YARALI KOMUTAN

610 48 9
                                    

Kurgu nasıl gidiyor arkadaşlar bana göre baya iyi gidiyor çünkü tarihi milli mücadele dönemini anlatıyor.

Savaş sahneleri  Araf ve Robertin sahneleri çok yakında gelecek bir iki bölümde yakınlaşır aşık olurlar diye düşünüyorum.

Kurguyu uzun tutmayacağım bir on bölüm sonra final yaparım.

*

*

*

*

karanlık çöktüğünde kırların arasında bir ağacın önünde durduğumuzda önce atan ben indim sonra da yaralı komutanı indirerek yarasına baktığımda önemli bir duru olmadığını gördüm.

bıçağı karın boşluğuna gelecek şekilde batırmıştım zaten. ama yarasını temizleyip sarmam gerekiyordu. onu ağaca yasladıktan sonra bir ateş yakıp ağaca bağladığım atın üstündeki malzemelere bakıp bir sargı bezi bir parça pamuk ve tentürdiyot alıp yanına gittiğimde kısık gözler ile bana bakıyordu.

"beni önce yaralayıp şimdi de iyileştiriyor musun "diye öksürdüğünde alnında boncuk boncuk terler akıyordu.

"biz türkler siz Ruslar gibi yaralayıp kaçmıyoruz komutan şimdi üstünü çıkartmam gerekiyor yarana bakayım "dedim daha fazla zaman kaybetmeden üstündeki ıslak atleti çıkarttığımda göğüsü ter içindeydi.

dikkatlice bana bakarken önce kanı temizledim sonra tentürdiyot ile pansuman yaparak kolundan geçirerek yarasını sardığımda yüzlerimiz çok yakındı. gözlerime baktığında ona bakıyordum. sonra gözleri dudaklarıma kaydığında kendime gelerek aramıza mesafe koyarak yarasını tamamen sarıp üstümdeki ceketi çıkartarak onun yanına bırakarak atın yanına giderek yiyecek bir şeyler buldum. konserveden başka bir şey yoktu tabi birde sandeviç.

konserveyi ve sandeviçten ona da verip ateş başına geçtiğimizde yemeğimizi yerken bana bakıyordu.

"bunda sonra ne yapacaksın türk askeri "dediğinde konservemi bitirip sandeviçimden ısırık alarak ona baktım.

"diğer türk milleti gibi bende vatanım için savaşacağım "dediğimde gülümsedi.

"ölmek pahasına mı "dediğinde başımı dik bir şekilde tutarak ona baktım.

"burası benim vatanım benim topraklarım gerekirse ölürüm ama bu topraklarda düşman asker bırakmam "dediğimde güldü.

"az önce o askerlerden birini kurtardın "dediğinde gözlerine dik bir şekilde baktım.

"bende senin taktiğini kullanıyorum komutan "dediğimde bana anlamayarak baktığında sırttığımda kaşlarını çattı.

"asla "dediğinde güldüm "asla asla deme komutan "dediğimde bana dik bir şekilde baktı.

yemek yedikten sonra yaralı komutanın arkasına geçerek ellerini ve ayaklarını bağladım. ellerini her bir düğüm üç defa geçecek şekilde bağladığımda güldü.

"bu kadar benden korktuğunu belli etme "dediğinde ona baktım."senden korkmadığımı anlaman gerekiyordu bu zamana kadar "dediğimde "bu kadar tedbir neden "diye alay ederek söylediğinde "su uyur düşman uyumaz komutan "dedim işimi bitirip ateşin yanına oturduğumda bana bakıyordu.

"boşuna çabalıyorsunuz bu topraklar bizim "dediğinde ona gülümseyerek baktım.

"bizim buralarda bir söz vardır komutan "dedim "son gülen iyi güler bu kadar emin olma"dedim ateşe baktım. bir an önce bu taaruzu durdurmamız gerekiyor yoksa bütün cepheleri bombalayacaklardı.

hiç uğruna o kadar askerin ölmesine izin vermem özelikle söz konusu vatanım olunca.


sabah şafak doğumu ile yola çıktığımızda komutanın bir ihtiyaç molasından sonra komutanın söylediği bazı köyler işgal edilmemişti. onlara gitmemiz gerekiyordu. biraz dinlenip sakin kafa ile bir plan yapmam gerekiyordu.

köye 2 saatin sonunda vardığımızda başta köy halkı bizi işgalci sandılar fakat onları ikna ettiğimde yanımdaki yaralı komutana baktıklarında durumu anlatıp onun bana yardım eden bir muhbir olduğunu söylediğimde köyün muhtarı bize dinlenmemiz için bir ev verdiğinde köy evin içine girdiğimizde önce bir duş almam gerekiyordu berbat kokuyordum.

"beni artık çözmeyecek misin "dediğinde ona baktım."sana güvenmiyorum komutan "dediğimde bana gülümseyerek baktı.

"yaralıyım ayrıca sana size nasıl zarar verebilirim ki sizin alanınızdayım "dediğinde ona yaklaşarak ellerini çözdüğümde bana bakıyordu.

"sana yine güvenmiyorum "dedim elim ile yarasına bastırdığımda çenesi kasıldı. gülümsedim.

"yanlış bir harekette canını fena yakarım komutan "dedim arkamı döndüğümde kolumu tutarak beni kendisine çevirdiğinde ona bakıyordum.

"peki bundan sonra sen nasıl istersen öyle davranırım ama şunu unutma ben olsamda olmasam da kraliçenin askerleri bu toprakları ele geçirecek  "dediğinde derin bir nefes verdim.

"biz istemediğimiz sürece kimse bizden bir şey alamaz komutan bu çanakkale savaşında gösterdik "dediğimde bana bakıyordu. gözlerimin içine bakıyordu.

"geldikleri gibi giderler "dedim arkamı dönerek odadan çıktığımda daha her şey bitmiş değildi.

**************************************************************************************

SİZE SORU SON PARAGRAFTAKİ SÖZ KAÇ YILINDA VE NERDE SÖYLENMİŞTİR. KİMİN SÖYLEDİĞİNİ BİLDİĞİNİZİ FARZ EDİYORUM HADİ BAKALIM YORUMLARDA BULUŞALIM.

VATANIM SENSİN-BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin