🎲Çıkmaz

1.1K 42 1
                                    

Bitiyordum. Yüzsüz olmamak adına gizli gizli yaptığım şey beni çıkmaza sokmuştu. Ben asıl kendime kızmıştım. Bu kadar saf olmam bu kadar kanmam olacak iş değildi. Kötü bir dönemde yakalamıştı beni. Çünkü kimse birisinin ona durduk yere ilaç göndermesine hele de eski annem gibi birinin ona göndermesini hoş karşılamazdı.

Annem sandığım kadın beni kolay bir şekilde kandırarak intikamını ağır alıyordu. Yatakta gözlerimi sıkıca kapattım.

kendi kendime diyordum. "Ya içtiğim hapın ilaç olmadığını daha geç anlasaydım?" Bu korkunçtu. Geçirdiğim durumlar, belkide hastalığım sadece uyuşturucudan dolayıydı.  Daha da korkuncu yakınım hissettiğim kişi bana inanmak, yardım etmek yerine tehdit etmişti. Belkide haklıydı. Beni korkutmak için demiş olabilir. Çünkü bu hapları kullanmam korkunçtu. Hali ile bunu bir daha yapmamam için konuşmuştu. Bende zaten  daha olayı tam idrak edemeden sadece o hapa ihtiyaç duyduğum için "tamam." demiştim.

Bunu diğer abilerime anlatsam. Aslında bilmediğimi, sadece normal ilaç sandığımı...

"Sahi bana inanırlar mı?"

Enver abim bana inansa bütün olay çözülürdü.  Belkide beni dinlemeden polise verirler. Zaten üstüne kendileri de polis. Gene de söz sahibi olabilirdim.

Büyük ikilemdeydim. Korkuyordum. Benim için endişelenen insanlara bunu duymaları... Nasıl hissederler?

Yada Enver abime bu durumu tekrar konuşarak açıklamam lazımdı. Bana inanması gerekiyor!

Ayağa kalktım ve sırtımı dik tuttum. Boşuna ağlıyordum. Enver abim durumu anlardı.

Ayağıma giydiğim çoraplarım ile aşşağı indim. Gözlerimi etrafta gezdirdiğimde koltukta oturan Enver abim ile göz göze geldik. Çekinerek yanına gittim. Elindeki telefonu masaya koydu.

Yanına oturduğumda ne için geldiğimi anlamıştı. Aramızda 1-2 dakika sessizlik oldu. Konuşmaya ben başlayacaktım lakin benden önce davrandı.

"Asi dün olanlar için geldiğinin farkındayım."

Dudağımı ıssırdım.

"Enver abi dün o halde anlatamadım ama şimdi dinle beni." Kafasını salladı.
Oturuşumu dikleştirdim. "Enver abi annem bana mesaj atmıştı. İlaçlarımı kendisinin getireceğini söylemişti. Ben başta kabul etmedim. Sonra size fazlasıyla yük olduğumu söyledi."

İçime derim bir nefes çekip tekrar konuşmaya başladım. "O zamanlar düşünememiştim. Kabul etmiştim. Senin dediğin gibi ben uyuşturucu zannetmedim. Sadece ilaç olarak düşündüm. Çünkü almadığım zamanlar kötü bir durumda oluyordum."

Bakışlarım tekrar üstünde gezindi. "Dün gece beni dinlemedin! Çok kötü durumdaydım. Buna rağmen üstüme geldin." İçimden bir güç aldım ve "Abimgile söyleyeceğim beni anlayacaklardır."

Beni anlamasını beklerken Enver abim sırıttı. Kafasını bana çevirdi ve göz göze gelmemizi sağladı. "Sen dün gece dediklerimi unuttun herhalde. Abimgil sana inanmaz. Seni öldürürler."

Kaşlarını çatıp "Onları ikna ederim. Sen kimsin ki onlar seni anlasın?"

Hızla ayağa kalktım. Ağzımdan "Ne?" Diye bir bağırış yükseldi. "Sen bana ne anlatıyorsun? Senin sadece uyuşturucu kullandığımı düşündüğün için böyle söylediğini zannettim. Senin amacın farklıymış. Ne istiyorsun benden?"

Sinirlendiğini yüzünden okuyabiliyordum ama en çok ben sinirliydim. Gerçekten şaşkınlık içerisindeydim. Böyle düşünmesi karakterine aykırıydı.

Hışımla ayağa kalktı ve üstüme yürüdü. "Kes sesini! Ben ne dersem onu yapacaksın. Gerizekalılık yapıp hele birine anlat seni çok kötü yaparım."

Üstümden itekledim. "Abimgile diyeceğim seni!"

Kahkaha attı. Hızlıca yanıma gelip kolumdan tuttu ve yere itekledi.

Alnım merdivenin sivri bölgesine gelmesi ile bir çığlık kopardım.

"Sen ne kadar şerefsiz birisin. Pis adi herif."

Daha da sinirlendirdiğimin farkında değildim. "Abimgile dediğin an bu durumdan daha kötü olursun. Ben illa kendimi haklı çıkarırım Asi! Sen kedi canını düşün." Hay kırdığı gibi benide bırakıp gitti. Bu durumda yaptığı şey çok kötüydü. Birinin bana yardım etmesi gerekiyordu.

Acıyla inledim. Alnım çok acıyordu. Elimi acıyan yerime götürdüğümde kanadığını farkettim. Lakin bu çok uzun sürmedi çünkü beyaz olan üstüm ve parke yaramın kanını taşıyordu. Dışımdan bir küfür savurdum. İnanılmaz derecede alnım yanıyordu. Ayağa kalkmaya çalışırken dış kapının açılma sesi geldi. Gördüğüm saliselik mutlu tablo yerde beni görünceye kadar devam etti.

Gelenler abimgildi. Onları bir anda beklemediğimden kireç gibi bir surat ile kalakalmıştım. Onlarında benden bir farkı yoktu.

İlk yanıma koşan Bora abimdi. Dehşet içine düşmüş bir şekilde bana bakıyordu. "Asi bu ne hal!" Ardından Ata abim yanıma geldi elindeki peçete ile alnıma tutuyordu. "Sakin ol tamam mı?" Tek sıkıntı şuan onlardan daha sakindim. Yanlış bir şey yapmasınlar diye başımla iyi olduğumu onayladım.

Eve hepsi girip etrafımda toplanmıştı.
Asaf abim bir anda "ENVER!" diyerek bağırdığında çok korkmuştum.

Asaf abimin suratına bakmak istediğimde ise görüş alanıma Ata abimin elinde olan bir ilk yardım çantası getirmişti. Alnıma pansuman yapacaktı büyük ihtimal.

Parkede yere oturmuş ve sırtım duvara konumlanmıştı.

Merdivenlerden ses geldiğinde yavaşça yan tarafa baktığımda. İçimi kemiren ana gelmiştik. Enver abim adımları ile yavaşça geliyordu.

Gözü bir an beni buldu. Sanki bunu kendisi yapmamış gibi büyük bir şaşkınlıkla bana bakıyordu. Hatta inandırıcı olsun diye "Asi iyi misin?" Diyerek koşarak yanıma geldi.

Şeref yoksunu Enver! Bir numara tiyatro oyuncusu kendisi...

Asaf abim, Enver abimi yakasından tutup duvara yapıştırdı. "Sana emanet ettiğim her şeyin sonucu böyle mi olacak Enver!"

Gümüş abim ve Efe abim onları ayırmaya çalışıyordu. Hatta yere çökmüş olan Ata abim onları umursamadan alnıma bir şeyler sürüyordu.

İşte o anda beklemediğim bir şey oldu.

Asaf abim, Enver abime tokat atmıştı.
Bu beni dehşete düşürmek yerine mutlu etmişti. Acım alınıyordu. Tabiki bunu dışımdan belli etmedim.

Gümüş abim Asaf abime bakarak "Yeter abi! Kız buradayken yapma." Dediğinde yakasını bıraktı. Ata abim beni yavaşça ayağa kaldırım büyük odada olan yemek masasının sandalyesine oturttu. Kendiside oturup bir pamuğa bir şey döküp bana baktı.

Cahil olduğum için ne yaptığını anlamıyordum. Gerildiğini hissettiğimde bakışları bana döndü. Başta anlamadım ama bu şeyi yarama sürdüğünde yanan alnım yüzünden inledim.

Bu şey her neyse çok acıtması normal mi?

Çektiğim acı haykırışını duyduklarında bana döndüler Asaf abim eli ile alnını ovuyordu. Bir şey demeden dış kapıyı açıp sertçe kapatıp çıktı. Efe abim arkasından gitmeye çalışırken Gümüş abim onu durdurdu; "Bırak gitsin. Sigara içip gelecektir." Dedi. Ata abimde son olarak alnıma bir sargı ile yapıştırdı.

Gözleri gözlerime döndüğünde asıl işimin zor olduğunu biliyordum.

Çünkü bu bakışların altındaki gizlilik birazdan bu olayın nasıl olduğu sorgusuna gelecekti ve ben onlara ne diyeceğimi bilmiyordum.

950 kelime yazdım gerçekten yoruldum aaaa

Neyse 10 oya tekrar yazarım ama lütfen 15 oy gelmeye çalışsın çok uğraşıyorum az oy istiyorum 🫀🫀

Asi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin