TÜRK VATANIN HER KÖŞESİNDE MİLLETİN AZMİ VE MÜCADELESİ GALİP GELECEKTİR.
EY TÜRKÜM DİYENE...
bana bakan adamın gözlerine bakarken nefes alamadım. çünkü bu mümkün değildi.
"siz ciddi misiniz "dediğimde geride sandalyede oturan iki adam bana bakıp güldüğünde liderleri olacak adam onlara sert bir bakış attığında sustular.
"neye inanmıyorsun yoksa kurtulmak için bu numara "dediğinde başımı iki yana sallayarak derin bir nefes aldım.
"buna inanamıyorum biz 1919 yılındayız? "dediğinde dışarıda gelen bir patlama ile gözlerimi dışarı çevirdim ama taş duvardan başka bir şey göremedim.
"bizimle kafa mı buluyor bu komutanım "dedi sarışın adam. üstlerinde kahve bir üniforma vardı.
komutan denen adam bana bakarken gözlerini kıstığında ona bakıyordum. dışarıdan büyük patlama sesleri geldiğinde şayet doğruysa ve ben şuan milli mücadele zamanındaysam bu işgalcilerinden elinden kurtulmalıydım.
işgalcilerin lideri bana yaklaştığında ona bakıyordum." şimdi bu numaraları kes ve bize bandırmaların yerini söyle"dediğinde kaşlarımı çatarak ona baktım.
"bilmiyorum ama bilsem de söylemem sizi bu topraktan atacak Türk milleti"dediğimde işgalci lider güldü.
hatta arkadaki iki dingil söylediklerime gülerken komutanın gülmesi kesilerek boğazımı tutuğunda ona bakıyordum.
"şuan dışarı da bu topraklardaki insanlar bizim askerlerimiz onları öldürüyor hatta bazılarına işkence ediyor nasıl gideceğiz sence bu topraklardan "dediğinde sinirle gözlerim karardı suratına tükürdüm.
"sizin gibi onursuz zalim düşmana verecek pabucumuz yoktur lan "dediğimde yanağıma bir yumruk yediğimde karnıma bir tekme yiyerek düştüğümde "öyle mi asker o zaman gözlerin ile bak "dedi, kolumu sert bir şekilde tutarak beni ayağa kaldırarak kendi ile birlikte sürüklediğinde sığınarak denen taş evden çıktığımızda buranın içinde bir orman olduğunu gördüm.
"ilerideki cepheleri görüyor musun "dediğinde düşman askerleri bütün her yeri işgal etmişti.
"geriye sadece şu tepenin arkası kaldı sonra bütün topraklar bizim "dediğinde güldüm. gözlerim dolduğunda içimden mustafa kemal paşaya dua ediyordum.
bu zulmü bir an önce bitirsin çünkü biliyordum milli mücadele de anaların öksüz kaldığı evlatları düşman tarafından işkence görmüş halkın haykırışı kulaklarımda çınlıyordu.
işgalci komutan beni içeri çekip kapıyı kapatarak eski yerime bıraktığında "bruce bir parça ekmek ve su verin ölmesini istemiyordum onunla işimiz bitmedi"dediğinde nefret ile onlara baktım.
önüme koydukları sandeviç ve suya bakmadım. ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama dışarıdaki bomba sesler durduğunda sandalyenin üzerinde uyuyan üçlüye baktığımda gözlerimi kapattım.
buradan kaçmalıydım. ne olursa olsun vatanımı bu düşman askerlerine bırakamazdım.
********************************************************************************
SİZCE KAÇABİLECEK Mİ AKLIMA ARAF VE ROBERT İLE İLGİLİ ÇOK GÜZEL ŞEYLER VAR BU ARADA ONLAR ŞUANDA TRABZONDA ÇÜNKÜ İŞGAL BÖLGESİ RUSYANIN ELİNDE. YORUMLARINIZI BEKLİYORUM.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VATANIM SENSİN-BXB
Roman pour Adolescents1. KİTAP TAMAMLANDI. 2. KİTAP DEVAM EDİYOR. Geçmişe gidebilseniz hangi zamana gitmek isterdiniz? Araf komutan trabzonda görev yapan bir komutan iken saldıraya uğradıktan sonra bir mağraya Saklanırken kendini Birden geçmişte düşman topraklarında buld...