Sabah harika alarmımın çalması ile uyandım. Oflaya puflaya kalkıp elimi yüzümü yıkadım ve kıyafetlerimi giyip cübbemi üzerine geçirdim. Lanet olsunki en sevmediğim ders olan kehanet dersi vardı.
O çatlak kadının dersini kim ilk derse koymuştuki? Kitaplarımı alıp sınıfa girdim. Bu dersi sadece hermione ve ben alıyorduk. Durun bir kişi daha astoria. Sınıfa girdiğimde o gerizekalı kafadan sorunlu kızı gördüm. Gözlerimi devirerek hermione nin yanına oturdum.
"Bu kızdan nefret ediyorum."
"Bende." bir kaç dakika sonra profesör içeri girdi. "Evet hadi herkes kahvesini içsin. Sonrada fallarınıza bakıcaz. Hadi bakim." hermin kulağına eğildim. "Komşu komşu hu hu oğlun geldimi?" oda güldü.
"Geldi."
"Ne getirdi?"
"İnci boncuk."
"Kime kime?"
"Sana bana."
"Başka kime?"
"Kara kediye."
"Kara kedi nerde?"
"Ağaca çıktı."
"Ağaç nerde?"
"Balta kesti."
"Balta nerde?"
"Suya düştü."
"Su nerde?"
"İnek içti."
"İnek nerde?"
"Dağa kaçtı."
"Dağ nerde?" ikimizde aynı anda bağırdık.
"Yandı bitti kül oldu!" profesörün bakışları anında bizi buldu. "Ne yandı?!"
"Yok profesör bir şey yanmadı." bizim önümüzde durdu. "Sakın bir daha benim dersimde bağırmayın!" diye bize bağırdı. Kadının seside çok kötüydü. "Pekala profesör." dedi herm.
:*
"Hadi ama herm bizi bekliyorlar." hermione şuanda ödev için lazım olan kitapları arıyordu. "Bir saniye şuralarda olucaktı." dahada ileriye gitti. Bende olduğum yerde kalçamı masaya yasladım.
"Ahh flores demek bulanık arkadaşını bekliyorsun?" kafamı kaldırdığımda karşımda sürtük astoria vardı. "Kiminle arkadaşlık yaptığım seni ilgilendirmez siktir git burdan."
"Gitmezsem nolur?" yakasından tutup kendime çektim. "Ben götürürüm." gözleri şokla açıldı."Bırak beni seni aptal." dedi ve beni ittirdi. Sendeleyerek yere düştüm ve kafamı yere çarptım. Devamı karanlık...
Hermioneden...
Geri geldiğimde herkes bir yerin etrafına toplanmışlardı. Gidip baktım, yerde kanlar içinde kaytie yatıyordu. Herkesi ittirdim. "Noldu ona?!" kimse cevap vermedi. "Cevap versenize!?"
"A-astoria onu itekledi." ayağa kalktım. "Onu revire götürmemiz lazım!" o sırada içeriye koşarak bizimkiler girdi. Draco koşarak geldi. Onu hemen kucağına alıp revire götürdü.
Dracodan..
Kaytie yi görmemize daha izin vermemişlerdi ve en kötüsüde hafıza kaybı yaşayabilirmiş.
Madam dışarı kafasını uzattı. "Çocuklar içeri giriceksiniz ama size kötü bir haberim var." draco madama döndü. "Artık geveleme şu lafıda söyle!"
"Malfoy maalesef kaytie seni hatırlamıyor. Sizin hakkınızda soru sordum. Seni sorunca o kim dedi."Şuan bütün dünyam başıma yıkılmıştı. "Nasıl hatırlamıyor?"
"Sen onun hafızasından silinmişsin. Çocuklar girip görebilirsiniz." hepsi içeri girmeye başladı. Bende onların arkasında girdim. "Geçmiş olsun kaytie." dedi harry."Sağol harry. Bu arada bana noldu? Ve şu arkanızdaki çocuk kim?" beni kast etmişti. Konuşacağım sırada pansy kolumu tuttu. "Şimdi olmaz." nefesimi verdim.
"Sen tahlihsiz bir olay yüzünden merdivenlerden yuvarlandın. Kafanı merdivenin kenarına çarptığın için kanadı. Bu arkamızdaki çocukta oradan geçerken kanlar içinde seni görmüş. Hemen revire getirip bize haber verdi. İsmi draco malfoy."
Kaytie kafasını tuttu. "Ahh.." granger hemen onun yanına gitti. "İyimisin? Noldu?"
"Başım. Başım bir anda ağrıdı. Sank ismi bana bir yerden tanıdık geldi." herkes sustu. "Neyse. Sarı çocuk. Revirden çıktığımda seninle daha ayrıntılı bir şekilde tanışmak çok isterim. Ne dersin?"Ayrıntılımı? Hah ben senin sevgilinim.
"Olur." gülümsedi. Gülmesi herşeye bedeldi. "Biraz gelsene niye arkada duruyorsun? Yoksa utanıyormusun benden?" herkes güldü. "Yok utanmıyorum. Benim biraz işim var sonra gelirim ziyaretine."
Hızlı adımlarla revirden çıktım. Kravatımı gevşetmeye çalışarak erkekler tuvaletine girdim. Üzerimdeki kazağı üzerimden çıkarıp yere attım. Hep o anlar kafamın içinde dönüyordu. Kapı gıcırdama sesi ile arkamı döndüm.
Astoria gelmişti. "Ne o? Bu seferde benim hafızamımı siliceksin?" bana yaklaşmaya çalıştı. "Yaklaşma." durdu. "Draco lütfen. İsteyerek olmadı."
"Nasıl oldu? Yanından geçerken elinmi çarptı?" bana bakmayı sürdürdü. "Ne bakıyorsun? Cevap versene!""Ö-özür dilerim. Lütfen bana bağırma." gidip bileklerinden tuttum. "Özür falan dileme tamammı? Dileme!" ittirerek bıraktım ve oradan çıktım. Astronomi kulesine gittim.
Burada çok güzel anılarımız olmuştu. Burası benimle onun yeriydi. (Tabi reviri saymazsak :d) o beni hatırlamasa bile ben onu çok seveceğim.
Devamını yatarken kurgulamadığım için devamı yokk jsjsmxndksksjsndj neyse bu gece kurgularım sabah yazarım. Bu arada oruç nasıl gidiyor?