9. SAVAŞLAR VE ÖZLEMLER

22.6K 984 611
                                    

| Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın Ateşin külleri. |

Şimdiden keyifli okumalar.🦋

🦋

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


9. Bölüm: SAVAŞLAR VE ÖZLEMLER

Ayrılık, bu o kadar kötü bir şeydi ki. İnsanın ailesinden yıllarca ayrı kalması açıklanabilir bir şey değildi. Ben konu sadece ailemle olan bağlarım olunca güçsüz oluyordum ve bu yönümden nefret ediyordum.

Çok çaresiz bir durumdu bu ve ben çaresiz olmaktan da nefret ediyordum. Galiba duygusuz olmak istiyordum. Çocukluk yanımı bir kenara atmak istemiştim hep, hiç başaramamıştım. İnsan büyüyünce çocukluğu gözler önünde daha da küçülüyordu. İşte böyledir şeydi benim hissettiğim, o Irmak kızı o yangının dibinde ağlıyordu hâlâ. Ben bir kez daha ailemi kaybetmiştim tekrar.

Bir insanın hiç bir güçsüz yönü olmamalıydı, zaafı da olmamlıydı oysa benim tek zaafım Deniz di.

"Sen..Senin burda ne işin var?"

"Seni görmeye geldim." dedi içli içli. Bakmak istemedim.

Deniz Sezer. O burdaydı. Gözlerimin önünde, hem de dimdik bir şekilde.

Sadece üç kelime, ben bu üç kelimeyle mutlu olabilir miydim? Evet olabilirdim.

Dört sene olmuştu tam tamına onu görmeyeli, hiç değişmemişti, o mavi gözleriyle yine aynı Deniz'di ama aradan o kadar zaman geçmişken neden şimdi gelmişti? Neden daha önce gelmemişti.

Şimdi değil Irmak. "Nerden buldun burayı?" dedim keskin çıkan sesimle. Onu şu an affetmek istemiyordum. O şu an gözümün önünde olmamalıydı.

"Cihan abi söyledi." dedi bana bir adım daha atarak. Elimle durmasını işaret ettim. Eskiden belki her sınırımı yok satabilme hakkına sahipti belki ama artık değildi. Benim bir sınırlarım ve kurallarım vardı. O benim sınırımı geçmezdi. Hiçbir şey olmamış gibi karşıma geçmeye cüret edemezdi.

Yine de sormadan edemedim. "Niye geldin peki?" Çat kapı çıkıp gelmesi hayra alamet değildi çünkü.

Hissiz ve ifadesiz bakışlarım onu etkilemedi. Ya da belki beni unutmuştu. O beni unutmuştu. Çocukluğumun ilk arkadaşı, can yoldaşını unutmuş olabilirdi. Beni anlamıyordu belki. Deniz Sezer benim hislerimi unutmuş muydu? Bu düşünce yutkunmaya sebep oldu.

Beni hem sevindirecek hem de kızdıracak o hamleyi yaptı. "Seni görmeye geldim." dedi tekrar ederek. Dört yıldır aklı nerdeymiş acabaaa?

Acımasız oldum. Çünkü o Irmak kızı yoktu şu an karşısında. Şu an karşısında kendi başının çaresine bakabilmiş bir avukat Irmak Ardınç vardı. Kimsenin yıkamayacağı, tökezledikçe de pes etmeyen ve kendi başarısını elde etmiş o kadın. Onun karşısında bir kız çocuğu yoktu. Umarım gelirken bunu göz önünde bulundurmuştu. Yoksa üzülecekti ve ben onun üzülmesini bile istemeyecek kadar çok büyük bir zaaf edinmiştim.

ATEŞİN KÜLÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin