otuz dördüncü bölüm

5.6K 450 148
                                    

Eğlenelim ya

" Şaka?! "

Sesim istemsizce yükselirken Afra gülerek bavulunu işaret ettiğinde şaşkınlığım katlandıkça katlandı.

İkisi konağa taşınıyordu. Demirdağ erkeklerinin arasında Batuhan.

3. veya 4. dünya savaşı için hazır olun. Allah, Allah! Allah..

Kendi içimde savaşın sirenlerini çalarak gülmeye başladım.

" Oha, inanamıyorum. Sonunda güldün! Bir an hep böyle üzgün kalacaksın sandım- "

" Afra! "

Arkamdan gelen sert sözcükle çoktan solmuş gülüşümle birlikte yutkundum ve kendimi gülmeye zorladım.

" Doğama ters kızım, ne diyorsun ya? " diyerek arkamı döndüm. Egemen ile göz göze geldiğimizde yüzümü taramış elini uzatmıştı.

Çikolatalı süt.

" Al bakalım, hadi yine iyisin he. Zulamdan çıkardım. " dedi gülerek. Kirpiklerimin arasından erimiş bir bakış attım.

Yerdim, yutardım. Sıçmazdım.

" Teşekkür ederim. " dedim miyavlamaya yakın bir sesle.

Abicim yapmayın, bakın duygusal dönemimdeyim. Gün içinde üç, beş kez ağlatmanıza ne gerek var?

" Ne teşekkürü ya! " diyerek koluma abandığında sendeleyerek acıyla kolumu tuttum. Yaralarım üstüne o sert yumruk... Ebeni ham yapayım Egemen!

Endişeyle öne atılacağı sıra kedi yavrusu gibi ensesinden tutulmuştu.

" Beyinsiz dalyarak, ne yapıyorsun acaba?! " diye sinirle onu geriye atan Çağan adımlarını bana yöneltmiş tuttuğum kolumu kendine çekmişti. Ani gelişen Demirdağ ilgisi bana ters hacı, ben diyeyim. " Çok acıyor mu? " diye sordu dikkatle koluma bakarken.

Homurdanarak geriye çekildim.

" Ölmedim doktor bey. " dedim alay etmeden durmayan ifademle. Hafifçe gülerek burnuma parmağını vurması ile duraksadım. " Çağan? "

" Efendim? "

Onaylaması ile telaşla atıldım. " İyi misin lan? Hazır hastanedeyken kalan 2 gramcık beynimi aldırayım falan mı dedin? " diye tedirgince konuşmam ile afallayarak yüzüme boş boş baktı.

" Ne? "

" Ay, vallaha aldırmış sanırım! " diyerek telaşla Egemen'e baktım. O sırıtarak başını sallarken Çağan sinirle sabır çekti.

" Yaranamıyoruz kızım sana, yaranamıyoruz. " diye ağıtlar yakarken kahkahamı salarak alnına vurdum. Bunu beklemediği için sendeleyerek dehşetle yüzüme bakarken parmaklarımı birleştirip yüzüne yapıştırdım.

" Üfle. " dediğimde sorgulamadan üflemesi ile memnunca gülerek yanından geçtim. Geçerken koluna bir sille çakmayı unutmadım. " Maşallah, kaslı kollar falan. Besiye çekilmiş danam. " diyerek sevgilerimi iletmeyi de unutmamıştım.

AŞİRET KIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin