🎲Sessizlik

1K 35 9
                                    

Kitlediğim bakışlarım yerdeki halıya bakıyordu. Biliyordum eğer birisi ile göz göze gelirsem konuşmaya başlayacaktım ve büyük ihtimal batıracaktım. Oyuzden konuşmaya ben değilde onlar başlamalı.

Bekliyordum, bekliyordum.

Hadi ama biriniz söze başlaması gerekiyor!

Hepimiz koltuklara geçmiştik ve Asaf abim de eve gelmişti. Kimse ses çıkarmıyordu ve bu durum beni daha çok strese sokuyordu.

Birisinin içine nefes çekmesi daha çok sıkıldığının göstergesiydi. "Susmalıyım ama yok susamıyorum." Konuşan Bora abimdi. "Bu bir değil..." Gelen ses Gümüş abimin sesiydi. Oldukça sakin ve yavaş konuşuyordu. Biraz duraksadıktan sonra tekrar konuşmaya devam etti. "Buna sen sebep oldu veya olmadın. Anlamıyorum artık fazla sorun çıkarıyorsun. Sadece 2 gün ya... İki gün emanet ettik." Sözü bitirmesiyle Enver abim ayaklarını yere vurarak ayağa kalktı. Hızlı adımlarla Gümüş abimin kıltuğunun önünde durdu. Dişlerini sıkarak ona baktı.

"Gümüş benimle doğru konuş! Senin ben abinim. Sorun çıkarsam sanki ne yapacaksın?" Oldukça şaşırıyordum. Tamam buraya geleli çok olmamıştı. Lakin Enver abim hep sessiz olan tarafken artık kontrolden çıkmış biri gibi davranıyordu.

Gümüş abim ise ona bakarak gülümsedi. Bu Enver abimin daha çok sinirlenmesine neden oldu. Asaf abim de dayanamayarak tam ayağa kalkacakken Bora abim engelledi ve kendisi ayağa kalktı. Yavaş adımlarla Enver abimi geriye itti. Tam karşısında durarak gözlerinin içine baktı. "Enver... Seni hep korudum. Hep savundum ama bak sabrımı sınama benim. Şimdi benim için geride dur lütfen." Bora abim, Enver abimle çok iyi anlaşırdı. Bunu hep görürdüm ama Enver abimin geriye çekilip koltuğa geri oturması ile bağlarının ne kadar kuvvetli olduğunu anladım.

Alnımdaki acı kendini ara ara hatırlatıyordu. İçimdeki uyku hissi de kuvvetleniyordu. Dayanamadan sordum;

"Ben uyuyabilir miyim?" Oldukça sesimi inceltmiştimki beni göndersinler diye ama Ata abim "Şimdi değil olur mu?" Demesiyle bütün dediklerim ağzıma tıkılmıştı. Ata abim beni inceleyerek "Kendine neden dikkat etmedin Asi?" Dudağımı ıssırdım. Cevap vermedim o da devam etti. "Bu normal bir düşüş değil sende biliyorsun." Üzerimdeki yoğun bakışlara dayanamdan cevap verdim "Bu benim hatam. Merdivenden ayağım kayıp düştüm."

Ata abim ise "Of!" Diyerek önüne döndü. "Yalan söylemeyi kes Asi!" Hızlıca konuştum. "Yalan söylemiyorum. Ben gerçekten düştüm." Hiddetle bana döndü. "Öylemi Asi? Sence ben mal mıyım? Alnın sivri yere gelmiş ve de diğer vücudunda tek bir morarık izi yok. Merdivene alnını vurmuş olabilirsin ama bu merdivenin içinde olduğun değil dışındayken vurduğun anlamına gelir ki zaten geldiğimizde merdiven kenarındaydın." İşte bunu beklememiştim. Hemen cevaplaması ile nefesi tükendiği için derin bir nefes almıştı. Asaf abim ise "Enver'in sinir problemleri ve bir çok hastalığı var Asi. Bir anlık sana sinirlenmesi yada başka bir nedenle kendisi seni hırpaladı mı?"

Bakışlarım hızlıca Enver abime döndü. Uyaran bakışlarını aldığımda yutkundum. Belli olmasın diye hemen önüme döndüm. "Gerçekten benim hatam bir anlık düştüm." Ata abim kaşlarını çattı. "Sakın bana yalan söyleme Asi. Tamam bu durumda çok düşünmeyeceğim ama aynı kanımdasın. Sağlığın bizim için önemli dikkat et bir dahakine." Diyerek konuyu kısa kesti. İçimin ferahlaması ile rahatladım.

"Uyuyabilir miyim?" Bora abim gülümsedi. "Tamam hadi yat sen." Dedi. Kendimi bayılacak gibi hissettiğim için kendimi çok zorlamadan yavaş ve dinlenerek merdiven çıktım. İlaçları bugün kullanmamıştım evet şuan çok fazla canım istiyordu ama sağlık açısından iyi hissediyordum.

Zararlı olduğu artık kesinleşti!

Odaya girer girmez üstümdekini bile değiştirmeden yattım. Zengin yatağının verdiği rahatlık hissi ile yüzümdeki yarı gülümseme eşliğinde uykuya daldım.

Asi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin