Aradan günler geçti,Fatih Sultan Mehmet ve ordusu sonunda Payitahta döndü,şehrin girişinde şenliklerle karşılandı herkes Sultanı'mız Fatih döndü diye seviniyordu ve birbirleriyle konuşuyorlardı bütün bu haberler tüm şehirde yayıldı ve saraya kadar gitti,Neva kalfa telaşlı telaşlı Valide Sultan'ın odasına gitti kapıyı çaldı içeriden gel sesi duyuldu.
- Eyvah Eyvah yandık Validem !
- Ne oldu Neva Kalfa ?
- Sultan'ımız dönmüşler sanırım akşama yakın sarayda olurlar
Valide Sultan ayağa kalktı
- Ne yapacağız şimdi... Tamam sakin olalım herkes normal işine gücüne devam etsin Sultan gelince kendisine hiçbir şey belli etmek yok tamam mı ?
- Tamam Sultanım.
- Sinan Ağa ile konuş kızların ağzını sıkı sıkı tembihlesin.
- Emredersiniz Sultanım
Neva Kalfa eğilerek çıktı kızların toplandığı Taşlığa doğru gitti.
Ebru Hatun Yasemin'in yanındaydı.
- Demek sonunda karar verdin ha Ebru
- Çok özür dilerim Yasemin Sultan'ım aslında siz Hünkar'ımızla evlilik yaptığınız anda dur demesini bilmeliydik,ben kendi adıma özür dilerim
Yasemin elini Ebru'nun üzerine koydu.
- Tamam artık üzme kendini.
- Ama son zamanlarda öyle şeyler yaptı ki gözü dönmüş gibiydi hiç kontrol edilecek gibi değildi asla dinlemiyor durmuyordu.
Yasemin derin bir iç çekti ve yataktan kalkmaya çalıştı
- Durun ne yapıyorsunuz ?
- Yardım et bana
Ebru Yasemin'e yardım etti ve Yasemin ayağa kalktı.
Yanındaki bir hizmetli konuştu
- Sultanım,Valide Sultan'ımız sizin yataktan kalkmamanızı söyledi lütfen yerinize geçin
- Bana bakın,yeter artık canım yatağa mı bağlayacaksınız beni ömrüm çürüdü zaten bu yatakta,sakın Valide Sultan'a bir şey söylemeyin iyiyim ben.
Hizmetli başını yan çevirerek evet anlamında eğildi.
Ebru Yasemin'in kulağına eğildi
- Kız, doğru söylüyor tam iyileşmediniz
Yasemin adım atıyor yürüyordu. sadece sol bacağından çok hafif şekilde topallıyordu koşarken kaydığında en çok onun üstüne düşmüştü.
- Sürekli böyle olmaz Ebru Hatun,sen bana yardım et biz beraber yürüyelim hem bacaklarım açılır hadi gel bakalım
Ebru Yasemin'in koluna girdi,ancak onunla kol kola girince bir irkildi kötü biriyle değil iyi birine bu kadar yakınlaşmıştı içten içe çok seviniyor ama belli etmiyordu.
Dışarı çıktılar arkalarında hizmetlilerle birlikte hasbahçeye doğru yürümeye başladılar
- Sen ne okuyordun Ebru ?
- Ben Tarih eğitimi alıyordum Sultanım
- doğru ya biz aynı sınıftaydık unutmuşum ama aksadı değil mi ?
- Son olan olaylardan ötürü evet
- benimkiler de öyle halbuki Hünkarımıza kendimi geliştireceğimi söylemiştim
Yasemin'in omuzları düştü
Ebru Yasemin'in diğer elini tuttu
- Üzülmeyin Hünkar'ımız size çok değer veriyor bence anlar o sizi
Yasemin dudağını büzdü omuz silkti
Hasbahçe'ye çıktılar,mis gibi kokan çiçekler huzur verdi bahçeyle ilgilenen bostancı ağalar sevinçli kendi aralarında konuşuyorlardı bir tanesini çağırdı yanına
- Ağa
- Buyrun Sultanım
- Herkes neden güler neden bu kadar konuşur
- Haberiniz yok mu Sultanım ?
Yasemin başını hafif yan çevirip kaşlarını kaldırdı
- Hünkar'ımız Fatih Sultan Mehmet Han payitahta döndü birazdan saraya gelirler.
- Doğru mu dersin ?
- Doğru derim Sultanım.
Yasemin çok sevinmişti hizmetlilerden birini yanına çağırdı
- Bu ağamıza bir kese altın verin bugünün hediyesi olsun.
- Allah razı olsun Sultanım,Alllah devletimizi payidar kılsın
- Amin
Ebru ile Yasemin göz göze geldiler kolları birbirinin sırtına değdi duraksadılar sonra gülümseyerek birbirlerine sıkı sıkı sarıldılar.
- Görüyorsunuz Sultanım sonunda hasret bitti.
- Öyle oldu.
Beraber dolaşmaya devam ettiler
- Sultanım
- Evet Ebru
- Başınızdan geçen olayları Hünkar'ımıza anlatacak mısınız ?
- Henüz değil Ebru,Hünkar'ımız bir gelsin dinlensin üstünden bir sefer yorgunluğunu atsın ondan sonra konuşmayı düşünüyorum.
- Söyleyeceksiniz yani.
- Unutma Ebru biz evliyiz Hünkarımızla,benim başımdan ne geçerse geçsin bilmek zorunda yarın veya öbür gün birisi bir laf edecek ve Hünkar'ımız daha çok celallenecek başkasından duyacağına benden duymalı
- Haklısınız.
- Sultanım merak ediyorum şey...
- Sor Ebru hatun !
- Bir padişahla evli olmak nasıl bir duygu ?
Yasemin gülümsedi ve mermer kenarına oturdu Ebru ya da eliyle oturmasını işaret etti.
- Bir Osmanlı padişahı ile evli olmak büyük bir sorumluluk her türlü idari siyasi işleri bilmek gerek ama bir taraftan da biz birbirimizi çok sevdik Hünkarımız benim doğal halimi sevdi hep ben bile düşünmezdim böyle olacağını yani aklımın ucundan bile geçmezdi,ama Allah'ın kaderi böyle oldu.
Valide Sultan en lezzetli şekilde şerbetlerin tavukların ve hamur işlerinin hazırlanması için mutfağa emir verdi
Sinan Ağa ve Neva kalfa kızların başlarında duruyordu Sinan Ağa konuşmaya başladı
- Kızlar,Hünkarımız yoldalar geliyorlar, yok Buse Hatun kayboldu yok bu sarayda bir entrikalar döndü gibi laflar duyarsak
Neva kalfa devam etti
- Hepinizin ağzını dikeriz herkes işine gücüne bakacak ağzınızdan tek bir boş lakırdı duymayacağız
Sinan Ağa kızlara seslendi
- Anlaşıldı mı ?
Kızlar'ın hepsi birden anlaşıldı diye bağırdılar
Neva kalfa ve Sinan Ağa gülümseyerek ve gözdağı vererek başlarını salladılar ve taşlıktan çıktılar kızlar da işlerine döndü
Akşam olmuştu Hünkar büyük bir sevinçle saray ahalisi tarafından karşılandı Mahmud paşa sevinçle karşıladı.
- Hoşgeldiniz Hünkar'ım
- Hoşbulduk Mahmud paşam
Akşemseddin hazretleri de saygıyla karşılandı Mahmud paşa onun yanına gitti
- Bir ara sizinle konuşmam gereken önemli husus var Akşemddin hocam
- Konuşuruz evladım
Hümayun kapısından geçtiler ve saraya giden alay kapısından da geçtiler saraya giren Hünkar sevinçle karşılandı Valide Sultan hemen Hünkar'ın yakınında belirdi.
- Hoşgeldiniz Hünkar'ım
- Hoşbulduk Valide Sultan'ımız.
Sarıldılar
Hünkar Fatih'in gözü Yasemin'i arıyordu
Valide Sultan gülümsedi
- koşa koşa odasına gitti özel hazırlanmaya
Hünkar Fatih gülümsedi.
- Bakıyorum herkes eğleniyor Valide Sultan'ımız
- Elbette Hünkar'ım siz taa nerelerden gelmişsiniz en lezzetli yemekleri içecekleri hazırlattım sizin için.
- Güzel o halde sofrayı Altın odaya kursunlar eşimle baş başa yemek yiyecem Valide Sultan
- Emredersiniz Hünkar'ım.
Yasemin öncesinde hamama gitmiş bir güzel yıkanıp aklanmıştı,hizmetlileri onu en güzel şekilde giydirdi en güzel kokuları sürdü
Altın oda için sofra hazırlandı Sinan Ağa sofrayı düzenledi mutfak hizmetlileri sofrayı Altın odaya getirdiler.
Yasemin sofranın kendi odasına geldiğini görünce sevindi
- Demek Hünkarımız benimle beraber yiyecek,tamam sakin olmalıyım ama çok heyecanlandım
Yasemin derin derin nefes aldı
Hünkar adeta zincirlerinden kurtulmuş bir mahkumun serbest kaldığında koşması gibi Altın odaya doğru yürüyordu kalbi atıyordu elinde de bir kutu vardı.Hünkar odaya geldi kapı açıldı Yasemin'in sırtı dönük gözleri kapalıydı
Hünkar büyük bir aşkla Yasemin'e seslendi.
- Yasemin'im
Yasemin gözlerini açtı ve arkasını döndü
- Hünkar'ım
Yasemin hafif sol bacağından sendelesede yine de Hünkar'a koştu ve boynuna atladı
Hünkar'ın yanaklarını alnını çenesini öptü birbirlerinin yüzünü okşadılar.
- Çok özledim sizi Hünkar'ım.
Hünkar hiç beklemeden Yasemin'i dudağından öptü aşk şerbeti içmiş gibi oldu birbirlerine gülümsediler ve uzunca bakıştılar daha sonra sofraya oturdular.
- MaşaAllah neler neler hazırlanmış
Yasemin Hünkar'ın karşısına geçti, Hünkar iştahla yemeklerden yemeye başladı Yasemin de yavaş yavaş yiyordu yemekleri yediler
- Allah'ıma şükürler olsun
Yasemin elinde testiyle bekleyen hizmetliye seslendi
- Gel ağa
Hünkar ve Yasemin ellerini yıkadılar temizlediler.
Yasemin kalan hizmetlilere seslendi.
- Sofrayı kaldırın sizler de çıkın
Eğilerek çıktılar testi ile bekleyen ağa sofrayı alıp gitti.
Yasemin yavaşça kalktı
Kalkarken sol bacağını tutmuştu hafif sekiyordu Yasemin bu hal Hünkar'ın gözünden kaçmadı ama bozuntuya vermediler.
Yasemin kendini Hünkar'ın kollarında buldu.
- Sizi o kadar çok özledim ki Hünkar'ım
- Ben de seni Yasemin'im
birbirlerinin yüzünü aşkla inceliyorlardı.
- Ben günleri sayamadım siz
- Ben de ama bak çabucak geçti işte
- Evet haklı çıktınız geçti artık yanımdasınız
Hünkar gülümsedi ve yeniden öpüşmeye başladılar Yasemin Hünkar'ın başındaki kavuğu aldı kaftanını çıkardı daha sonra yatağa doğru ilerlediler Hünkar Yasemin'in boynunu öpmeye başladı ardından elbisesinin iki omuz yerini aşağıya indirdi,birbirlerine deli gibi susamış bu aşıklar birbirlerine karşı özlemin hasretin zirve noktalarını yaşamaya başladılar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fatih'in Kırmızı Gülü
Ficción históricaGerçek ve kurgusal karakterler bulunmaktadır Hikaye tamamen kurgusaldır (BU HİKAYE ROMANTİZM KLÜBÜ DRAKULA BİR AŞK HİKAYE'SİNİN YAZARINA TEPKİ OLARAK YAZILMIŞTIR) "İstanbul'un Fatihi'nin güzel ve derin aşkı"