🥀 Bölüm 27 🥀

377 20 3
                                    

#ŞokEdenHaber

Yazar...
Duyduğu şoka eden haber ile şaşkına dönen Karabey ailesi şaşkınlıktan ne yapacaklarını bilemezken yaşadığı şaşkınlığı üstünden attığında Fırat'ın kendisini hiçe sayarak hiç sevmediği kadınla evlenme kararı almasının verdiği öfke ile ona

" Sen, ne diyorsun lan? Ne demek oluyor bu? Dalga mı geçiyorsun bizimle? "

Diye soran Baran sorusuna

" Gördüğün gibi dalga geçeceğim bir durumda değiliz amcaoğlu. Bekar, genç bir adamım ben ve evlenmek herkesin olduğu kadar benim de hakkım. Ben de hakkım olanı alıyor ve evleniyorum. Niye celallendin bu kadar anlamadım doğrusu. Yoksa kıskandın mı beni? "

Diyerek cevap veren Fırat'ın cevabıyla iyice öfkelenip ona

" Ne diyorsun lan sen? "

Diye bağırarak üstüne doğru yürüdü. Fakat yürümesiyle elini tutarken kısık sesiyle kendisine

" Baran, lütfen, yapma. Uyma ona. Yakışmaz sana bu. "

Diyen karısıyla durmak zorunda kaldı. Yine de kendisine gülen Fırat'a dönüp
ona

" Sen kafayı yemişsin. Eğer öyle olmasaydı. Seninle sırf para için evlenmek isteyen bu paragöz kadınla evlenmek istemezdin. Yazık. Çok yazık. "

Demekten alıkoyamadı kendini. Bir an durup derin bir nefes alıp verdikten sonra ona

" Öyle olsa bile bu benim hayatım amcaoğlu. Ne istersem onu yaparım. Kimsenin de buna karışmasına izin vermem. Bu kişi sen olsan bile."

Diyen Fırat'a

" Öyle mi Fırat efendi? İyi. Ne halin varsa gör o zaman. Ama şunu da sakın unutma. Babamın dişiyle tırnağıyla kazandığı paranın beş kuruşunu bile alamayacak bu kadın. Çünkü şu andan itibaren şirketle bütün ilişkin kesildi. Hadi şimdi, çok istiyorsan eğer evlen bu kadınla. "

Deyip yanında duran Derya'ya dönerek ona

" Sana gelince. Hatırlarsan, birkaç gün önce bana olan öfkenden ortaklık sözleşmesini feshederek şirketle bütün bağlarını kopardın ve böyle yapıp beni sinirlendirdiğini sanarken aslında bana nasıl büyük bir iyilik yaptığının farkında bile değildin. Yani Derya, şirketle bütün ilişkini kopardığına göre Fırat'la evlensen bile onun hiç bir hissesine sahip olamayacaksın. Çünkü kağıt üstünde hisseler onun adına olsa bile, bu herkesle yaptığım anlaşmanın sözleşmesinde yaptığım gibi onun sözleşmesinde de bulunan maddeler arasında istediği zaman geri alabilme maddesini de ekletmiştim Kerem'e. Bunun nedeni de sırf ölmeden önce parasını bana emanet babamın emaneti olan malımızı senin gibi paragözlerden kurtarmak içindir. Ama bunu kimse bilmiyor ve herkese yaptırdığım sözleşmeyi imzaladığı için itiraz etme şansını da kaybetti. Yani senin ve bu evde bulunan herkesin hissesini geri alabilme yetkisine sahibim. Buna Fırat'ta dahil. Bunu da herkes gibi öğrendiğinize göre ikinize de mutluluklar dileyebilirim artık. Umarım çok mutlu olursunuz. "

Diyen kocasını şaşkınlıkla izlerken ona

" Oğul, ne diyorsun sen? Ne demek bu? "

Diye soran Azade ile

" Ne demek oluyor bu yeğenim? Dalga mı geçersin bizimle? "

Diye soran amcası Hasan'ı onlara

" Ne dediğimi duydunuz? Madem evlenmeyi bu kadar çok istiyorlar, bedelini ödemeyi de göze alacaklar o zaman. Siz ikiniz hariç bu evdeki herkesin Derya'nın benimle neden ısrarla evlenmek istediğini bildiğini biliyorum. Ama babam, şu anda sahip olduğumuz serveti kazanmak için
canla başla çalıştı ve bu günlere kadar
geldi. Ben de oğlu olarak ona, ölmeden birkaç ay önce bana emanet ettiği bu serveti koruyacağıma ve kimsenin bizden almasına izin vermeyeceğime dair söz verdim. Bu yüzden de kimseye bunun için hesap vermeyeceğim. Hadi şimdi oturup düğün hazırlıklarını konuşun. Ben hava almaya gidiyorum. Yürü Dilan. "

Diyerek susturduktan sonra elinden
tutup konaktan çıkarak arabaya bindirmesi ile ona

" Nereye gidiyoruz? Söyler misin lütfen? "

Diye soran Dilan arabaya binip çalıştırırken sorusuna

" Sahile. "

Diye cevap verdikten sonra bir an düşünüp kendisine

" Ya da sen nereye istersen oraya. "

Diyerek cevap veren kocasının ard arda gelen cevaplarıyla şaşırsa da belli etmeyerek ona

" Tamam o zaman, şey. Imm, bağ evine götür beni. Bakma öyle şaşkın şaşkın ya. Senin ilgili o kadar şeyi bilmem imkansız. İstanbul da ne yaptığını çok az biliyorum yani. Bunu da Kadriye ablam anlattı bana. Gizli yerinmiş orası. Kafan estiğinde oraya gider, kafa dinlermişsin. O böyle anlatınca da merak etmeye başladım. Oraya götür, çok merak ediyorum. Lütfen. "

Diyerek istekte bulundu. Sonra da kendisine

" Anladım. Peki, gidelim bakalım. "

Dedikten sonra yola koyulan kocasıyla birlikte şile de bulunan bağ evine doğru yol aldı.

Akşam...
Uzun süren bir yolculuğun ardından
bağ evine varan ikili Baran'ın korumaya aldırdığı malzemelerle yemek yapıp yedikten sonra Dilan'ın film izleme teklifi ile mısır patlatıp kolayla birlikte koltuğa geçerek film izlemeye başlarken çalan telefonla dikkati dağılan Baran telefonu açtı ve kendisini arayan babaannesinin
verdiği haberle şaşkınlıkla ona

" Ne! Ne diyorsun sen babaanne? Doğru mu bu? Tamam, tamam. Hemen geliyoruz. "

Deyip telefonu kapattı ve kendisine

" Ne oluyor, söyler misin? "

Diye soran karısının endişeyle bakan yüzüne şaşkınlıkla bakmaya devam etti.

BİR AŞK HİKAYESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin