28 Ağustos 1922.
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Bir milletin bağımsızlığını hiç bir güç elinden alamaz. uğruna savaştığın mücadele senin en şanlı görevin ve istikbalindir.
varlığın, milletin, vatanın hür mücadelen en karanlık anlarda bile seni vazgeçirmeyecek bir ışığa dönüşür.
uğruna savaştığın bu vatan senin her şeyindir. her şeyimizdir. feda edilen acılar, dökülen kanlar içinde nefes aldığın özgürlüğün en büyük mücadelen.
ben araf alsancak bu vatanı onlara vermeyecektim.yıllardır süre gelen mücadelenin uğruna feda edilmiş canlar vardı bu topraklarda.
anaların gözyaşları, yetim kalmış çocukların feryatları, en çokta bu vatan için canını feda etmiş şehitlerimizin asil kanı.
"birlikler sağa "dedim bağırarak yanımda duran atlı askerlere baktım. hepsi benim emrimi bekliyordu. başımı arkaya çevirerek köyün muhtarına baktım.
"ne olursa olsun kendinizi koruyun izin vermeyin geçitleri kapatın "dediğimde köy muhtarı gülümsedi.
"izin vermeyiz komutan burası bizim "dediğinde başımı sallayarak önüme döndüm. arkamdaki varlığını hissettiğim robert atın eğerini tutuyordu.
"hadi gidiyoruz "diye bağırdım. köyden çıktığımızda kurak topraklarda bombardımanlar devam ediyordu.
"gerçekten de tük askeri asilmiş "diyen komutana baktım. "bu toprak bizim geldikleri gibi gidecekler "diye bağırdığımda diğerleri de benimle birlikte bağırdı.
"sınıra yaklaşıyoruz hazır olun aslanlar gazamız mübarek olsun "dediğimde "sağ olun komutanım "diye aynı anda cevap verdiler.
eğer yanlış hatırlamıyorsam mustafa kemal büyük taaruzu başlatmış olmalı.
limandaki halk kaçışıyordu. bir çok alanda bombalar patlıyor insanlar acı içinde haykırarak saklanıyordu.
silahlar havada patlıyordu. bu insafı olmayan bir sömürgeci birliğe bırakamazdım bu benim vatanımdı.
limana yaklaştığımızda evlerin arasına geçerek atları bağladık. "herkes ne yapacağını biliyor demi "dediğimde bana bakan askerler başlarını sağladı.
"dört birliği de aynı yere çekeceğiz yani limana sonra da onları karadenizin sularına dökeceğiz "dediğimde askerler bana gülümseyerek bakıyordu tabi yanımdaki roberte.
"peki diğer birlikler kamptakiler "dedi asker. "onlar kamptalardır cepheye gideceklerdir "diyen robertoya baktım.
"bizde onlara tuzak kurarız "dediğimde bana anlamayarak baktıklarında "cephenin diğer tarafında mayınlı tarlalar var eğer mayınlı tarlalara onları çekersek "dediğimde "hepsinin işi biter "dedi roberto. "bu çok canice "dediğinde ona baktım. "benim topraklarımı işgal edenler, benim halkımı katlediyor sence hangisi canice "dediğimde konuşmadı.
"herkes yerlerine aslanlarım "dedim. plana sadık kalıp doğru bir şekilde yaparsak onları trabzondan atabiliriz.
roberto ile birlikte güneydeki diğer birlikleri peşimizden getirdiğimizde diğer askerler verilen birlikleri kayalıkların olduğu açıklığa getirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VATANIM SENSİN-BXB
Novela Juvenil1. KİTAP TAMAMLANDI. 2. KİTAP DEVAM EDİYOR. Geçmişe gidebilseniz hangi zamana gitmek isterdiniz? Araf komutan trabzonda görev yapan bir komutan iken saldıraya uğradıktan sonra bir mağraya Saklanırken kendini Birden geçmişte düşman topraklarında buld...