🎲Sorun

1.1K 46 17
                                    

Sallanan koltuk ileri geri gitmesi ile elimdeki telefon ile uyuya kalmıştım. Derin derin uyku moduna geçmeye başlamıştım. Lakin bu uzun sürmedi.

Ben her uykuya daldığımda biri bozmak zorunda galiba!

Birisinin beni sarsmasıyla olduğum yerde sıçradım. Kendime engel olamadan dışarıya küfür savurdum.

İyi halt yedim.

Gözlerim yavaş yavaş açılması ile kaşlarını bana dikmiş olan Ata abimi gördüm. Ne yaptığımın farkına varıp, ellerim ile ağzımı kapadım.

"Ben çok özür dilerim. Bir an şey oldum ondan dedim." Ata abim bu cevabıma karşılık tekrar kaşlarını çatınca dudağımı ısırdım. Bir anda gülmeye başlayınca içimden oh çektim.

Sadece şaka yapıyormuş.

"Çok komiktin Asi! Senden küfür duymak  ilginçti." Deyip yanıma sallanan koltuğa kendisi de oturdu. Allah Allah küfrün neresi ilginç? Ona bakıp bu sefer ben kaşlarımı çattım. "Gülme!"dedim. Anında yüzünü toparladı.

"Tamam, tamam." Diyerek yanındaki kutuyu açtı. İçinden çıkardığı sargı bezi ve pansumanla bana döndü. Ne yapacağını anlamıştım.

"Hala acıyor mu?" Kafamı sağa sola salladım. "Hayır. Sadece sızlıyor bazen."

Gözlerini kapatıp açtı. "Bu güzel." Evet çok acıyacağını düşünmüştüm ama sadece sızlatmıştı.

Ata abim 10-20 dakika da pansumanı yapıp sargı bezi ile de sarmıştı. Sallanan koltuk da azıcık ileri geri sallamaya başladı. Koltuk büyük olduğundan ikimizde rahatça oturabiliyorduk.

"Seninle hiç konuşmuyoruz." Diyerek önüne baktı. Sorgulayıcı bakışlarımı ona diktim. "Sormak istediğin bir şey varsa dinliyorum." Dedim.

Büyük bir nefes çekti. "Sadece sohbet Asi. İnsanların senle konuşması amaç için değildir bazen." Doğru söylüyordu ama bu konuda iyi değildim. Bu benim suçum değildi. Kimse ile bu zamana kadar konuşmamıştım. Kafamı omzuma yatırdım.

Bir kaç dakika öylece durduk ardından "Bize hiç kızmıyor musun?" Gelen ses ile ona döndüm.  Neyden bahsettiğini anlayamamıştım. Bakışlarımı görüp tekrar konuşmaya başladı. "Demek istediğim şey; seni onca yıl bulamadık. 17 yıl boyunca yoktun. Sen bizden, biz senden eksik kaldık. Bunu için hiç bize öfkelenmiyor musun?" 

Dedikleri üzerine bir kaç saniye dona kaldım. Ona doğru dönüp, "Bu sizin suçunuz değildi." Yanıtım karşısında olumsuz yüz ifadesi ile cevap verdi. "Olgunsun ama buna seviniyorum. Keşke biraz daha erken seni bulabilseydik. Erken yaşlarda seni bu kadar ciddiyete itmezdi." Fazla duygusal bakıyordu benim aksine.

"Keşke ama bu bir şeyi değiştirmeyecek." Acımasız cevabıma sadece başını salladı.

"Biliyorum. Neyse unut bunu. Bana kendinden bahset." Dediği şey ile ona baktım.

Kaşlarını kaldırıp bana baktı
"Ne? Yanlış bir şey mi dedim?"

"Peki. Adım Asi. Mayısın 8. Günü doğdum. 17 yaşında-" sözümü bir anda kesti. "Bunları biliyorum. Bana bilmediğim şeylerden bahset." Ne istiyordu bu çocuk?

Kaşlarımı çatıp önüme baktım. "Neyden bahsedeceğim?"

"Tamam, tamam. Mesela en sevdiğin renk?"

Benim en sevdiğim rengim mi var?

Cevap verecek yanıtım olmadığı için "Bütün renkler..." Dedim. "Fazla net bir cevaptı. Beğenmedim." Dedi. Sallanan koltuğu daha çok salladı. "İllaki vardır bir sevdiğin renk." Düşündüm. "Yok ki." Ofladı. "Peki en sevdiğin film?" İyice stres olmaya başlamıştım. "Hiç film izlemedim."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 24, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Asi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin