyor. Ben adama baktım. SİHA mühendisiymiş.
Demir: Gerçekten mi?
Nazlı: Evet, onlar için oldukça önemli biri.
Demir: Offf, dediğin gibi olsun ne deyim?
Nazlı hiçbir şey demeyip kattaki deskin oraya gitmişti.
.
.
.
Adil ve Selvi yemek için boğaza gelmişlerdi. Selvi boğazın temiz havasını içine çekerken Adil de gözlerini ondan alamıyordu.
Selvi: Çok güzel...
Adil: Çok...
Selvi: Boğazın havası da bu akşam tatlı esiyor.
Adil: Hı-hıı, çok tatlı...
Selvi: Adil sen beni dinliyor musun?
Adil: Evet hayatım.
Selvi: Ben o kadar boğazdan bahsediyorum sen bakmıyorsun bile.
Adil: E ben sana demiştim sen boğazı ben seni izlerim diye. Bu boğaz senden daha güzel değil ki. Ayrıca hep burada. İnsanlar onu izlemek için buraya geliyor. Benim ise manzaramı izlemem için sadece sana bakmam yetiyor. Ayrıca boğaza çok kolay doyarım da sana bakmaya bir ömür doyamam ben...
Selvi ne diyeceğini bilemeyip masanın üzerindeki Adil'in elini tutup üzerine bir öpücük kondurmuştu. İkisinin yüzünde de sıcacık bir gülümseme oluşmuştu.
