...
Dışarda bir kaç toplantı işini hallettikten sonra boş boş dolanmaya başladım.Eve gidesim yoktu,sabaha kadar sokakta kalasım vardı.
Güneş yeni batıyordu, denizin arkasında kayboluyor gibiydi.
Bugün altaya söyleyecektim hamile olduğumu,sevinirmiydi acaba?.
Kafamda kurduğum bin bir senaryodan sonra bebek kıyafetleri satan bir mağazanın önünde duraksadım.
Elimi karnıma götürdüm,hafif bir tebessüm oluştu yüzümde.
Daha fazla yolun ortasında durmadan mağazaya girdim.
Dolaştım biraz,gözüme taraftar ürünleri çarptı.
Fenerbahçeli ayakkabılar çok tatlıydı,avcum kadardı.
Bir fenerbahceli ayakkabı,bir de galatasaraylı çorap aldım.
İkisininde gönlü olsun misali.
İkisini hediye paketi yaptırttım ve ödeyip mağazadan çıktım.
Elimde poşeti sallaya sallaya deniz kenarına gittim.
Cebimden telefonu çıkardım ve altayın numarasına tıkladım.
"Hadi oğlum kerem,yapabilirsin"dedim kendi kendime.
Telefonu kulağıma götürdüm ve bekledim bir süre.
Üçüncü çalışta açmıştı telefonu.
"Alo"dedim sevecan bir ses tonuyla.
"Alo,bir şeymi oldu kerem?"dedi oda aynı ses tonuyla.
"Şey,müsaitsen ben dışardayım da buluşalım mı?"dedim.
Altay kıkırdadı.
"Tabi, buluşalım ama bi yarım saatlik işim var"dedi.
Gülümsedim kendi kendime.
"Tamam,işin bitince ara beni buluşalım"dedim.
"Peki o zaman görüşürüz, öpüyorum"
Dediğiyle kıkırdadım.
"Bende,bende öpüyorum"dedim ve telefonu kapattım.
Derin bir nefes aldım.
"İyi bir baba olacağım sanırım"dedim.
Dudaklarımı birbirine bastırdım.
Tekrar yürümeye başladım,sadece yürümek istiyordum.
Bu ara anı duygu değişimlerim oluyordu.
Ferdiyi aramıştım ama açmamıştı
Telefon hazır elimdeyken tekrar aramaya karar verdim.
Kulağıma götürdüm telefonu,yine açmadı tabiki.
Kim bilir ne yapıyordu.
Telefonumu tekrar cebime koyup sallana sallana yürümeye devam ettim.
Çok sevdiğim bir cafeye girdim ve kasaya yöneldim.
O sırada kulaklarıma bir erkek sesi geldi,altayın sesiydi.
Sesin geldiği yöne kafamı çevirdim.
Altay,yanınaki kızı öpüyordu.
Kaşlarımı çattım, gözlerim doldu.
Hemen kafamı kasaya çevirdim.
"Bir latte lütfen"dedim,latteden nefret ederdim.
Parayı ödeyip hızla cafeden çıktım.
İki üç adım yürüdükten sonra duraksadım.
Elimdeki lattenin kutusunu sıktım,çöp kovasına fırlattım.
Elimdeki poşetide atacak gibi oldum,ama atmadım.
Hızla uzaklaştım oradan.
Önüme ilk gelen bara girdim,hava kararmıştı.
Hollanda karanlığa bürünmüştü.
Barmenin önündeki sandalyenin birine oturdum ve içki söyledim.
O sırada altay aradı, telefon ekranına baktım biraz.
Sonra açtım.
"Efendim?"dedim
"Kerem,çok özür dilerim işim uzadı."dedi.
Yutkundum.
"Sıkıntı değil,benim de işim çıktı"
Telefonu kapattım.
İç çektim ve önüme gelen içkiyi kafama diktim.
Zaten en iyisi söylememek,tek başıma bakabilirim sonuçta bebeğime.
O gidip kadınlarla yiyişirken ben burada onun için acı çekiyordum.
.....
Altay şerefsiz Altay bütün kötü cümleler
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kıvırcık kahraman•Kerem-Altay•
Romance"Ben senin için sadece yükseldiğinde kapısına dayandığın,altına alıp ertesi gün yüzüne bile bakmadığın biriyim altay.Ama ben karnımdaki çocukla bir başıma kalmayı başaramam" !! MPREG!!