Arkadaşlar noldu tahmin edin 9 nisan benim doğum günümdü. Arkadaşım bana Hogwarts mektubu verdi. Ağağağa tiktokta paylaştım isterseniz gidip bakabilirsiniz.
Tiktok: blinkk_potterhead
İg: feyza_sultanqq
_____________
Sabah uyandığımda gözlerim şişmişti. Bu halde derse gidemezdim. Aynamın karşısında kendime baktım sonra çekmeceyi açıp kapatıcı ve fondoten çıkardım. Makyaj süngerinide çıkarıp gözaltlarıma bol bol sürdüm. -Demeyi unutmadan herşeyi pansye anlattım. O da bana bugün bir planları olduğunu söyledi. Beni itekliceklerdi, bende düşücektim ardından hafızam yerine gelicekti.-
Biraz kapanmıştı. Napayım artık böyle idare edicektim. Cübbemi giyip aşağı indim. Koridorlar boştu muhtemelen herkes kahvaltıdaydı. Arkamdan birinin geldiğini hissettim. Arkamı döndüğümde kimse yoktu. Yürümeye devam ettim.
Yine aynı his olunca bi daha döndüm yine kimse yoktu. Yürümeye devam ederken biri beni boş bir sınıfa çekti. Tam çığlık atıcağım sırada eliyle ağzımı kapattı. Beni çeken kişiye baktığımda draco olduğunu gördüm.
"Elimi çekeceğim bağırma tamam mı?" kafamı salladım. Elini çekti. "Korkuttum mu?" gülümsedim. "Bir anda olunca korktum biraz." o da gülümsedi. "Özür dilerim."
"Sorun yok. E ne dicektin malfoy?"
"Dün niye bir anda kaçtığını sorucaktım."
"Haa. Eee.. Şey" içeriye bir anda mattheo daldı. "Kaytie nerelerdesin? Heryerde seni aradım." draco yan bir şekilde mattheo ya baktı. "Benimleydi. Sıkıntı mı var?"
Mattheo da ona baktı. "Evet var."
Beni kolumdan tuttu ve sınıftan çıktı. Koridorda yürürken. "Ne konuştunuz?"
"Seni ilgilendirmez." durup kolumu dahada sıktı. Ağzımdan acı dolu bir inilti döküldü. "Ne konuştunuz dedim."
"Özel hayatım seni ilgilendirmez aptal ergen." beni duvara doğru ittirdi. Kollarıyla kafes yaptı. "Sevgilin olarak ilgilendirir." dedi ve bir anda dudağıma yapıştı. Ben daha ne olduğunu anlamadan biri mattheo yu çekip suratına yumruk attı.
O kişi dracoydu. Mattheo da ona yumruk attı. Çığlık atıp mattheo yu tuttum. "Dur yapma!" kolumdan tutup itekledi. Duvara çarpsamda umursamdım. "Onu öpmek ne haddine lan orosbu çoçuğu!" ikisi şuan kavga ediyordu ve bende mattheo dracoya zarar vermesin diye tutmaya çalışıyordum.
İnsanlar sesleri duymuş olucakki herkes toplanmış ikisini ayırmaya çalışıyordu. En sonunda ayırdıklarında Mattheo yu alıp gittiler. Ben dracoya bakıyordum. Dudağı patlamıştı. "İyimisin?"
"İyiyim."
"Onun adına çok özür dilerim."
"Senin özür dilemene gerek yok." kolundan tuttum. "Pansuman yapılması gerekiyor. Benim odama gidelim mi revirde onlar vardır."
"Gerek yok." önüne geçip gözlerine baktım. "Draco.." burnundan nefes verdi. "Kaytie zorlama."
"Draco lütfen. Kötüsün."
"Zorlama diyorum. Sevgilinin yanına git." dedi ve gitti. Yıkılmıştım. O benim sevgilim bile değildi. O gidince bende yavaş yavaş iksir sınıfına gittim ve profesörü beklemeye başladım.
***
Bütün dersler bitince, mp3 çalarımı ve kulaklığımı alıp karagöle gittim. Kulaklığımı taktım, yere yatıp yıldızları izlemeye başladım.
Biraz sonra açıma karanlık bir şey girince çığlık attım ve anında doğulup, kulaklığımı çıkardım. Gelen altın üçlüydü.
"Ödümü kopardınız." harry güldü. "Seni bayıldın sandık." ayağa kalktım. "Ne alaka? Neyse niye geldiniz?"
"Üç süpürgeye gidicez hepimiz. Seninde gelmeni istedik."
"Üç süpürgemi?"
"Gelemem deme şansın yok." desi ron. Güldüm. "Peki tamam geliyorum."
"Ben size demiştim. Hemen ikna olur diye." dedi hermione.
Beraber geri hogwartsa döndük ve hep beraber üç süpürgeye doğru yürümeye başladık. Draco arkadan geliyordu. Onunla konuşmam lazımdı. Bizimklier önden yürürken draconun yanına gittim.
"Draco? Pansumanın yapılmış." side eye bakış.
"Evet, astoria yaptı." bir saniye NE!? BENİ DÜŞÜREN KIZA
GİDİP PANSUMANMI YAPTIRMIŞTI!? "Astoria sevgilinmi?"
"Hayır değil."
"Peki sevgilin oldumu hiç?"
"Neden soruyorsun?"
"Hiç merak ettim sadece." biraz durdu. "Bi sevgilim vardı. Sonra bir anda ortadan yok oldu."
"Nasıl yani?" durdu. Sabır dilenircesine yukarı baktı. "Beni. Rahat bırak. Tamam mı? Sana zarar vermek istemiyorum. Benden uzak dur. Anladınmı? Anlatabiliyormuyum?"
"Anladım." dedim ve bizimkilerin yanına gittim.
Üç süpürgeye geldiğimizde bir masaya oturduk. Bizimkiler öylesine konuşurken pansy benim canımı acıtmadan bacağımı çimlikledi. Boğazımı temizledim. "Ben bir lavaboya gideyim." pansynin yanından geçerken pansy bana çelme taktı ve bende yere düştüm.
Oyuna devam ederek bayılmış gibi yaptım. Arkadaşlarım hemen başıma toplandı. Draconun endişelendiği sesinden belliydi. "Aferin parkinson. Tebrik ediyorum seni. Biz zaten hafızasını düzeltmeye çalışalım sen daha çok hafızasını kaybettirmeye çalış. Aferim."
"Ya kız bana takıldı."
"Boş yapmayı bırakında nefes alıyormu diye bakın." dedi harry. "Kes sesini pottah."
"Kavga etmezmisiniz." dedi hermione. Biraz zaman geçtikten sonra uyanıyormuş gibi yaptım. "Uyanıyor!" dedi ron. Gözlerimi yavaş yavaş açtım. Herkes etrafımda daire kurmuştu.
Gözlerimi kıstım. "Bana aval aval bakmaya devam edicekmisiniz? Kaldırsanıza." beni kaldırdılar. Hepsi gözümün içine bakıyordu. "Siz niye bana bakıyorsunuz? Hele sen dray."
"Draymı?" diye sordu heyecanla. Kıyamam bebeğime. "İsmin dray değilmi?" biraz şaşırır gibi oldu. "Evet ismim dray."
"Ay vallahi bir bunaltı geldi ya. Bana bakmayın artık hem biz niye burdayız?" hepsi birbirine bakıp güldüler.
"Hatırlamıyormusun?" dedi hermione. "En son hatırladığım şey... Imm sanki draco ile benim odamdaydık." draco bana baktı. "Sen sen hatırlıyorsun."
"Neyi hatırlamıyacağım acaba? Seninle sevgili olduğumumu. Asla." draco bana sarıldı. Çok sıkı sarılmıştı.
"Sevgilim seni çok özledim." dedi draco
Ona demek istedim. Bende. Bende seni çok özledim.
Draco hala bana sarılıyordu. Bir anda hıçkırdı. "Ağlıyormusun drayy?" bana sarılmaya devam etti. "Sevgilim, bitanem, hayatımın anlamı, göz bebeğim, nefesim, balım, seni bir daha yanlız bırakmicam."
"Draco neler oluyor?" ondan ayrıldım. Ağlıyordu. "Kaytie..."
"Sevgilim ağlama." dedim gözlerim dolmuştu. Bende ağlamaya başladım. "Seni çok seviyorum flores. Beni asla bırakma tamammı? Asla." dedi ve dudağıma yapıştı.
Saat sabah altı ve ben bölüm yazıyorum. Uhsshxnckjdjdcnck
