Nazlı herkese Ali'nin uyandığını söyledikten sonra Ali'yi normal odaya almışlardı. Odanın içi resmen düğün salonu gibi doluydu.
Ferman: Sonunda uyandın be!
Doruk: Hakikaten komutanım amma uyudunuz.
Açelya: Susun be! İyisin de mi bak öyle şuram ağrıyor buram ağrıyor yok. Buradan çıkar çıkmaz 50 şınavla başlıyoruz.
Ali: Yuh! Kızım sen eski yarbayım mısın?
Açelya: Seni ancak böyle bir şey kendine getirir.
Ali: Bence ben gayet kendimdeyim. Hatta süperim, de mi çömez?
Ege: Müthişsiniz komutanım.
Ömer: Komutanım 10 numarasınız siz.
Alpay: Valla 2 terörist getireyim yere serersiniz öyle.
Böyle denildikçe Ali'nin havası yükselmişti. Başını Ferman'a çevirip ukala bir tavır aldı.
Ali: (göz kırpıp) Nasılım?
Ferman: Jilet!
Ali: Dikkat et kesmeyim ha.
Açelya: (gülerek) Hâlâ makara peşinde yaa.
Ali: Hepiniz ağladınız kesin.
Ferman: Senin salaklığın. Helikopterde saçmaladın durdun.
Ali: Ben öyle bir şey hatırlamıyorum sarhoştum.
Nazlı: Zevzek.
Ali'yle birlikte herkes Nazlı'ya bakınca Nazlı utanmıştı.
Ali: Eee ne zaman çıkıyorum ben?
Demir: Valla bana kalsa 1 haftaya iyi olursun da doktorun ne der bilemem.
Ali: 1 hafta mı? YUH!
Nazlı: Bence de yuh yani Demir. En az 2 haftası var.
Ali: NE?! Ben burada 2 hafta ölürüm.
Ferman: Ulan ahirete gidip geldin manyak mısın?
Doruk: Komutanım bayağı yara aldınız yani.
Ali: Umurumda değil. Çıkarın beni buradan hadi.
Ali tam yerinden doğruluyordu ki Nazlı'nın öfkeli gözlerini üzerinde görünce kal geldi.
Ali: Niye bana öyle bakıyorsun?
Açelya: Allah'ım sonunda buna da bir cellat yolladın!
Ali: Öldürmezsin beni de mi?
Nazlı: E sen çok meraklı görünüyorsun. Hayır bir de kalkmaya çalışıyorsun istesem uyutamam sanki seni.
Ali: Beni uyutman için hastadan ya da hasta yakınlarından onay alman gerekir.
Nazlı sinirle Ali'nin üzerine eğilip işaret parmağını sallamıştı.
Nazlı: Hastanın 1. derece yakını olarak o onayı ben veririm görürsün.
Ali: (gevşekçe) Oluur. Bana hava hoş.
Nazlı: Allah'ım çıldıracağım.
Açelya: Bence biz çıkalım Nazlı sen de bu delinin genel bir kontrolünü yaparsın.
Nazlı: Ne?
Ali: Aynen aynen çıkın siz.
Ferman: İki dakikada sattın bizi.
Ali: Ferman bir bana yaklaşsana kulağına bir şey demem gerek.
Ferman Ali'ye yaklaşınca Ali kulağına fısıldamıştı.