9. YALANCI VE SANCI

1.1K 100 30
                                    

⚰️ 25.03.2023 ⚰️

Merhabalar! Ben yine çok heyecanlıyım... umarım bölümü beğenirsiniz. 🖤

Ve bölüme geçmeden bir hatırlatma daha yapayım, ben karakterleri hatasız yazmaya çalışmıyorum. Bu yüzden hatalar da karakterlere dahil. 🥲 #resmenartıkevliyiz!!!!!

Soap&Skin - Me and The Devil

⭐️Oy Vermeyi & Yorum Yapmayı unutmayın. ⭐️
Keyifli Okumalar!

⚰️

⚰️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

9. YALANCI VE SANCI

Yaşam ve yaşamak arasındaki o ince çizgideydim. İnsanlar genelde yaşamanın zıddının ölüm olduğunu düşünürdü. Ama hayır, ölen biri de yaşamda olmaya devam ederdi. Bir mezarın altında olması, onun bu hayatta hâlâ var olduğunun kanıtıydı.

Ama yaşamıyordu işte.

Ben de böyleydim. Yaşamdaydım ama yaşamıyordum.

O çizgiyi, başka evrenlerde gezindiğimde aştığımı bilirdim. İşte o zamanlar dibine kadar yaşardım. Şimdi ise sıkışıp kalmıştım.

Hapishanelerden kaçabiliyorduk ama ya asıl hapishane olan bizsek?

Hapishane olan; mekânlar, dünyalar ve insanlar değil de zihnimizdekilerse?

Diğerlerini bilmem ama benim hapishaneme her gün bir kilit daha vuruluyordu. Kilitlerin benim elime geçmesi için ise çabalamam gerekiyordu. Tek gayesi kaçmak olan birinden; kaçmadan, savaşması bekleniyordu.

Son atılan kilidi adı güvensizlik olmuştu.

Günlerdir, Dehliz'de kalmak istemediğimi söyleyerek kendimi kandırıyordum ve tek bir cümle ile yalanım ortaya çıkmıştı. 'Nikahlanmışsınız, sonsuza kadar.'

Burada kalmak istiyordum hatta bazı zamanlar gelecek planları bile yapıyordum. Ama artık hiçbir önemi kalmamıştı. Çünkü planları yapan değil, plan olan benmişim.

Ve şimdi her şey daha anlamlı gelmeye başlamıştı. O nehre, onun kucağında girdiğimde anormal gelen her şeyin kanıtı göğsümdeki tılsımdı.

Yalancının mumu, yatsıya kadar; onun mumu, beni yakana kadar yanmıştı.

Adrian, "Sırf krallığını geri almak için onunla evlendiğine inanamıyorum!" diyerek Kabir'e parmağını tehditkâr bir şekilde sallıyordu. "Onun rızasını alman gerekiyordu, o daha on dokuz yaşında!"

O, daha on dokuz yaşında... kalbim de hâlâ on dokuz yaşında mıydı ki?

Âşık olmak kutsal bir his değil miydi? Bir insan arzuladığı biriyle, mecbur kalarak evlenmeyi mutluluk olarak görebilirdi, peki bir âşık? Hayır.

KABİR İZİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin