Ali'nin hastanedeki tedavisi tamamlanmış ve bugün tekrardan Kuluncak Köyü'ne gideceklerdi. Oradaki halka hem psikolojikmen hem de maddi destek sağlamak için yanlarına birçok erzak almışlardı. Timle birlikte Nazlı, Ece, Beliz ve Demir de gelecekti. Doktorlarımız karargaha geldiklerinde Ali ve Ferman onları karşılamak için dışarı çıkmışlardı.
Ferman: Geliyor senin ki bak, orada.
Ali: (gülerek) E senin ki de gelmiş, beni kıskanma.
Ferman: Dalga geçme be oğlum.
Ali sevdiği kadını gördüğünde yüzünde güneş gibi bir gülüş belirmişti. Nazlı da kendisine kocaman gülümserken adımlarını hızlandırmıştı. Onun bu heyecanına Ali de katılıp Nazlı'ya doğru adımlamış ve omuzlarından sarılıp göğsüne çekmişti. Saçlarının kokusunu içine çekerken küçük bir öpücük kondurmayı da ihmal etmemişti. Nazlı da kollarını Ali'nin beline bağlamış sıkı sıkı sarılıyordu. Hafif geri çekilip hâlâ sarılır biçimde kafasını kaldırıp Ali'ye bakmıştı.
Nazlı: Çok özlemişim.
Ali: Aslında bir gündür görüşmüyoruz ama ben de seni çok özledim.
Nazlı: Üniforman yakışmış.
Ali: Sivil hayat pek bana göre değil galiba.
Nazlı: Hiçte bile. Ben senin salaş giyimini de çok beğeniyorum.
Ali: (yaklaşıp) Belli mi olur bir gün smokinin içinde de görürsün belki.
Nazlı'nın gülümsemesi genişlemiş ve başını tekrardan Ali'nin göğsüne yaslamıştı.
Beliz araçtan indiğinde Ferman'ı üniformalı bir şekilde görünce gözlerindeki hayran dolu bakışlar kendisini belli eden cinstendi. Ferman ise sanki bir başyapıta bakar gibiydi. Gözleri ona bakarken her şeyi söylediği için dudaklarından çıkan cılız ve güçsüz kelimelere ihtiyacı yoktu. Ece ve Demir de araçtan indiklerinde yardım istemek için seslenmişlerdi.
Demir: Burada bir sürü malzeme var, yardım etmeniz mümkün mü?
Ferman: Geliyorum. Ali hadi.
Ali: Bir şeyi de bensiz yap be kardeşim. Canım ben bi yardım edip öyle geleyim.
Nazlı: Dur ben de geleyim.
Birlikte araçtan malzemeleri alıp binecekleri helikopterin içine götürmüşlerdi. Tim Açelya'yla birlikte geldiğinde artık her şey tamamdı. Nazlı kendilerini bir araç götürecek sanırken herkesin binmeye başlaması onda bir şoka sebep olmuştu.
Nazlı: Helikopterle mi gideceğiz?
Ali: Evet, hiç bindin mi daha önce?
Nazlı: Hayır, benim yükseklik korkum var.
Ali: Şaka?
Nazlı: Hayır değil.
Üniformalarını giyip gelen Doruk Nazlı'yı görünce şaşırmıştı.
Doruk: Kızım senin burada ne işin var? Helikopterle gideceğiz biz.
Nazlı: B-ben bilmiyordum.
Ali: Doruk sen bin biz de geleceğiz.
Doruk: Komutanım Nazlı çok korkar yüksekten. Bizim uzmanlardan birine söyleyelim eve götürsünler.
Nazlı: Ama ben gelmek istiyordum.
Ali: Nazlı köy buraya uzakta. Arabayla yetişemeyiz ayrıca yol tehlikeli.
Doruk: Hadi eve sen.
Nazlı: Hayır, geleceğim.