Hünkar Fatih arz odasındaydı,hiddetli bir şekilde odasında bir sağa sola bir sola dönüyordu Yasemin Hünkar'ın kapısının ardındaydı içeri girmek istiyordu ancak korkuyordu kapıyı çalmaya yeltendi ama vazgeçti ordan uzaklaştı Hünkar Fatih kendi kendine konuşuyordu
- Nasıl olur bu nasıl koskoca sarayda bir padişahın eşi nasıl kaçırılabilir
Hünkar sinirli sinirli alnını ovuşturuyordu ağalara seslendi
- Ağalar
- Emredin Hünkar'ım
- Hemen İbrahim paşayı zindandan çıkarın bahçenin uzağına götürün Yasemin Sultan'a da haber verin bahçeye gelsin
- Emredersiniz Hünkar'ım
Yasemin Sultan Valide Sultan'ın odasındaydı
- Validem ben çok korkuyorum Hünkar'ımızın yanına gitmek istedim ama giremedim içeri
- Bence uzak dur Yasemin,biraz sakinleşsin söylediklerinde çok haklıydı seni koruyamadık
- Ama siz nereden bilecektiniz ki bütün suç bende
- Seninle ne alakası var kızım
- Neva beni uyarmıştı,Buse'nin çok tehlikeli olduğunu söylemişti kendimi korumam için çok dikkatli olmamı hep söylemişti ama ben onu yeterince dinlemedim.
- Üzme kendini kızım,olan oldu artık Hünkar'ımız doğrusunu yapacaktır
Odaya bir görevli geldi
- Valide Sultan'ım
- Evet ne oldu ?
- Hünkar'ımız Yasemin Sultan'ı bahçeye çağırıyorlar
Yasemin ile Valide Sultan birbirlerine baktılar
- Hadi git Yasemin
Yasemin çıkmıştı peşinden yavaşça Valide Sultan da çıktı uzaktan onları izleyecekti
Hünkar elinde kılıcı askerlerin kollarında İbrahim paşa duruyordu
Yasemin derin nefes aldı Hünkar'ın yanına geldi İbrahim paşa gülerek Yasemin'e bakıyordu Yasemin Hünkar'ın elini bir kez tuttu sonra bıraktı
Hünkar İbrahim paşaya bir yumruk attı
İbrahim paşanın gülümseyen yüzü dağılmıştı İbrahim paşa burnundan solumaya başlamıştı
- Anlat Yasemin tek tek bütün detaylarıyla anlat Bu aşağılık adam sana ne yaptı
Yasemin zor yutkunuyordu yumruklarını sıktı ve anlatmaya başladı
- Ellerimi ayaklarımı bağlayıp beni öyle kaçırmış beni köhne bir yere götürdü orda tuttu beni
- Sonra ?
- Ondan kurtulamayacağımı anlayınca ona istediğini verecekmiş gibi davrandım bana yakınlaşmaya çalıştı elini dizime koydu
Hünkar Paşa'nın elini sıkı sıkı tuttu
- Aah Hünkar'ım ne yapıyorsunuz yapmayın
- Bu eliyle mi dokundu sana ?
Yasemin hızlı hızlı başını evet anlamında salladı
Hünkar Paşa'nın elini kırdı
- Aaaaaaaaah aaaah !
- Devam et Yasemin sonra ne oldu ?
- Sonra ben bir şekilde kurtuldum ondan ellerimi ayaklarımı çözmüştü bir bahaneyle arkasına sert bir şeyle vurdum bayılttım onu
- Sen
- Evet ben
Hünkar gururla başını salladı
- İşte kaçarken ayağım çok kaydı sol dizimin üstüne çok düştüm bu yüzden sekiyordum sizin yanınızda
- Kaç kere düştün peki
- Yasemin gözlerini kapatıp düşündü
- 5 defa düştüm 2 kez de sağ dizimin üzerine
Hünkar tam 5 kez İbrahim paşanın sol dizine kılıçla çizikler attı
- Aaaaah aaaah dizim
2 kez de sağ dizine kılıçla darbe vurdu
İbrahim paşa acı içinde dizlerinin üstüne düştü
- Hünkar'ım ne olur yeter ne olur yeter çok canım acıyor ne olur yapmayın
- Yaa demek senin bir canın var hem de acıyor değil mi
- Merhamet ne olur Hünkar'ım ne olur affedin beni
Hünkar tam kılıcı İbrahim paşanın boynuna getirmişken Yasemin durdurdu
- Durun Hünkar'ım
- Ne oldu Yasemin
Yasemin Hünkar'ın kulağına eğildi
- Buse Hatun'u da buraya getirin o da görsün bu olanları ikisi işbirliğindeydi
- Buse Hatun'u getirin !
İbrahim paşa şaşkın şaşkın etrafına bakıyordu
- Ne oluyor
Yasemin ellerini kavuşturdu
- Görürsün şimdi
Buse Hatun askerlerinin kollarında getirildi İbrahim paşa dizleri kanlar içinde gördü
- Neler oluyor beni neden getirdiniz buraya ?
Yasemin havalı havalı Buse'ye yaklaştı
- İşbirlikçinin başına neler geldiğini bizzat gör istedim
Hünkar kılıcını İbrahim paşanın boğazının ortasına dayadı diğer eliyle Yasemin'in elinden tuttu
- Bana ve aileme bulaşanların sonu işte budur !
Hünkar kılıcını İbrahim paşanın boğazının tam ortasından geçirdi ve geri çekti İbrahim paşa eliyle boğazını tuttu ama bir taraftan da tutamadı acı içinde nefesi kesilerek can verdi
Buse Hatun şaşkın şekilde İbrahim paşanın ölüsüne bakıyordu
- Geri götürün bu hatunu zindana,bunun da leşini atın bir yerlere
- Emredersiniz Hünkar'ım
Yasemin derin bir nefes aldı ve gözleri doldu Hünkar'ın göğsüne sarıldı ağlamaya başladı
- Tamam korkma artık gel çardağa gidelim
Birlikte çardağa doğru gittiler Hünkar kılıcını kınına sokmuştu Yasemin çok korkmuştu
Çardakta oturdular
- İyi misin
- İyiyim Hünkar'ım
- Birden o korkuyu yeniden yaşadım sanki
Hünkar Yasemin'i sakinleştirmeye çalıştı oradaki görevlilere seslendi
- Çabuk buraya içecek bir şeyler getirin
Ebru Hatun yanına bazı tarih notları almıştı derslerine konsantre olmuştu
Neva Kalfanın yanına gitti
- Neva Kalfa
- Ne var
- İzin ver Mahmud paşanın yemeğini ben götüreyim
- Olmaz bu işin görevlileri var
- Ya ne olur ben de gitmek istiyorum lütfen
- Diğer hatunlar işkillenirse işimiz zor olur ama
- Ya sen bir yolunu bulursun ne olur çok önemli
Neva Kalfa etrafına baktı,Hızlıca Sinan Ağa'nın yanına gitti Sinan Ağa kızları oyalayacaktı
Neva Kalfa kaş göz işareti yapmaya başladı Ebru Hatun tarih notlarını heybesine koydu akşam yemeği saatiydi hava tam kararmamıştı ancak yakındı Ebru Hatun paşanın yemeğini taşıyan hatunların arkasına saklandı Mahmud paşa odasındaydı
Kapı çaldı
- Gel
- Paşam yemeğiniz geldi
- Tamam
Sarayda yere oturarak yemek yenir yere sofra kurulurdu sofra kurulmuştu Ebru Hatun su testisi ile odada kaldı diğerleri çıktı
Mahmud paşa eline tahta kaşığı almıştı ki yukarıya doğru gözlerini dikti bir süre bakıştılar
Mahmud paşa hafif gülümsedi
- Demek hizmetli hatun olarak terfi aldınız
Ebru hafif bozulmuştu belli etmedi
- Açsan gel otur
- Yok paşam sağolun size afiyet olsun
- Tabi ya senin daha önemli işlerin var değil mi mesela o arkadaşınla entrikalar çevirmek gibi
- Paşam
- Söylesene bir sonraki planınız ne Yasemin Sultan'a zarar verdiniz bana da sırada kim var Valide Sultan mı Hünkar'ımız mı
Ebru hayal kırıklığına uğramıştı
- Ne söyleseniz haklısınız ben kendi adıma çok pişmanım
Paşa sofradan kalktı Ebru Hatuna yaklaştı çenesini sert bir şekilde yukarı kaldırdı
- Bir daha... !
- Paşam lütfen dinleyin beni ne olur
- Ne yalanlar uydurduğunuzu mu dinleyeyim
- Size yemin ediyorum yalan söylemeyeceğim size isterseniz öldürün beni ama ne olur dinleyin
- Tamam dinliyorum anlat
- Ben Yasemin Sultan'a her şeyi anlattım artık onun tarafındayım artık ben kötü birisi değilim yine de bana ceza vermek isterseniz boynum kıldan ince
Mahmud paşa Ebru'yu kendine yaklaştırdı gözleri buluştu birbirlerinin dudaklarına baktılar
Ebru Hatun titriyordu Mahmud paşa hem kaşlarını çatıyordu hem de Ebru'nun dudaklarına bakıyordu sonra bir hamle ile kızı geri itti
Ebru su testisini sofraya bıraktı eğildi ve odadan çıktı koşarak taşlığa gitti
Hünkar ve Yasemin odalarına gitmişlerdi terastaydılar güle bakıyorlardı Hünkar'ın elinde bir kutu vardı
- Bu kutu nedir Hünkar'ım
- Ne olduğunu merak ediyor musun
- Evet
Hünkar kutuyu açtı Yasemin çok şaşırdı
- Bu benim size gönderdiğim o gül yaprağı ama nasıl olur hâlâ canlı
- Bu gül bizim aşkımızın büyüsü değil mi
- Ah evet
Hünkar kutudaki gülü suyuyla birlikte saksıya döktü gül biraz daha coşmuştu Hünkar'la Yasemin'i kucaklayacaktı sanki
Yasemin kollarını Hünkar'ın boynuna doladı
- Hünkar'ım sizden bir isteğim var
- Neymiş
- Yarın Buse'ye serbest bırakın
- Neden o da suçlu
- Evet ama benim bir planım var
- Hmm neymiş
- En büyük işbirlikçisi öldü mağlup oldu ama esas büyük mağlubiyeti yaşamadı
- Başımıza entrikacı Sultan mı oldun sen
- Ya dalga geçmeyin Hünkar'ım ben ciddiyim
- Peki ne yapacaksın
- Siz onu bir serbest bırakın gerisini izleyin bırakacak mısınız
- Düşünmem lazım
- Hünkar'ım Yaaa
Hünkar güldü
Ve Yasemin'i öptü,mehtaba karşı sarıldılar Yasemin'in Buse için yıkıcı bir planı vardı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fatih'in Kırmızı Gülü
Fiksi SejarahGerçek ve kurgusal karakterler bulunmaktadır Hikaye tamamen kurgusaldır (BU HİKAYE ROMANTİZM KLÜBÜ DRAKULA BİR AŞK HİKAYE'SİNİN YAZARINA TEPKİ OLARAK YAZILMIŞTIR) "İstanbul'un Fatihi'nin güzel ve derin aşkı"