#SevdanBirAteş
Masada ağlarken yanına gelip kendisine
" Gelin hanım, gelin. Odanıza götüreyim sizi. "
Diyerek kendisini kaldırıp odasına götürmek isteyen Kadriye'nin yardımıyla ağlamaktan bitkin düşen bedenini odaya taşımadan önce bir an duraksayan Dilan arkasını dönüp kendisine ağlamaklı gözlerle bakan ailesine özellikle de babasına bakarak kırgınlıkla bakarak onlara
" Gözünüz aydın olsun güzel ailem. Kurtuldunuz kan davasından. Kurtuldunuz ölüm tehdidinden. Ama şunu da bilesiniz ki; kendinizi yaşatırken beni öldürdünüz ve ben, Dilan Karabey olarak size diyorum ki; Dilan Yılmaz öldü ve katilim de kocamın babasını öldürerek ölüm emrimi imzalayan babam Said Yılmaz'dır. Bundan sonra ne ölüme ne de dirime. "
Diyerek son noktayı koydu ve arkasını dönerek konağa girip odaya geçti. Pencere önündeki mavi koltuğa geçip oturarak dinlenmeye başlarken bir süre sonra gözüne ilişen yan masasının üstündeki resimle kalan son gücünü de kullanarak ayağa kalkıp masaya yaklaştı. Titrek ellerini fotoğrafa uzatıp avuçları arasına alırken yaşlı gözlerini kendisine sert bakan ela gözlere dokundurdu. Aşkla bakarken de ona "Sevdan Bir Ateş olup yaktı beni Baran ağa. Geriye kül bile kalmadı bak. Reva mıydı bana bu yaptığın ha? Söyle, reva mıydı? Ne yaptım sana ben? Ne günahım vardı, seni sevmekten başka? Keşke o gün hiç gelmeseydim oraya. Gelip de görmeseydim bu kehribar gözleri. Çok canım yanıyor şimdi. Ama ne fayda bu saatten sonra değil mi?" Diyerek dert yandı. Sonra da resmini bağrına basarken dizleri üzerine çöküp ağlamaya başladı çaresizce. Ağladı, ağladı, ağladı. Hiç durmadı gözyaşları. Bir süre sonra da tekrardan bitkin düşerek kendini yere bırakırken gözleri de kendiliğinden kapanıverdi zaten. Sonrasında bir süre sonra kendine geldiğinde de ayağa kalkarak banyoya geçip yanında getirdiği bavulla üzerini değiştirmeye başladı.
Yarım saat sonra...
Dışarda birkaç saat oyalandıktan sonra konağa dönen Baran odaya girip de etrafına baktığında istemediği halde sırf kan dökülmesin diye zorla evlendiği karısının üzerini değiştirmiş koltuğa serdiği örtü ve yastıktan oluşan yatağına yatmış uyuduğunu görürken kendi kendine " İsabetli olmuş. " Dedi. Kravatını çıkarıp yakasının düğmelerini açarak rahatlarken de banyoya doğru yürüdü. İçeriye girdi. Duş alıp kendini rahatlattıktan sonra da üzerinde bornozla dışarı çıktı. Pijama takımını çıkarmak için dolaba doğru yürüdüğü anda gözüne ilişen yataktaki takımla bir anda şaşkına uğrarken yüzünde aniden peyda olan tebessümle koltukta uyuyan karısına baktı bir an. " Ne garip bir kız böyle." diye söylenirken de bornozunu çıkarıp iç çamaşırlarıyla takımı giydi. Her ne kadar ona kızgın da olsa yüreği yumuşacık bir adamdı nihayetinde. Bu yüzden de melek gibi uyuyan karısına yaklaştı usulca. Başını okşayıp üzerini örttü. Daha sonra da yatağa geçip uyumaya başladı.<~><~><~>
Yazar...
Sabah, Mardini ısıtırken uyumasını
engelleyen güneşin yüzüne vuran
ışınlarının rahatsız ediciliğiyle uyanıp
yattığı yerden kalkan Dilan banyoya
doğru yürüyecekken üzeri açık bir şekilde uyuyan kocasını fark edince
durdu bir an. Yanına gitmekten çekinirken kendisine " Git ve ört sevdiğinin üstünü. Unutma ki, gurur yoktur aşkta çünkü. " Diyen yüreğinin kendisini kandıran sesine bir kez daha kanarak yanına doğru yürüdü usulca. O kadar çok seviyordu ki onu. Kendisine yaptığı onca şeye rağmen yine de onu düşünüyordu işte. Üzerini örttü usulca. Başını okşamak istese de frenledi kendini. Uyandığı anda kızacağını adı gibi biliyordu çünkü ve bunu istemediği için üstünü örtmekle yetindi sadece. Örttü üstünü göğsüne kadar. Bunu yaparken de kendi kendine " Ah, keşke üstüne örttüğüm şu yorganı ısıtan göğsünde uyutsan beni be adam. Ne çok isterdim bunu bir bilsen. " Diye söylenmeyi de ihmal etmedi tabi. O örtüp elbisesi ile ayakkabını aldıktan sonra banyoya giderken üstünü örtüp de giden kadının mırıltılı çıkan sesi ile kendine gelen fakat ne söyleyeceğini merak edip gözlerini açmayarak dinlemeye başlayan Baran duydukları ile bir anda şoka girdi.~<~<~<~<~
Baran...
Duyduğum sözlerle bir anda şoka girerken kulağıma gelen kapı sesi ile gözlerimi açıp yattığım yerden yatağa tutunarak doğruldum. Başımı yatak başlığına yaslarken de düşünmeye başladım. Ne demek istemişti bu kız? Göğsüme yatırıp uyutmamı neden istiyordu ki? Bu sorulara cevap bulmak için düşünürken aklıma gelen imkansız şeyle şaşkına döndüm bir anda. Yoksa. Hayır, olamaz. Beni seviyor olamaz dimi? Ona yaptığım onca şeyden sonra bana sevdalı olamazdı dimi? Hayır, hayır. Olamazdı böyle bir şey. Düşmanıyım ben onun sonuçta. İmkansız olduğunu söyledikten sonra ayağa kalkıp banyoya doğru yürürken gördüğüm güzellikle nefesim kesildi bir anda. Tuttuğum nefesim ile bana utana sıkıla bakan karıma içimde aniden oluşan garip bir hayranlık duygusuyla bakarken dışarıdan gelen ve bana" Abi nerdesin? Çık dışarı, konuşacağız. Babamın öldürenlerin kızıyla nasıl isteyerek evlendiğini anlatacaksın bana. Abiii. "
Diye bağırarak yanına çağıran 22 yaşındaki kardeşim Civan'ın bağışlarını duymamla kendime geldim bir anda. Banyo kapısının önünde bana endişeyle bakan kıza
" Sakın odadan çıkayım deme. "
Diyerek onu uyardıktan sonra odadan üzerimde pijama takımıyla hışımla çıkıp aşağıya indim. İnmemle yanıma gelip bana
" Ooo, damat beyler de teşrif etti sonunda. Ne o abi? Kopamadın mı karından yoksa? "
Diyen sözleri ile bir anda sinirlenip sinirle ona tokat atarak yere düşmesine sebep olurken öfkeyle ona
" Ne biçim konuşuyorsun lan sen abinle? Hadsiz. Kendine gel, yoksa ben getiririm. Bu da, senin için hiç iyi olmaz. Duydun mu beni? "
Diye bağırarak sordum ve sonra da eliyle yanağını okşarken yüzüme yaşadığı hayal kırıklığıyla bakan kardeşimin soruma cevap vermesini beklemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR AŞK HİKAYESİ
FanfictionKörkütük Aşık Bir Kadın.. Nefret Dolu Bir Adam... Ve İntikam'dan Doğan, BİR AŞK HİKÂYESİ... Başlangıç: 4 Ocak 2023...