ÖZLEM

1K 49 5
                                    

Hünkar yanına aldığı 3 yeniçeri ile erkenden saraydan çıkmıştı.Yasemin kilerde saray malzemelerini yerleştiriyordu gerekli olan malzemelerin mutfağa gidecek olanları ayrı bir büyük tepsiye koyuyordu kiler yardımcıları da Yasemin'e yardım ediyordu erzakçıbaşı Hasan Ağa Yasemin'in yaptığı işi biraz küçümsemişti
- Kızım bunlarla uğraşmak seni yormuyor mu pek de zayıfmışsın
Yasemin bir yandan Has Mutfağa gidecek malzemeleri ayarlarken bir yandan da Hasan Ağa'ya cevap verdi
- Sen beni çelimsiz belledin Hasan Ağa merak etme pehlivan gibiyimdir kız görünüşüm seni yanıltmasın
- İyi öyle olsun bakalım rahmetli baban da bu günleri görebilseydi keşke
Yasemin birden duraksadı
- Keşke Hasan Ağa tanır mısın baba mı
- Tanırım ya ondan iyi çiftçi görmedim Osmanlı cihanında her türlü sebzeyi meyveyi hatta çiçekleri bile o yetiştirirdi
- Ben de tüm bilgileri babamdan öğrendim Hasan Ağa onun gücü bana da geçmiş olmalı
- Bir ara sarayın ahırına gel atlar seni bekler
- Yeni atlar mı geldi
- Hünkar'ın atı da var yeni atlar da geldi senin at sevgini baban anlattıydı
Yasemin yavaşça tüm bedeniyle Hasan Ağa'ya döndü
- Babam sana benden mi bahsetti ?
- Senden bahsetti ya sanki kız değil de oğlan doğurmuş benim hanım derdi
Yasemin hafifçe gülümsedi
- eee insanın ruhuna işleyince yapacak bir şey yok
- Unutmadan babanın sana bir mektubu vardı çok istedi sana vermeyi ama bir türlü veremedi bir ara gel benden al olur mu
- Ne mektubu
- Ne bileyim kızım açıp okumadım ki sen kendin alır okursun hadi sana kolay gelsin
- Sana da Hasan Ağa.
Yasemin büyük paketi kollarına almış Has Mutfağa doğru yürüyordu kısa sürede vardı tüm malzemeleri koydu Aşçıbaşılardan Güldane Hatun Yasemin'e seslendi
- Yasemin ortaya koyuver kızım
Yasemin söylenileni yaptı
Yasemin Güldane Hatun'a döndü
- Yapılacak iş var mıdır Güldane Hatun
- Yok kızım sen git
- Bak yardım edebilirim
- Kızım git
- Tek başınasın ama
- Ay ne inatçısın Yasemin birazdan Mehmet Usta gelecek o gelene kadar ben diğer işleri hallederim git sen
- İyi gideyim bari kolay gelsin sana
- Sağol
Sultan Fatih ava gitmişti atıyla fevkalade şekilde ilerliyordu birden karşısına eti dolgun bir kuzu çıktı atı şaha kalktı ama kuzuya çok yakın değildi atından inmeden 30 cm kadar uzaklıktaki kuzuyu tam gövdesinin ortasından vurdu Yeniçeriler "padişahım çok yaşa" dediler kuzuyu yeniçerilerden birine veren Sultan Fatih saraya götürmesini emretti yeniden atına heybetli bir şekilde binen Sultan Fatih yemyeşil örtü gibi çayırda koşturuyordu yeniçeriler ona yetişmekte zorlanıyordu bir yandan atıyla koşturan Fatih bir yandan Yasemin'i düşünüyordu av ona çok iyi gelmişti sanki atla Yasemin'e koşuyordu kütüphanede yazmak isteyip aklına gelmeyen birden gelivermişti
"Ağlasa derd-i derûnum çeşm-i giryânım sana
Âşikâr olurdu gâlib râz-ı pinhânım sana"
Sadece bunlar dökülüvermişti ağzından...
Saraya ulaşan yeniçeri Selam kapısından geçti en son saraya en yakın olan Saadet kapısına geldi en nihayetinde içeri girmişti Has mutfağa giden koridorda durup kapı ağalarından izin aldı Has Mutfağa gelip kuzuyu tezgaha koydu Yeniçeri Güldane Hatun'a seslendi
- Sultanımız bugün bu kuzuyu avlamıştır Güldane Hatun Sultanımız bana saraya ulaştırmamı emretmiştir.
Güldane Hatun Yeniçeri'ye onayla başını salladı Yeniçeri gitti
Güldane Hatun Has Mutfağın Ustabaşısı olan Mehmet Ağa'ya seslendi
- Mehmet Ağa Mehmet Ağa
Has mutfağın arka tarafından bir ses geldi Mehmet Ağa içeriye girdi oldukça telaşlıydı
- Ne var Güldane Hatun
- Hünkarımız kuzu avlamış Yeniçeri getirdi ne yapalım
- Sen kuzunun kafasını kes derisini yüz belli ki ziyafet yapacağız
- Sen niye bu kadar geciktin ağam akşama kadar nasıl yetiştireceğiz
- Ne bileyim ben aşçıbaşıların derdi bitmiyor ki simitçisi ayrı bir dert sebzecisi ayrı bir dert her şeyle ben uğraşıyorum,neyse ben arka tarafa gidiyorum bensiz beceremezler sen benim dediğimi yap ben gelirim
- Tamam ağam
Yasemin sarayın koridorlarında boş boş dolanıyordu Haremdeki kızlar kendi işlerine güçlerine dalmışlardı Yasemin kâh avluya bakan balkona gidiyor kâh kapı girişine gidiyordu içinden konuşmaya başladı
"Bugün hiç görünmedi nerde acaba"
Bir eliyle alnını parmaklarıyla hafifçe ovuşturdu
"İnsan hiç merak etmez mi benim saray hizmetlimin durumu nedir diye yani aramızda bir şey yok ama samimiyetimiz var"dayanamayıp Has odanın kapısına vardı ağalara Hünkar'ı soracaktı sanki ona söyleyeceklerdi vazgeçti içinden konuşmaya devam etti
"Basit bir saray hizmetlisi Hünkar'ı özlüyor,arıyor öyle mi Yasemin sen iyice kendini kaptırdın seni sarayın soytarısı gibi gören seninle konuşmasında iki eğlencelik lakırdılar eden Hünkâr'ı arıyorsun"
Yasemin kaşlarını çatıp geriye doğru yürüdü başını öne eğdi ama Hanife Hatun ile çarpıştı
Hanife Hatun merakla sordu
- Yasemin burda ne arıyorsun
- Eşeğimi kaybettim Hanife Hatun gördün mü
- Kız alay etme o ne biçim laf
- Off Hanife Hatun yani şu koca sarayda gezintiye çıktım işte ne arayabilirim ki
Yasemin saçlarıyla oynuyordu Hanife Hatun merakla Yasemin'in başına baktı
- Kız senin alnına ne oldu
- Hasbahçeye ipi gevşemiş at geldi de o tepti
Hanife Hatun iki ellerini yana koydu
Yasemin'e kızmıştı
- Yasemin çok oluyorsun artık azıcık büyü kız
- Aman aman kızma gidiyorum ben
- Yasemin
- Ne var
- Sana oda ayarlattım
Ne odası
- Benim yan tarafımda boş bir oda var artık orda kalacaksın
- Neden
- Çünkü sen Hareme mensup değilsin seninle uğraşan kızlar da var kendine ait odanda kalman daha doğru olur
- Birden bire nerden çıktı Hanife Hatun
- Ben istedim
Yasemin alaylı ve gülümseyerek Hanife Hatun'a baktı
- Sen istediiiin aman aman efendilerimize layık olmak için ne yaptık ki
Hanife Hatun gözlerini devirdi ve ağalara yöneldi
- Hünkarımız içerdeler mi
Ağalardan biri cevap verdi
- Hayır Hanife Hatun Hünkar'ımız sarayda değiller ava çıktılar
Yasemin bunu duymuştu ve gülümsemişti Hanife Hatun'un arkası dönüktü hızlı hızlı Has oda önünden uzaklaştı Avlu'ya çıkmaya karar vermişti Avlu kapısının önünde iki kız ellerini duvara koymuş Yasemin'i durdurmuşlardı bunlar Ebru ve Buse Hatunlardı Buse Hatun sinsice Yasemin'e yaklaştı
- Hanife Hatun sana ayrı oda ayarlamış Yasemin
Ebru Buse'nin lafını tamamladı
- Ne iş ?
Yasemin korkuyla gülümsemişti
- Ne o kıskandınız mı yoksa
Buse konuşmaya devam etti
- Durup dururken ayrı oda nerden çıktı Yasemin senin gibi sıradan birinin neden ayrı odası olsun
Ebru devam etti
- Öyle senin bizden ne farkın var ki hizmetçi parçası
Yasemin kaşlarını çatmıştı Sultan Fatih saraya dönmüştü bir eli kılıcının üst kısmını tutuyor o şekilde yürüyordu,sarayın avlusundaki çeşmede elini yüzünü yıkamak istedi saraya girmeden Avlu'ya geçti ve iki kızın Yasemin'i sıkıştırdığını gördü
Oldukça hiddetlenmişti Hünkar sinirlenince keskin bakışları deli bir kılıç darbesi gibi oluyordu alnının ortasında ince bir damar beliriverdi
Yasemin Sultan Fatih'e sinyal veriyor Dur demek istiyordu iki kaşlarını da hızla yukarı kaldırıp indiriyordu
Ebru sordu
- Sen kime kaş göz yapıyosun
Buse güldü
- Numaracı bu be bizim dikkatimizi dağıtmaya çalışıyor ne olacak
Yasemin aynı hareketi tekrar ediyordu kızlar birbirine bakıp kafa sallıyorlar ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı kızların boş anını fark eden Yasemin Sultan'a eliyle git işareti yapıyordu Sultan Fatih ağır adımlarla kaşları çatık vaziyette ileriye yürüdü
Yasemin gözlerini kapattı telaşlanmıştı
- Allah'ım sen bana acı
İyice yaklaşan Fatih sert ama yüksek olmayan ses tonuyla konuştu
- Ne olur burada
Kızlar başlarını çevirdiler karşılarında Sultan Fatih'i gördüler...

Fatih'in Kırmızı GülüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin