Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın
ateşin külleri.Keyifli okumalar dilerim.
18. Bölüm: BİR SÖZÜN GÜZELLİĞİ"Deniz o öyle mi yapılırr!" dedi Irmak bağırarak Deniz'in yanına koşarken. Deniz ise Irmak'ın sesine karşılık sadece huysuzca omuz silkti. Kısacık boyuyla yandan bir sandalye çekip yavaşça üstüne çıktı ve oturdu Irmak. Sonra kaşlarını çatarak, "Ya," deyip Deniz'in dibinde sokuldu. "Hatice teyzem sana hiçbir şey öğretmiyor mu? Bak annem bana her şeyi öğretiyor." derken Deniz'in elindeki havuçları aldı hızla.
Ellerinden kayıp giden havuca boş bir bakış attı Deniz.
Ardından ifadesiz gözlerini solundaki kıza çevirdi. "Ne bileyim ben," diye söylendi. "Evde yemeği annem yapıyor ben bir şey yapmıyorum ki."Irmak gözlerini devirmişti çocuğun sözleriyle. Bir yandan da Deniz'in bir havuç bile doğrayamadığını öğrendiği için iyice övündü içten içe.
Sonrasında bilmiş bilmiş bir ifadeyle, "Bak ben daha dokuz yaşındayım ama biliyorum sen benden büyük olmana rağmen bilmiyorsun." dedi gülerek. Ardından eline tezgah üstünden bir bıçak aldı. Yavaş ve dikkatlice kesti havuçları.
Oysa kendisi de çok bir şey beceremiyordu..
Lakin bu onu vazgeçirmedi. Yapacaktı işte, o kadar.
"Sen şahane kestin sanki." dedi Deniz de gülerek. Irmak'ı sinirlendirmek için böyle konuşuyordu ki, hoşuna da gidiyordu onunla eğlenmek.
Irmak duraksadı. Gözlerini havuçta gezdirirken birden hiç beklenmedik bir şekilde. "Anneeee!" diye seslendi mutfağın kapısına doğru.
Deniz ise elini alnına vurdu. Umutsuzca başını iki yana sallamayı da ihmal etmemişti. Bu kız hiç değişmiyordu. Her defasından böyle annesine koşacak bir de üstüne meydan okur gibi bakacaksa, bu kızla işi gerçekten zordu.
Fulya endişe içinde hızla bir giriş yaptı mutfağa. Gözleri anında önce ayakta duran çocuğa, sonra da kızına çevrildi. Kahve hareleri Irmak'ın elindeki bıçağa kayar kaymaz hiddetle, "Irmak?" diye yükselerek endişeyle kızının dibinde bitti. Irmak masum masum annesine bakarken, Fulya bir şey olmadığına kanaat getirerek derin bir nefes alıp verdi. Bir Deniz'e bir de kızına baktı. "Korkuttun beni." diye mırıldanırken eğilip kızına saçının üstüne bir öpücük kondurdu. Göz ucuyla Deniz'e baktı. Ardından da ayrılarak kızına baktı. "Ne diye bağlıyorsun öyle?" diye sordu.
Irmak dudağını bükerek, "Anne, ben güzel kesmişim değil mi? Baksana seninki gibi dümdüz olmuş öyle değil mi?" diye sordu gözlerini umutla annesine çevirerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞİN KÜLÜ
Novela JuvenilMerak; İnsanı bazen güzel yerlere, bazen ise kötü yollara sürükleyendir. Derininde ne olduğunu bilmediğin bir kuyuya girdiğin an artık karanlığa gömülecektin. Yaşamı en çok merak eden çocuklardı ve çocuk olamayacak kadar içi karanlık kadın merakıyl...