on beşinci bölüm

17.6K 1.1K 327
                                    

" DENİZ!" diyerek ilk koşan kişi Emre Şahindağ oldu. Ben daha geri çekilemezken havaya zıplamış yere basamayan ayaklarım ile havada tutulmuştum.

Sıkıca sarıldığında sitemle inledim.

" İmdat! Adam öldürüyorlar." diye cırtlak bir şekilde çığırdım. Emre umursamadan etrafında dönerken boş olan midem bana el hareketi çekerek gazı ağzımdan yollamış ve öğürür gibi bir ses çıkmıştı ağzımdan.

Sonunda yere bıraktığında dönen başımla senledim. Anında başka bir el koluma yapıştı ve göğsüne yapıştırdı.

" Hoş geldin!" diyen Egemen ile neşeyle geri çekilip boynuna atladım. Hafif afallasada o da sıkıca sarılmıştı.

Şimdi Egemen bana iki koli çikolatalı süt almıştı. Bir kez sarılabilir canim.

Geri çekilirken sıraya giren kişilere karşlarımı çattım.

" Geri basın ayol! Zaten sıcak. Hem, anneniz nerde? İlk onun gelmesi lazımdı aslında." diyerek alay edercesine güldüm.

Hepsinin ifadesi değişirken onlara burun kıvırarak geldiğimden beri bana bakarak oturan çocuğa doğru ilerledim.

" Selam, Man!" dediğimde kaşları havaya kalksada başını sallamış bir şey dememişti." Ha? İnsan bir selam verir puşt. Ah, şu zamane gençleri Allah'ın selamını bile almıyor artık." diye yakınarak kendimi karşısına doğru attım.

" Allah'ın selamını düzgün verseydin alırdım." dediğinde gözlerimi kıprıştırarak ona baktım. Kanka girdi..

" Dilinde boyundan uzunmuş. " diye güldüğümde," Diyene bak, dinime küfreden Müslüman olsa. " dediğinde iyice bozulmayla sinirle ona baktım. Tek kaşını alayla kaldırınca bu sefer nefretle baktım. Ben tek kaşımı kaldıramıyordum bu velet nasıl yapar lan!

" Erez, biraz kibar ol babacığım." diyen Şahin Demirdağ ile," Evet Erez biraz kibar ol ablana karşı." dediğimde o dahil hepsi şaşkınca bana bakmıştı. Sonra dank edenle bende şaşkınca onlara baktım.

Bir kaç dakika şaşkınca bakışınca artık sıkıldığım için ofladım.

" Ne ara o kadınla çocuk yaptınız amk. Besiye falan mı çektiniz! Bu ne? Resmen beş ayda benim boyuma gelmiş ya. İmdat." demiştim ve onların yüz ifadesi yine değişmişti.

" Annelerimizin farklı olduğu gerçeği.." diye mırıldanınca kaşlarım havaya kalktı. Şahin Demirdağ az değilmiş he.

" Maşallah sizde ki çocuk düşkünlüğü de.. "diye kendi kendime gülerken onlar yüzünü buruşturdu.

Omuz silktim.

" Eee nerde Kayra Hanımcık? " diye meraksız bir şekilde sordum. Ona iki çift lafım vardı da.

" Gitti. "diyen Denis ile hızla ona döndüm. Şaşkın şaşkın bakarken gözlerinde ki öfkeyle bana döndü."Neden gitti biliyor musun? Senin yüzüne! Sen onu affedemediğin için! Ne olurdu inadı bir kez bıraksan! Onun suçu yoktu! Babamın suçu yoktu! Abilerimin suçu hiç yoktu! Her şey senin inadın yüzüne oldu! Geldiği yere, üvey kardeşimize döndü! Anladın mı!?" diye öfkeyle gürlediğinde gülmemek için zor durdum.

Denis yavrum neden gök gibi gürlüyorsun? Yağmur yağdırıcak mısın?

Saçma düşüncelerimle kendimi tutamayıp kahkaha atmaya başladım.

Onlar anlamayarak bana bakarken daha fazla güldüm.

Neden güldüğümü bilmemek daha çok güldürüyordu.

Deliydim valla. Ne yapsam yeri.

" Gerçekten dediğin gibi Denis abi.. Akıl hastasıymış." diyen çocukla gülüşüm yavaş yavaş solarken iç çektim.

AŞİRET KIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin