Gizli yayın
Maçtan sonra soyunma odasına gelmiştik yedek kıyafetlerimi hızla üstüme giydim.
Saçlarımı açık bıraktım ve makyajımı yaptım. Eşyalarımı çantama koyunca kızlarla beraber dışarı çıktık. Hepimiz aşırı derecede mutluyduk. Köşede otobüsümüzü beklerken kapıdan çıkan ailem Le göz göze geldik. Koç'un yanına gittim ve ailem Le gideceğini söyledim izin verince hızla annem ile babama koşup sarıldım. "Başın acıyormu kuzum" annem başımdaki banda bakarken gözleri dolu dolu oldu. "Merak etme anne ben iyim daha öncede yaralanmışlığım oldu ama onlar daha kötüydü" dedim. Babam sıkı sıkı sarıldı. "Abim anladığım kadarıyla her maç bir sakatlanman oluyor ama sanki vücudunda gereğinden fazla yara ve morluklar var? " dedi Araf abim sorarcasına. Panik olsam da hemen kendimi toparladım.
"Aman abi yaa ne olacak sakar kardeşin işte sürekli bir yerlerden düşüyorum" diye saçma bir açıklamada bulundum, inanmadığı her halinden belli olsada bir şey demedi. "Ee hadi o zaman canım kızımın birinci olması adına bir parti verelim hem medyaya duyururuz hem de birinciliğini kutlarız" adlında babamın sunduğu fikir mantıklı geldi. Kafamla babsnı onaylayınca hemen birine telefon açtı. Annemle davet hakkında konuşurken Toprak abimi gördüm. Bir saniye bile beklemeden abimin kollarının arasına attım kendimi. "Abisinin gülü, nadılda özlemişim" kafamı kaldırıp abime baktım. "İzledinmi? " abim kafası ile beni onayları sonra yavaşca eli anlıma gitti. "Çok acıdı mı? " derken sanki onun canı yanıyordu. "Hayır abi ben iyim" abim anlıma bir buse kondurdu o sırada bizimkiler yanımıza gelmişti. "Merhaba oğlum" annem gayet sıcak bir şekilde abımı karşıladı. "Merhaba efendim" efendim ne alaka abiiiii. Annem kaşlarını çattı ve " Efendim ne? Ben yabancımıyım sanki abla de teyze de istersen adımla hitap et ama resmi konuşma" diyen anneni abim gülümseyerek onayladı."İki gün sonra Arminanın birinci oluşunu ve onu ailemize tanıtmak için bir parti vericez gelmenden büyük bir mutluluk duyarız" diyen babamın samimi yoksa rejimi olduğunu anlayamadım. "Gelmekten büyük bir mutluluk duyarım" diyen abim yanağına sulu bir öpücük bıraktım. Seviyorum ya ben bu şerefsizi. "Şimdi Armina ile bir yerlere gidicez akşam eve ben bırakırım" abim konu bensem izin almazdı, yapıcağı şeyi söyler ve yapardı. "Tamam. Kızım dikkatli ol tamamı? ve abinin yanından ayrılma" ahh yufka yürekli anammm. "Merak etme anne dikkat ederim. Efe sende gelmek istermisin? " Efe annem ile babama baktı onlar onaylayınca yanımıza geldi. "Tabikide gelirim ama size rahatsızlık vermeyim" sanırım Efe abimin ondan rahatsız olacağını düşündü ama bilmediği bir şey vardı abim Efe'yi tanımak istiyordu. "Ne rahatsızlığı len kerata" Efe abimin bunu demesini beklemediği belliydi. Annem ile babam ile vedalaşıp Efe ile arabaya koştuk. Ben öne Efe arkaya bindi. Abim de gelince en sevdiğimiz cafeye gittik.
Yolda abim ile Efe gayet güzel kaynaşmışlardı, hatta ikisi bir olup benle bile uğraştılar, ikisininde şakaları berbat ve çeneleri düşüktü. "Eee gençlik buradan çıkınca nereye gidiyoruz?" abimin sorusuna Efe ile aynı anda cevap verdik. "Lunapark" abim ikimizin aynı anda konuşmasına önce şaşırdı sonra güldü ve yemeğine döndü. Yemek boyunca abim, ben ve Efe güle eylene sohbet ettik. Yemekler bitince tekrar arabaya bindik, lunaparka gidene kadar hepimiz bağıra çağıra şarkı söyledik ama bu çok sürmeden varış noktasına geldik. "Şeyy ilk çarpışan arabalara binelim'mi?" Efe her ne olursa olsun yapısı çekingendi. -Velet işte- "Olur abim" -Hah abi zaten çocuk çekingen iyice ağzına sıç- Efe abimin cevabına şaşırsada bu durum hoşuna gitmişti.
Efenin istediği gibi önce çarpışan arabalara sonra dönme dolaba daha sonra gondola benim isteyim ile korku tüneline en sonda makasa bindik -Makasa yemek yemeden binin- çok yorulunca bir banka oturduk pamuk şeker yerken biraz can çekiştik daha sonra bir deniz kenarına gittik çekirdek - kola yaparken eski anılar hakkında konuştuk -Benim çok güzel bir anım yok ama olduğu kadar konuştuk- eve gitme saati gelince abim bizi eve bıraktı. Yorgun olduğum için direk odama çıktım -Kesinlikle yorgunum kim demiş bir haltlar karıştıracağımı- odamın kapısını kitleyip gizli odaya girdim, çalışma masasına bilgisayarımı, mikrofonumu ve kameramı koydum yüzüme katil şavşan maskemi taktım. Her şey hazır olunca tiziz den canlı açtım. "Merhaba arkadaşlar ben Katil Şavşan uzun bir süredir yoktum ama artık buradayım o zaman hadi şu son çıkan korku oyununu oynayalım" sohbet eşliğinde korku oyunumu oynadım. "Bu benim üstüme gelirse f4 çakarım... anneeğğğğ... amca napin amcaaa... ben bu odaya hayatta girmem... bu odaya giren aklımı sikiyim... anam avradım olacak yakında... korkmuyorum korkmuyorum canavar gelirse bir korum sülük gibi yapışır CanAvAğĞğĞaaRrr... lan yan odada napıyonuz cık cık aile var lan burda... gelme üzerime katillll... annee.. beni hep izliyon mu ayıp ayıp... aa kan, lan bu psikopatmış ıyyy... yok abi et sevmiyorum... aĞaĞaağAĞ lannn bu beni yedii..." sonunda oyun bitmişti. -Benim de ömrüm bitti- "Bir oyunun sonuna daha geldik ya la.. ne alaka kADİR hiçte BİLE KORKMADIM... aşk olsun Sude... sende mi be Bretüs.. neyse ben yatacağım saat 01:02 oldu sizde gidin zıbarın hadi" yayını kapattım ve sandalyede yayılıp esnedim 6 saat'tir yayındaydım.Sandalyeden kalktım ve gizli odamdan çıktım kapısını kitleyince zar zor yatağıma gittim ve kendimi pat diye yatağa bıraktım yorgun olduğum için hemen uykuya daldım zaten.
Sabah kapımın alacaklı gibi çalınması ile uyandım -Kim ula buu- sinirle yataktan kalkıp kapıyı açtım pardon açamadım. Kulpu indiriyorum ama inmiyor. Benim kapı açma çabamla karşı taraf durdu. -Lan ne duruyon odada kaldım AnNeğĞğĞ- ben kapıyı açmaya çalışırken karşı tarftan ses geldi. "Kapıyı zorlamak yerine kilidinimi açsan" bu bebe kim la benle mantılı mantılı konuşuyor ay dur pardon mantıklı diyecektim. Kapıyı sertçe açtım sabah sabah karşımda Yiğit'i görmeyi beklemiyordum. Hızla yanıma geldi ve sağıma soluma baktı napıyo la bu.
Cafer koş oğlum beyin getir Yiğit abin beynini ev de unutmuş. hihahahiha.
"İyi misin?" kafamla onu onayladım ne oluyor olum sabah sabah. "Niye kapıyı kitledin aklıma" bu bir daha sesini bana yükseltirse bir daha ses yükselte bileceği bir dili olmayacak. "Sen niye geldin sabah sabah" bana 'Sen ciddi misin?' bakışı atsa da pek oralı olmadım. "Okul var ya hani bugün canım sevgili kardeşim. Onun için uyandırmaya geldim hadi hazırlan aşa in yemek yiyelim" dedi ve gitti. -Lan durun o bana.. ben olan bana KaRdeŞiMi DEDİ?- Kısa süreli şokumu atlatıp banyoma gidip işlerimi halletim.
(Silah yok)
Hızla giyinip makyajımı yapıp aşa indim. "Günaydın canım ailem" diyerek yerime oturdum. "Ooo abla çok havalı olmuşsun" Efe ye öpücük attım ve tabağıma bir şeyler koydum. "Abim ilaçlarını alıyormusun" önce yemek yeseydim. "Evet alıyorum abi" Arafa abi demem diyerleri bozulsada oralı olmadım. Herkes yemeğini sesizce yerken bu sesizliği bozan benim telefon sesim oldu.
ARAYAN: KIZIL HATUN Ayda acil bir durum olmadan sabahın köründe beni aramazdı.
-"Söyle kızılım"
-"Hemen sadede geliyorum polis olayından sonra mahalleler arası çatışma çıktı"
İşte şimdi SIÇTIK
ALIN SİZE BİR BÖLÜM DAHA AKŞAMA DOĞRU YAYINLADIM AMA OLSUN
HAYALET OKUYUCU OLMAYIN OY VERMEK PARALI DEĞİL!!!
SİZLERİ ÇOK SEVİYORUM BALLARIM DÜŞÜNCELERİNİZİ BENİMLE LÜTFEN PAYLAŞIN
1105 KELİME
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Armina (Biyolojik Ailem'mi?)
Genç Kız EdebiyatıHikayede tecavüz sahnesi yok arkadaşlar hepsi şiddet ve işkence hakkında konuşmalar yanlış anlaşılma olmasın. Arminia 17 yıl bir yalanın içinde yaşıyan şeker hastası bir kızdır. Bir sabah kapılarına dayanan anne baba biyolojik ailesi olduğunu söyle...