Final

7.2K 352 85
                                    

Bir buçuk ay sonra*

Heyecanla titreyen ellerimi sıktım ve nerdeyse ağzımda atan kalbimin biraz durulması için dualar sıraladım.

Bugün, Galatasaray'ın maçı vardı ve ben oraya gidiyordum!

Kerem'in haberi yoktu. Tüm akşam tez yazmakla uğraşacağım sanıyordu. Güzel kandırmıştım bal adamımı.

Üstümde Kerem'in hediye ettiği forma vardı. Fatih Terim imzalı, 7 numara.

Onun numarası.

Gülümsemekten ağrıyan yanaklarıma parmaklarımı bastırdım fakat gülümsemeye devam ettiğimden, ağrımaya devam ediyorlardı.

Hava serin olduğundan formanın içine siyah uzun kollu bir badi giymiştim, altımda da siyah bir pantolon vardı. Saçlarımı şekillendirmek için yine uzun bir süre uğraşmıştım fakat sonunda istediğim şekle bürünmüştü.

Çıkmam gereken saat yaklaşırken, trençkotumu ve çantamı alıp önce odadan sonra da evden çıktım. Ablama bugün eve gelmeyeceğimi haber vermiştim.

Kerem'in seansları bittiğinden ve geçmişten tamamen arındığından, ablam sorun çıkarmıyordu. Yine de Kerem bana bu konuda bir şey hissettirdiğinde, ondan saklamamam için sıkıca tembihlemişti beni.

Bir çocuk gibi şakıyarak merdivenlerden indim ve içime sığmayan enerjimle arabama ilerledim. Stadyumun konumunu girip telefonumdan haritayı açtım ve telefonu arabaya sabitledim.

Bir saat görünüyordu fakat biliyordum ki trafik vardı ve en az iki saat çekecektim o yolu.

Bu düşünce yüzümü buruşturmama sebep oldu.

Bunu düşünmeyi bırakarak arabaya bağladığım telefonla tribün bestelerinin ve marşların olduğu playlistimi açtım. Bağıra bağıra onlara eşlik ederken, ilk defa Kerem beni biliyorken onu izlemeye gittiğimin farkındaydım.

Trafiğe pek takılmadan stadyuma geldiğimde, gördüğüm kalabalık ve tezahürat sesleri gülümsememe sebep oldu. Kale arkasıydı biletim.

Ama içeri girmedim.

Maça daha vardı ve Kerem'in yanına girebilmek için yardım almam gerekiyordu.

Gülümsedim. Yardım alacağım kişiyi çoktan seçmiştim bile.

Yunus!

Telefonumdan Yunus'un numarasını bulduğumda, birkaç adım ilerleyerek daha sakin bir yerde durdum. Tabi ki numarayı Kerem'in telefonundan araklamıştım. Yunus bugünkü maça çıkmayacağı için kolaylıkla bana yardım edebilirdi.

Yengesiydim onun. Mecbur edecekti.

Birkaç çalıştan sonra telefon açıldığında, önce ne desem bilemedim. Kerem'i her gün sitede gördüğümden alışsam da, Yunus da sevdiğim bir futbolcuydu ve onunla telefonda konuşacak olmak oldukça garipti.

"Yunus?" dedim en mantıklısı olduğunu düşünerek.

"Benim? Siz kimsiniz?"

Şu an resmen Yunus Akgün ile telefonda konuşuyordum!

"Ben, Ahsen. Şey... Numaranı Kerem'in telefonundan aldım. Haberi yok ama. Eğer yanındaysa belli etmeden uzaklaş lütfen." Dudaklarımı dişledim. "Numaranı gizlice almak doğru değil biliyorum ama Kerem'e sürpriz yapmak istedim."

Tedirgince tepkisini beklerken güldü ve heyecanla, "Yenge deli misin!" dedi bağırarak. "Hiç sorun değil. Ne sürprizi yapacaksın bizim ayıya? Nasıl yardımcı olayım yengeme?"

carpe portus|textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin