7. Bölüm:: Baba

57 7 0
                                    

 •Yazar

Gittikçe kendini berbat hissetmeye başlamıştı. Duyduklarını sürekli düşünüyordu, nerede yanlış yaptığını bulmaya çalışıyordu.

Oğlunun bu sürede nasıl dayanabildiğini düşünüyordu.

Baba ne demekti? Nasıl hissettirmekti? Baba nasıl olunurdu? Hiç bir şeyi bilmiyordu.

Nefes alamıyordu, bir ölüden herhangi bir farkı yoktu. Oğlunu o pisliklere emanet ettiği için kendinden utanıyordu.

Kapısı tıklandığında Seungmin olduğunu tahmin etmişti bile. 'Gir' komutunu verdi. Başını odaya doğru uzattı. "Nasılsın?"

"Kötüyüm." bıkkınca nefes verip, olduğu yerden doğruldu.

"Bugün duruşman, yada müvekkil görüşmen var mı?"

"Yok."

"Tamam gitmiyorsun büroya." yatağa oturdu. "İzin vermiyorum, çocuklar büyükannesinin yanına giderler. Böyle oturup surat asmanı istemiyorum, kötü şeyler düşünmene de." kolundan tuttu. "Hadi kalk kahvaltı edelim."

"Hiç iştahım yok."

"Hyung! Çocuk gibi davranma. Hadi rica ediyorum." sırtını sıvazlamaya başladı. "Güçten düşeceksin."

"Seung ben kötü bir baba mıyım?" dudakları büzüldü ve anında gözleri doldu.

Yataktan kalktı. "Bunu duymamış olarak farz ediyorum." kapıya doğru yöneldi. "Kahvaltıya bekliyorum~"

Kapı tekrardan kapandığında, Minho tekrar uzandı yatağına. Başındaki inanılmaz güçteki ağrı bedenini ele geçiyordu. Olmayan iştah iyice kapanıyordu.

Kendini suçlu hissediyordu. İyi bir baba olamadığını bilmek onu rahatsız ediyorudu.

"Hyung! Hadi!" Seungmin, Minho'ya yemek yedirmekte kararlıydı. Aşağıdan gelen ses ile doğrulup, gardrobuna yöneldi.

Eline ne geldiyse giyip, aşağı indi. Mutfağa geldiğinde, Jeongin onu masada bekliyordu.

"Günaydın hyung!" dedi Jeongin. "Otursana."

Sandalyeyi çekip oturdu. Ne kadar istemesede mutlu görünmesi gerekiyordu. Ağzına bir lokma atıp, çiğnemeye çalıştı.

"Nasılsın?" dedi Jeongin gülen gözleriyle.

Zorla gülümsedi. "İyiyim, sen?" mutlu görünmek zorundaydı. Kimsenin modunu düşürmemeliydi.

"Bende iyiyim. Teşekkür ederim~" tabağını doldurmaya başladı.

Seungmin hiç bir şey demeden mutfaktan çıktı. Jeongin bacak bacak üstüne atıp ciddileşti. "Hyung bir problem olmadığına emin misin?" huzursuzca nefes verdi. "Gözlerin seninle aynı fikirde gibi görünmüyor."

Ellerini istemsizce gözlerine götürdü. "Uykusuzum, dün kahveyi fazla kaçırdım sanırım." kıkırdadı. "Beni dert etme."

"Dert edilmeyecek gibi değilsin." elindeki çatalı bırakıp Minho'ya odaklandı. "Hyung benimle istediğin zaman dertleşebilirsin. Elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım."

"Bunu çok iyi biliyorum." rahatlatıcı gülümsemesini takındı.

Seungmin hızla içeri girdi. Dolaptan çıkardığı fincanın içine bir miktar süt ve kahve koydu. Fincanı hızla kavrayıp Minho'ya uzattı. "Bence direk süt içsen daha mantıklı olurdu."

"Boyumun uzaması için çok geç." neşeli görünmek için çabalıyordu.

"Felix çocukları almak için gelecek. Sende bugün evdesin." tekrar kapıya yöneldi. "İtiraz istemiyorum."

Father | MinSungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin