•Minho•
Elimdeki yapboz parçasına uygun yeri aramaya başladım. Seungmin kafa dağıtmama yardımcı olacağını söyleyip mutfağa gitmişti. Ama ben düşünmekten odaklanamıyordum bile. Derin bir nefes verip başka bir parça aldım elime. Karton kapağına bakıp nereye koymam gerektiğine baktım. Eyfel kulesinin resmi oluşacaktı bitirince. Seungmin bunu onlarca kez bitirmiş ve çerçeve almak istediğini söylemişti. Ama şimdi sırf benim için yaklaşık iki günlük emeğini çöpe atmıştı.
Benim için bozması yerine benim için çerçeve yaptırması benim için daha iyi olurdu, en azından bu kadar sıkılmazdım.
"Hyung ben çıkıyorum!" dedi Jeongin gülümseyerek siyah hırkasını giyiyordu.
"İyi akşamlar Jeong, annene selam söyle." ona şefkatle baktım.
"Söylerim." en son ayakkabılarını giyip kapıyı açmıştı. Son kez arkasını dönüp el salladı, ona karşılık verdiğimde kapıyı kapatıp dışarı çoktan çıkmıştı bile.
O gittikten sonra gözüm televizyona kaydı. Neredeyse hiç izlemediğim bir diziyi on-beş dakika içinde anlamaya çalışıyordum. Sehpaya bırakılan kupayla dikkattim dağıldı ve elin sahibine baktım. "Dalmışsın." yanıma oturdu birkaç dakika gözlerini yapbozda gezdirdi. "Sanırım önerim kafanı toplamana pek yardımcı olmamış."
İçi yeşil çay dolu olan kupayı elime aldım ve küçük bir yudum alıp geri yerine bıraktım. "İnan kafamı kendim dahil kimse toplayamaz." işte acı veren de bu. Bazı şeyleri bilmek iki kat daha müşkül durumda hissettiriyor insanı.
"Hyung sence de kendine biraz fazla yüklenmiyor musun?" derin bir nefes verdi. "Emin ol kafandaki düşünceleri bir düzene koymak için azıcık inansan o kadar çabuk çözeceksin ki..." içten bir gülümsemeyle bana baktı. "Sen güçlü olursan çocuklar da güçlenir. Onların gözleri kanlı babalarını değil, her zaman enerjik olan babalarını görmeye ihtiyacı var, inan bana... Biliyorum yaşadıkların hiç kolay değil, kendini suçlu hissettiğinin de farkındayım ama senin suçun değil. Sana haber vermeyen yöneticilerin suçu. Rahatla ve çocukların için çabala. Önemli olan geçmiş değil, ailenle güzel bir gelecek."
Elimle Seungmin'in bacağına patpatladım ve olduğum yerden biraz doğruldum. "Her şey için sağ ol. Bize kimsenin yerini aratmıyorsun."
"Her zaman sizin için burada olacağım." sırtımı sıvazladı. "Hoon'la dışarı çıksanıza, beraber bir şeyler yapmak ikinize de iyi gelecektir."
"Aslında iyi olur... Zaten onunla konuşmak istiyordum."
"Eh? Şu danışmanla görüşmeni anlatmadın, övdükleri kadar var mı?" ellerini birleştirdi.
"Fazlasıyla." kanepeye tekrar yaslandım. "Oldukça kibar bir adam. Kesinlikle iyi şöhretini hakediyor."
"Hoon anlatınca anladım zaten. İnan sen eve bıraktıktan sonra anlata anlata bitiremedi." usul bir kıkırtı döküldü dudaklarından.
Gülümsedim. "Aynı şey benim için de geçerli."
Diyoloğumuz Heejin'in bebek telsizinden gelen sesle kesildi. "Benim mesaim başlar." Seungmin hızlıca ayağa kalkıp merdivenleri tırmandı. Ben ise biraz da olsa düzelmiş moralimle yapboza devam ettim.
_________________________;)
Kendinize iyi bakın <33
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Father | MinSung
FanficBaba ne demekti? Nasıl hissettirmekti? Baba nasıl olunurdu? Hiç bir şey bilmiyordu. Küfür, argo, zorbalık, ırkçılık içerir. Ana ship: MinSung Yan Ship(ler): SeungIn, ChanChang, HyunLix