Aşkın Olayım ~Yarı Texting~

"Tanışma"

~Yazarın anlatımıyla~

_Sen bana haber vermeden nasıl böyle bir şey yaparsın? Hani beraber hareket edecektik? Fotoğrafları basına vermek de ne demek?

Dedi oldukça sinirli bir şekilde suç ortağına bakarak.

_Fena mı işte anne babasına gitti, şimdi dert anlatıyor. Eminim ki şu an babası çok sinirlidir. Sen merak etme her şey kontrolüm altında.

_Sen öyle san beyinsiz. Sadece Leyal gitmedi, peşinden Mauro da gitti. Sen onları ayırmaya çalışırken onlar birbirine daha da çok yakınlaşıyor ve şu an Mauro, kızın ailesiyle tanışıyor. Mutlu musun?

Sinirle bir oraya bir buraya giderek konuşmuştu. Suç ortağı ise duydukları karşısında resmen dünyası başına yıkılmış şaşkınlıkla bakıyordu.

_Be-ben nereden bileyim böyle olacağını?

_Bi-le-cek-sin. Bir daha benden habersiz bir işe kalkışma. Sonuçları ortada.

Şimdi ikisi de bir sonraki hamlelerini kara kara düşünüyorlardı. Ama ne olursa olsun onları ayırmaya resmen yemin etmişlerdi. Bu uğurda gözleri hiçbir şeyi görmeyen Calendulalar daha çok can yakmanın peşindeydiler.

~Leyal Meva'nın anlatımıyla~

Şu an ki durumumuz çok komik ama bir o kadar da güzeldi. Icardi'yi de çağırmıştım ve hep beraber heyecanla konuşan annemi dinliyorduk.

Merve:
_Ben demiştim ama, bizim kız Kerem sayesinde onun gibi futbolcu olan birini bulacak diye. Ah o Nurten hep dalga geçti görür o şimdi. Aslan oğlum, bir şeyler istiyor musun ne getireyim sana?

Leyal Meva:
_Annecim, sultanım Türkçe bilmiyor ya hani Icardi.

Merve:
_Aman be kızım heyecan yaptım işte. Sen çeviriver o zaman ne duruyorsun?

Merakla ve gülümseyerek bakan Icardi'ye bir şeyler isteyip istemediğini sordum.

Icardi:
_Ben ne kadar istemiyorum, zahmet etmeyin desem de bir şeyler getireceğinizi biliyorum. O yüzden size bırakıyorum güzelim.

Gülümseyerek baktım ona. Güzel bakışmalarımızı ise annemin aceleyle konuşması bozmuştu.

Merve:
_Kız, ne dedi ne istiyormuş? Söylesene.

Icardi'nin dediğini anneme söyleyince daha da memnuniyetle baktı ve peşinden beni de sürükleyerek mutfağa götürdü.

İçeride Ica ile babam baş başa kalmıştı. Anlaşamazlardı belki ama ne olacağı da belli olmazdı ki. Ah anne ah bir şey olursa senin yüzünden.

Leyal Meva:
_Merve sultan, sana çok yardım etmek isterdim ama Ica tek kaldı. Gideyim mi yanına? Gideyim bence, hatta gittim bile.

Söylenen ve son anda beni tutmaya çalışan anneme rağmen elinden kurtulmayı başarmıştım.

Mutfaktan çıktığım gibi ise ilk önce koridorda olan aynadan kendime baktım. Ne kadar saçım dağılmış olsa da gözlerimin içi parlıyordu. Bunu nasıl yapıyordu bilmiyordum ama iyi ki vardı Aşk Adamım...

Salondan da bazı sesler geliyordu. Onlar gerçekten anlaşıyor olabilirler miydi?

Salonun girişine kadar gelmiş ve kafamı uzatıp ne yaptıklarına bakıyordum. Heyecandan birçok şeyi unuttuğum doğruydu ama bunu unutamazdım. Benim babam da İspanyolca biliyordu. Ne zamandır konuşmuyordu bu yüzden de ben unuttu sanmıştım ama bülbüller gibi şakıyarak konuşuyordu maşaAllah.