🎲Tehdit

1.2K 51 2
                                    

Asi'den

gözlerimi kısarak açtım. Camdan dışarı baktığımda sabah uyandığımı anladım. Sürekli geceleri kesik kesik uyandığım için gene akşam vakti olduğunu düşünmüştüm.

Uykumu tam aldığım için sevindim. Bu aralar uyumak bile insanı çok yoruyor.

Depresyona mı girsem?

Telefonumu açıp saate baktım. Daha sonra yataktan inip lavaboya gittim. İhtiyaçlarımı karşıladıktan sonra aşşağı inmek için kapıyı açtım.

Merdivenlerden inerken evin neden bu kadar sessiz olduğunu anlamadım. Tamam kimse evde bağırmıyor ama genede kıpırdanma da olurdu.

Büyük salona geldiğimde yemek masasının hazır olmadığını gördüm.

Kimse kalkmadı mı daha?
Hadi ama şaka mı bu!

Mutfağa girip evin yardımcısını aradı gözlerim. Lakin o da yoktu.

Bismillahirrahmanirrahim.

İçime giren ürperti ile telefonumu almak için odaya geri gitmeye yeltelendiğimde sırtım bir yere çarptı. Geri sendenledim.

Kafamı kaldırım baktığımda derin bir nefes aldım. Enver abimdi. Tamam az konuşsa bile en azından yalnız olmadığım için sıkıntı yoktu.

"Korkutdun beni." Diyerek ufak bir gülümse ile alaya aldım. Dalga geçiyordum ama cidden beni korkutmuştu.

Enver abim gözleri ile beni süzdükten sonra "Evdekiler maça gitti. Haber edeyim dedim." Başımı salladım.

Enver abim mutfaktan çıkınca bende çıktım. Başka bir şey konuşmamıştık. Yemek yemek istemediğimden atıştırmamıştım. Eğer Ata abim olsa "Zorla ya da istekle o yemek yencek!" Derdi. Şükür ki evde değil zorla 10 tane yediğim yumurtanın hesabını verecek daha.

Merdivenlerden yavaş yavaş çıktım.
Odaya geri gelince komodindeki ilacı alıp içtim. İlaçlar oldukça uykumu getirmeye başlamıştı. Üstüme gelen ağırlık ile yatağın içine girdim. Uykum vardı ama uyumamalıydım. Akşam tam bir uyku çekmek istiyordum. Oyuzden telefonu alıp yatağın içinde kitap okudum.

Çok güzel aktivitelerimden biri!

***

Yaklaşık 2 saat kitap okuduğumu farkettim. Canım çok sıkılmıştı. Başka bir şey yapmak istiyordum ama odadan çıksam bile sanki ne yapacaktım?

Hem de ev geriyordu beni. Bu koca evde kaybolabilirim. Keşke babam olsaydı. Hiç konuşmamıştık. Hemen işe gitmişti. Oldukça yoğundu.

Herkes işi mesleği vardı evde. Ne güzel bana bakarlar bütün ömür.

Ben iyice kötü biri olmaya başladım.
Para insanı değiştirirmiş.
Böyle değişime can kurban!

"Tövbe tövbe." Diyerek ayağa kalktım. Ben iç sesimle daha fazla  konuşmak istemiyorum. Beni ele geçiriyor.

Hazır kalmışken aşşağı indim. Resme tam gün sahursuz oruç tutuyorum. Hiç mi acıkmaz insan ya!

Endişelenip Google den arattım. Ben içimdeki endişenin gitmesini beklerken daha çok artmıştı.

Kanser bile olabileceğimi söylüyor!

Hemen aşşağı indim. Mutfağın ışığını açtım. Dolabın önüne geldim. Zengin yemeklerine bakacaktım.

Dolabı açıp baktığımda gözüme çok yabancı olan yiyecekler çıktı. Hiç birini beğenmeyip dolabı kapattım. Sonra tezgahın üstündeki ekmeği gördüm. Ekmeği alıp masaya oturdum ve bir güzel ıssırarak yemeye basladım.

Ekmek yiyen köpeğe benziyorum!

Sonunda zar zor bitirip yerimden kalktım. Kalktığım anda başım dönmeye başladı. İçimden bir küfür savurdum. Çabucak ilacımı içmem gerekiyordu. Öksürerek merdivenden çıktım. Odanın kapısının önüne gelince hiç vakit kaybetmeden içeri girdim. İlacımı komodinde bulmam gerekirken yoktu.

Diğer ilaçların olduğu eski annemin verdiği dolabı açtım. Orda da yoktu. Daha fazla ayakta kalamadan yere çöktüm. Kollarımı başımın arasına alıp geçmesini bekledim.

"Demek kullandığın ilaçlar bunlar..." Gelen ses ile başımı kaldırdım. Enver abim ilacımı eline almış inceliyordu.

gülümsedi ve "Biliyor musun senden beklemezdim. Gizli gizli uyuşturucu kullanıyormuşsun." Olduğum yerde kalmıştım.

Kıpkırmızı olan gözlerimi ona diktim ve ayağa kalktım. "Onlar uyuşturucu değil! İlaçlarım. Ver onları bana!" Üstüne yürüdüm. Almak için hamle yapacağım sırada eli ile kolumu tutup sıktı. "Sana bunu vermemi mi istiyorsun?" Yüzüme eğildi. "Bunu diğerlerine söylersem seni polise verirler. İçtiğin şey nadir ve en pis uyuşturucu türü. 100 yıl hapisanede kalırsın!" Beni geriye itti. Sırtım duvara sertçe çarptı. Sessizce inledim acıyla konuştum:

"Ne saçmalıyorsun sen? Onlar benim ilaçlarım!" Benimle dalga geçiyordu. Başka açıklaması olamazdı.

Kaşları çatıldı. "Nerden geliyor bu ilaçlar?" Annemin dediği şey geldi aklıma. Bir anda kalkıştım "Sanane! Uyuşturucu falan değil o. Aklını mı kaçırdın?" Güçlü gözükmeye çalışıyordum ama şuan yere yığılacak kadar kötü olmaya başladım. İlacın kutusunu bana doğru getirdi. Sonra diğer eli ile  telefonundan bir video gösterdi. Videoda bir adam tutuklanıyordu ve yanında benim ilaç kutumun resmi vardı. Muhabir haberi anlatıyordu.

Seslice yutkundum. Konuşmaya çalışıyordum. "B-ben bilmiyordum. Onun uyuşturucu olduğunu bilmiyordum."

Güldü. "Kim inanır buna? Seni dinlemeden atarlar hapise. Abimgile dememi istermisin?" Bir anda ağlamaya başladım.

"Lütfen deme. Gerçekten ben bilmiyordum." Yatağıma oturdu. "Demem lakin ben ne dersem yapacaksın ve de kimseye ne olduğunu anlatmayacaksın. Biliyorsun ki bende bir polislik bitireceğim emin ol o uyuşturucuları senden daha iyi biliyorum. Şimdi tekrar soruyorum... Kimseye bir şey anlatmayacaksın Asi! Senin bu hatan tüm itibarı zedeler." Bakışları benden onay bekliyordu.  Hızlıca başımı salladım. İlaç zannettiğim uyuşturucuyu bana verdi. Hemen ağzıma atıp içtim. Mecalim kalmadığından yatağıma uzandım. Enver abim hala yatağımda oturuyordu. "Yarın abimgil gelecek sakın tek bir kelime etme seni öldürürüm." Diyerek ayağa kalktı ve odadan çıktı.

Göz yaşlarım akmaya devam ediyordu. Enver abimin beni sevdiğini düşünmüştüm ama beni tehdit ediyordu.
İlaç zannettiğim şey beni bağımlı yapmıştı. Gündüzümü gecemi haram kılmıştı.

Çok korkuyordum. Hapishaneye gidebileceğimi söylemişti.

Boynumu ovdum. Sonra hemen yatağa yattım. Uyumayı bekledim ama dedikleri, yaptıkları aklımdan çıkmıyordu.

***
Selammmm

Aslında 20 oy beklicek sonra atacaktım ama dayanamadım attım bir bomba. Bu sefer 20 değil 10 oy istiyorum (yıldızlama) gelmeden bölüm atmayacağım bu sefer

800 kelime tebrikler bana...

Asi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin