1.3

276 29 20
                                    

"Mehmed seni niye çağırmış, biliyor musun?" Alexandra Lale'nin tacını takarken sordu. Lale başını iki yana salladığında Sandra derin bir nefes verdi.

"Umarım hayırlı bir iş içindir."

Lale hızla üzerine giydiği bordo kıyafetinin altın sırma işlemeleri ile aynaya döndü. Saçlarını açtı ve perçemlerini kulağının arkasına sıkıştırdı. Başına taktığı tacındaki inci işlemelerin aynılarını da gerdanlığında taşıyordu. Küçük inci küpeleri de taktıktan sonra aynada döndü ve sırma saçlarının bir kısmını önüne alarak gülümsedi. Alexandra'nın ona uzattığı postu omuzlarına sarıp derin bir nefes verdi.

"Nasıl oldum?"

Sandra gülümsedi, hünkar için hazırlanan cariyelerden farksızdı Lale şu anda. "Fevkalade oldun Lale," dediğinde dairenin kapısı çalındı. Lale,  "Girin," dediğinde içeri giren kapı ağası başını eğdi. "Lale Hatun'u almak için geldim. Hünkarımız Mehmed Hazretleri'nin emri."

Alexandra baş salladı. "Lale, hazır mısın?" diye sorduğunda Lale küçük bir baş sallama ile yetindi ve kapı ağasını takip etti. Kapı ağası taş koridorlarda ilerledi ve Lale'yi has bahçeye çıkardı. Hafifçe esen soğuk rüzgar artık güzün habercisi olan yaprakları solduruyordu. Bu sefer tüm cihan kederde boğuluyor gibi görünüyordu. Lale üzerini saran posta sarıldı ve rüzgarın saçlarını dalgalandırmasına mani olamadan kapı ağasını takip etmeye devam etti.

Taş yoldan ilerleyip güllerin önünde bekleyen Mehmed'i gördüğünde Lale gülümsedi. Selam verdi ve başını eğdi, "Hünkarım..."

Mehmed ise gözlerini güllerden ayırmadı. Derin bir nefes verip güllerden birini koparmaya yeltendi. Gülü kopartıp Lale'ye döndü. "Gülleri sever misin?"

"Severim Hünkarım, lakin dallarında daha güzel olduklarını düşünüyorum."

Mehmed başını salladı ve hafifçe de olsa gülümsedi. "Haklısın," diyerek ona hak verdi. Yutkundu, adem elması yukarı aşağı hareketi ile hafifçe uzamış sakallarını elinin tersiyle kaşıdı. Başındaki kavuğun simetrik duruşu Lale'nin dikkatinden kaçmamıştı. Her zamanki gibi kaftanının nasıl olacağına kendi karar vermişe benziyordu. Mehmed zevkleri olan bir padişahtı. Dökülen çınarların turuncu yapraklarına çalan desenler siyah kaftanında oldukça asil duruyordu.

"Aslında seninle konuşmam gereken bir mevzu var, Lale."

Lale derin bir nefesle Mehmed'e daha da yaklaştı. "Dinliyorum," dedi ve rüzgara daha da teslim oldu.

"Sefer hazırlıklarına başladım. Kostantiniye'yi fethedeceğim, babama olan sözümü tutacağım," dedi ve hatuna döndü. Ceylan gözleri onda güç ararken daha da zayıf düştü. Lale'nin iri gözleri endişe ile dolmuş taşıyordu. "Hemen mi," diye sordu şakıyan sesiyle.

Bilmiyordu ki Mehmed'in en çok çaresiz hissettiği anlar onun bu şekilde bakan gözlerine hesap veren zamanlardı.

"Hemen," dedi ve keskinliğine keskinlik kattı, "Eğer fethetmezsem her şey daha sıkıntılı olacak. Ayrıca," dedi ve gülümsedi. "Beni biraz özle."

Birden söylenen bu cümle Lale'nin yanaklarını allaştırdı.

"Mehmed...şimdi gitme, en azından şuan değil. Hemen değil." Tüm masumluğunu kullanmak istedi Lale. Onu da kaybetme korkusu yüzünden çırpınan kalbiyle baş başa kalmak istemedi. "Ben sensiz ne yaparım?"

"Bensiz..." dedi ve Mehmed devam etti, "Bensiz kalabilmen için bana sahip olman gerek."

Lale dudaklarını ısırdı. "Ne yani," dedi ve kaşlarını çattı. Mehmed şuan onunla dalga geçiyordu. "Benimle dalga mı geçeceksin?"

"Belki biraz."

Lale gözlerini devirdi ve hafifçe ondan uzaklaştı. Mehmed ise gülümsemeye devam etti, bu hatunun her hareketi onu daha da cezbedici hale getirmesinden tekrar nefret etti. Nasıl bu denli güzel ve baş döndürücü olabilirdi?

"Eğer Kostantiniye'yi fethedersem..." dedi ve güllerden biraz uzakta olan lalelere döndü.

"Şehülislam Efendi'den nikahımızı kıymamızı isteyeceğim."

Lale'nin gözleri açıldı ve Mehmed'e döndü. Bir şey söylemek istedi, birçok şey söylemek istedi ama yapamadı. Dağ gibi sert duran adamın kararını ne değiştirebileceğine inandı ya da ne de bir işe yarayacağına inandı söyleyeceklerinin. Kendi kalbine dürüst olmak bile isteyemeyecek kadar çok istiyordu bunun olmasını.

Onunla evli olmak.

Bu Lale'nin sadece gülümsemesine sebep oldu.

Kaşlaruna bir kadîmi bendedür benzer hilâlKim dütâ itmiş durur kaddin mürûr-ı mâh u sâl

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kaşlaruna bir kadîmi bendedür benzer hilâl
Kim dütâ itmiş durur kaddin mürûr-ı mâh u sâl

Ne ta’alluk leblerim yâkût hattın kılsa nush
Bu muhakkakdur ki reyhan oldı hattundan misâl

Bir zavallu âfitâb u mâh ise bir kec-dehen
Nice kılsunlar senünle da’va-yı hüsn ü cemâl

Kaşlaruna nisbet itdümse hilâli ey kamer
Eyledüm bârik fikr vü bagladum nâzik hayâl

‘Adliyâ ahvâlüne vâkıf degül sanma nigâr
Her gazel kim yazdum oldı yâra benden ‘arz-ı hâl

Adlî

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 30, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AvnîHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin