11. Bölüm:: İlk Seans

27 5 0
                                    

•Yazar

Binanın kapısından yavaşça içeri girdi. Şişmiş gözleri onu oldukça yorgun gösteriyordu. Asansörün içine girdi ve kat numarasına bastı. Derin bir nefes bıraktı. Kafasını arkasındaki aynaya yasladı. Düşünmek istemiyordu, yorgun olan bedeni ve zihni onu her anlamda yavaşlatıyordu. 

Asansörün durmasıyla büronun zilini çaldı. Ona kapıyı açan adam kalıplıydı, kasları için yıllarını verdiği belliydi, sarı saçlarını önünden çekti adam. Kahve gözleri ortaya çıkmıştı. Eliyle içeriyi işaret etti. Çok beklemeden içeriye adımladı ve etrafa bakındı Minho. O kadar övülen bir psikologun bu kadar mütevazi bir ofisi olması onu fazlasıyla şaşırtmıştı. "Han Jisung müsait mi acaba?" diye sordu arkasında kalan adama.

"Oturun lütfen, biraz sonra müsait olur." kendi odasına doğru adımladı. Kapının yanındaki isimlikten adamın ismine baktı. Psikolojik Danışman Christopher Bang Chan. 

Duvara dayanmış sandalyelerden birine oturdu. Bacak bacak üstüne attı. Beklemeye başladı. Yıllar önce bunları yaşayacağı, burada oğlu için olacağı aklının ucundan geçmezdi. Aklında dönüp dolaşan sima oğlunundu. Korkaklık etmişti, onu koruyamamıştı. İnsanlar nasıl oluyordu da bu kadar cani olabiliyordu. Her gün birini katleden, birbirine zarar veren insanlık hiç iflah olmaz mıydı? Uzun süre düşünmeye gerek yoktu. Olmazdı. 

Kapı sesini duyduğunda, ayağa kalktı. Bacaklarının bedenini taşıyacak gücü yoktu. Dışarı çıkan kadına selam verdi. Kadın mutlu görünüyordu. İçeri girip kapıyı kapattı. 

Adam anlına düşen saça habersizce üflüyordu. Farkettiği adamla oturduğu yerden kalktı. İkisi beraber kıkırdadılar. Kahverengi kıvırcık saçları, büyük yanakları, saçları kadar kahve gözleri vardı. Oldukça şirin görünüyordu. Yanaklarına fındık doldurmuş bir sincap gibiydi yanaklarını şişirince. Adam Minho'ya oturmasını işaret etti. "Hoş geldiniz." dedi yumuşak sesiyle adam. "Ben Han Jisung." elini uzattı. 

Kendine sunulan eli sıktı. "Lee Minho memnun oldum."

"Bende memnun oldum Minho, benimle buluşmanı sağlayan şey nedir?" eline bir kalem aldı ve çevirmeye başladı. 

Derin bir nefes aldı. "Oğlum için buradayım, onun seansından önce sizinle görüşmek istedim. Dikkat etmeniz gereken şeyler var."

"Seni dinliyorum." boğazını temizledi ve defterine not tutmak için hazırlandı. 

"Kısa bir süre önce oğlumun okuldaki arkadaşları tarafından zorbalık gördüğünü öğrendim." boğazındaki sert yumruyu yutmaya çalıştı. "Kendisinin annesi sayesinde bir almanlık bağı var, annesiyle bir sene kadardır ayrıyız. Annesini hatırlıyor, ama elimizden geldiğince hatırlatmamaya çalışıyoruz."

"İsmi nedir?" dedi gülümseyerek. 

"Junghoon, Hoon dememizden de hoşlanır." oğlu aklına gelince hüzünlüce dudakları yukarı doğru kıvrıldı. 

"Ona annesi hakkında bilgi ver, kimse annesini unutmayı haketmez." elindeki kalemi masaya bıraktı. 

"Bu onu daha da üzüyor, annesinin ismini duyunca bile gözleri doluyor."

"Eski eşinle aranızda bir husumet yoksa, -olsa bile- ona annesinden bahsetmen gerekir. Anne sıcaklığını hissetmese bile düşünür, annesine nefret duymaz." 

"Anlıyorum..." yalandı, bu durumu asla anlamıyordu. 

"Biraz empati yapmanı istiyorum. Sen eski eşinin yerinde olsaydın oğlunun sana düşmanca bakmasına dayanabilir miydin? Yapamazdın, değil mi?" rahatlatıcıydı bakışları. "Emin ol bu ona daha iyi gelecek. Mesela nasıl tanıştığınızı anlat, gitmek zorunda olduğunu anlat. Belki annesiyle ilgili bir şeyler duymak ona iyi gelir. Gelmezse onu hatırlatmanın yanlış olduğunu anlarsın." derin bir nefes verdi. "Her ihtiyacın olduğunda buradayım, bunun için ekstra bir şey yapman gerekmiyor."

"Teşekkürler Jisung, isminle hitap etmem de bir problem olur mu?"

"Sorun olmaz Minho, emin ol bu olaydan sonra sende yıpranmışsın. Sana elimden geldiğince yardım edeceğim."

Minho ayağa kalkıp elini Jisung'a uzattı. "Tekrar teşekkürler, iyi günler dilerim."

Jisung ayağa kalktı ve Minho'nun elini sıktı. Kendi soğuk eli, onun sıcak eli sayesinde ısınmıştı. Kulaklarının kızardığını hissetti Jisung. Kalbinin atış hızı iki kat daha fazla artmıştı. "Güzel günler."

Minho odadan çıktı. Jisung ise eski yerini tekrardan aldı. Elini kalbinin üstünde konumlandırdı. Derin bir nefes verdi. Arkasına yaslanıp bu duygu yoğunluğunun sebebini çözmeye çalıştı. 

___________________________;) 

Kendinize iyi bakın <33

Kendinize iyi bakın <33

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Father | MinSungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin