-2 Yıl Önce-
Evden alevler dışarı püskürmeye başlamıştı artık. Ali arabasıyla sonunda geldiğinde telefonu bir anda çalmıştı. Arayan oydu.
Ali: ŞEREFSİZ! NASIL YAPARSIN LAN BUNU?! KIZIN LAN O SENİN!
Yıldırım: Sadece kızım mı var sanıyorsun asker?
Ali'nin gözleri dehşete bürünmüştü.
Ali: BAŞKA KİM VAR LAN?!
Yıldırım: (keyifle) Tabi ki can dostun Ferman.
ALİ: Ne?..
Yıldırım: İkisinden birini seçmek zorundasın Ali Vefa. Ben kazandım yine. Ferman sağdaki odada Serap soldaki.
Telefon kapandığında Ali ne yapacağını şaşırmıştı. Biri can dostu, biri de görevdi. Arabanın bagajındaki küçük yangın söndürme tüpünü alıp, ağzını ve burnunu bandana yardımıyla kapatıp içeri koşmuştu. Girişe sıkıp hızla içeri girdiğinde iki kapı arasında kalmıştı. Ya dostunu seçecekti ya da Serap'ı... Ali daha fazla düşünmeye yer vermeyip sağ tarafa yönelmişti. Kapıyı zar zor kırıp içeri daldığında sandalyede bağlı olan Ferman'ı gördü. Bayılmak üzereydi. Tüpü kenara bırakıp Ferman'ın yanına koşmuş ve onu zorlansa da oradan çıkarmıştı. Arabanın içine oturtup su vermişti.
Ferman: A-Ali... Se-rap içerde.
Ali: Gideceğim şimdi sen dur burada.
Ali evin girişinin oraya tekrar gelmişti ki gelen alevle birlikte arkasını dönüp sıçramıştı. Ama ne fayda ev patlamış, Ali'nin sırtı alevden etkilenmiş, Serap da orada ölmüştü. Yerden kalkıp arkasına baktığında gözleri yuvalarından çıkacak gibiydi. Ayağa kalkıp tekrar eve yaklaşınca ateşin sıcağına ve kendi acısına dayanamayıp dizlerinin üzerine çökmüştü. 10 dakika sonra içerisinde Doruk'un da bulunduğu tim oraya gelince ne olduğunu şaşırmışlardı. Komutanları yere çökmüş duruyordu. Doruk Ali'nin yanına gidip yere çökmüş ve omuzlarından sarsmaya başlamıştı.
Doruk: Komutanım kendinize gelin! Komutanım ne olur bir şey söyleyin! KOMUTANIM!
Ali başını kaldırıp Doruk'un gözlerine bakmış ve ağzından iki kelime düşmüştü.
Ali: O öldü...
Doruk: Kim komutanım?
Ali: Serap...
Doruk duyduğu şeyle şok olurken ayağa kalkıp yanan eve dönmüştü. Sevdiği kadına yetişememişti... Gözleri dolarken hızla eve girmek istedi ama iki kişi onu yakalamıştı.
Doruk: BIRAKIN LAN BENİ! BIRAKIN! SERAAAAPPP! LAAAANNN! ÖLME N'OLUR ÖLMEEE!
Asker: Doruk dur!
Doruk: LAN BIRAKIN BENİ! ÖLÜYOR LAN ÖLÜYOR!
Askerler onu yere oturtunca acıdan bağırmaya başlamıştı. İtfaiye ve ambulans daha yeni geliyordu. Sağlıkçılar Ferman'a müdahale ederlerken itfaiyeler de evi söndürmeye çalışıyorlardı. 20 dakika içerisinde yangını tamamen söndürmüşlerdi. Doruk koşarak içeri daldığında peşinden itfaiye ekipleriyle askerler gitmişti. Doruk odada sevdiği kadının yanmış cesedini bulunca yanına gidip yere çökmüştü... Gözlerinden yaşlar bir bir akarken eli yanmış yüzüne gitmişti... Parmak uçları artık yumuşacık olmayan yüzüne dokunurken dayanamayıp içi çıkarcasına ağlamaya başlamıştı... Her şeyini kaybetmişti... Üstelik tek suçu bir teröristin kızı olmaktı...