0.2

408 46 125
                                    

"Ah, sonunda bahar geldi" Alexandra gülümsedi ve perdeleri açtı. Lale gerindi, saçları arasında dolaşan tarağın sesi kulağını doldururken üzerine giydiği yeşil elbisenin yakasını düzeltti, açık saçlarını önünde ellerine bıraktı.

"Lale, bu taca bak, bence sana yakışacak!" Alexandra neşeyle tacı eline aldı ve Lale'ye yaklaştı. Lale dizlerini kırıp tacı başına aldı ve aynaya döndü. "Kuşatmanın başarısız olmasına üzüldüm" Alexandra ellerini önünde birleştirdi ve devam etti, "Ama Aslan ve Vlad'ın dönmesine seviniyorum"

"Bende"

Lale camından baktığı konvoyun padişaha ait olduğunu anlaması çok sürmedi. Tüm üzerindeki gerginliği taşımakta zorlandı.

"Şehzade'ye cevap yazmamış olman anlaşılır bir durum Lale. Kalbini çok kırdı ne de olsa, endişelenme" Lale arkadaşına döndü, mavi gözlerindeki ferahlık tüm ruhunu aydınlattı. "Bilmiyorum Sandra, sadece... Mehmed'in sağı solu belli olmuyor. Suyu bir türlü durulmadı"

Zihnini dolduran kara düşünce tohumlarını bir bir ezen o cümleyi tekrar getirdi aklına.

"Beni değiştiren, neredeyse hayatını mahvettiğim birinin bu hayata olansaf bakışıydı"

Lale ona inanmıştı. Değiştiğine inanmıştı.

'Belki de erken davranmışımdır'

Şahi Hatun'un içeri girmesiyle iki kız arkasına döndü. Çok geçmeden hazırlıkların yapıldığı karşılamaya yetişmek için acele ettirildiler. Aile yerine, padişaha en yakın kısma, Lale geçti ve beklemeye başladı.

'Mehmed ve Murad amcam birazdan bu kapıdan geçecek. Aradan geçen bir seneden sonra geçecekler'

Destur verildi ve içeri giren hasta padişah ve varisi arkasındaydı. Herkes eğilirken Lale derin bir nefes aldı ve şehzadenin onun üzerinde olan gözlerini yutkundu.

Mehmed babasının yanına, tahtın sağına geçti. Padişah sırayla tüm herkesle selamlaşıp duasını alırken sıra Lale'ye geldiğinde hükümdar tüm güler yüzlülüğü ile yeğenine elini uzattı.

"Hoşgeldiniz padişahım, gözümüz yollarda kalmıştı" Lale'nin elini okşayan amcası gülümsedi, "Ah, Lale'm! Canım yiğenim. Burnumda öyle tüttün ki! Ama sonunda tüm hasret, acı, gam, keder bitti"

Lale, amcasının ayak ucuna oturduğunda Sultan Murad daha da memnun oldu. Yeğeninin ay parçası yüzünü okşadı ve ona doğru eğildi. "Rüyamda valideni gördüm"

Lale şaşırdı, "Hayırlar olsun amcacığım!"

"Vaktimin geldiğini, beni nasıl hasretle beklediğini anlattı"

Lale, amcasından duyduklarına sevinse mi üzülse mi bilemedi. Oğullarının tablolarını izlerken onlarla olan hasretini, üzüntüsünü gidermesinde yardımcı olabildiğine çok sevinirken böyle bir haberle tüm yüreği dağlanmış gibi hissetti. Dudakları soldu, gözleri amcasına küstü. Asılan yüzünü amcası neşeyle kaldırdı, "Lale'm? Asma o nurlu yüzünü! Hem bak, senin sayende içim rahat, gözüm kapalı kavuşacağım rabbime"

Lale zoraki gülümsedi lakîn asla memnun değildi bu vaziyetten. Hatta şehzadeyi bile unutmuş ve yerine geçmişti. Şehzadenin ona olan beklentisini hissetmez olmuştu.

Sultan Murad herkesle selamlaşıp iyi dilek ve dualarını aldıktan sonra hareme geçmek için ayaklandı. Kaftanını düzletti ve açılan kapıya ilerledi. O geçerken eğilen hatunlar doğrulduğunda Lale havasız kaldığını hissetti.

AvnîHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin